ABD emperyalizmi son aylarda Venezuela açıklarında yoğun bir askeri yığınak peşinde. Bu askeri yığınak uluslar arası gözlemciler ve Venezuela hükümeti tarafından muhtemel bir işgal hazırlığı olarak değerlendiriliyor. Ayrıca bu askeri yığınak kapasitesi uluslar arası gözlemcilere ve ilgili kaynaklara göre, her geçen gün tehlikeli bir şekilde tırmandırılıyor.
Yüksek Seviyeli Deniz ve Kara Varlığı:
Amerikan donanması, Venezuela kıyılarına yakın sularda en az üç muhrip konuşlandırmış durumda. Ayrıca bir denizaltı (nükleer tahrikli hızlı hücum denizaltısı) da bölgede faaliyet gösteriyor. Bir helikopter gemisi, Lojistik ve çıkarma kapasiteli gemiler ile ~4.000–4.500 ABD personeli, bunların arasında yaklaşık 2.200 deniz piyadesi.
Hava Varlığı:
ABD, bölgedeki hava gücünü güçlendirmiş durumda: insansız hava araçları (drone), F-35B’ler (sıcak kalkış/iniş yeteneği olan) konuşlandırılmış. Stratejik bombardıman kapasitesi de görülüyor: B-52 bombardıman uçaklarının Venezuela hava sahasına yakın bölgelerde uçuş yaptığı bildirildi. Ayrıca, F-35’lerin ve diğer hava varlıklarının Puerto Rico gibi üslerden konuşlandırıldığı belirtiliyor.
ABD, bu devasa askeri yığınağı resmi olarak uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadele operasyonu olarak tanımlıyor. Ancak analistler ve bazı kaynaklar, bu büyüklükteki askeri kuvvetin sadece “uyuşturucu ticaretine yönelik” bir operasyondan daha fazlasına işaret ettiğini, muhtemel bir rejim değiştirme ya da işgal stratejisinin parçası olabileceğini vurguluyor.
ABD’nin geçmiş operasyonlarında fazlasıyla örneğine rastladığımız askeri saldırganlığını sahneye koymadan önce hedef şaşırtma ve gerçek dışı bahaneler uydurma alışkanlığını akla getiriyor, doğal olarak. Örneğin Panama işgali(1989) hafızalarda hala tazeliğini koruyor.
Nitekim bu açıdan Venezuela Hükümetinin ekonomik kapasitesine öncelikli olarak göz atmak gerekiyor. Nedir ABD’nin doyumsuz iştahını ve saldırganlığını harekete geçiren hazine?(*)

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) verilerine göre, Venezuela’nın günlük petrol üretimi 2025 yılı itibarıyla ortalama 1 milyon varil düzeyinde seyrediyor. Venezuela 303 milyar 200 milyon varil kanıtlanmış petrol rezerviyle dünyada ilk sırada yer alıyor. Ülkenin batı ve orta bölgelerinde çıkarılan petrol, Venezuela ekonomisinin temelini oluşturuyor. Venezuela Devlet Petrol Şirketi verilerine göre, ülke 2024 yılında petrol ihracatından yaklaşık 17,5 milyar dolar gelir elde etti.
Doğal gaz rezervleri bakımından da dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer alan Venezuela, 201 trilyon fit küp rezervle küresel sıralamada 8. sırada bulunuyor. Ülkenin doğal gaz rezervlerinin çoğu, kuzeydoğu kıyı şeridinde yoğunlaşıyor. Bu sahalar, Karayip Denizi ve Atlas Okyanusu’na açılan stratejik alanlarda bulunuyor.
Venezuela Merkez Bankası verilerine göre, ülke genelinde yer altında çıkarılmayı bekleyen potansiyel altın rezervinin 7 bin tonun üzerinde olduğu tahmin ediliyor.
Bu ölçüde zengin doğal kaynaklara sahip bir Latin ülkesinin hele bir de uzun yıllardır ABD emperyalizmine boyun eğmeyen yönetimlere(Chavez-Maduro) sahip olduğu düşünülürse bu savaş yığınağının ne anlama geldiği daha iyi anlaşılır.
Uluslar arası hukuka göre, ülkelerin egemenlik haklarının evrensel hukukun temel ilkesi olduğu dikkate alındığında da ABD’nin askeri yığınağının dünyanın bir bölgesini daha ateş topu haline getirmesi ihtimali çok kuvvetli görünüyor. Nitekim Venezuela hükümeti de topyekün seferberlik ilan ederek sonuna kadar direneceklerini açıkladı.
Trump’ın ‘Amerika’yı yeniden büyük yapma’ hedefi arka bahçesi olarak gördüğü Latin Amerika’da da sınır ve ilke tanımıyor. Bu tehlikeli yığınak 3. Paylaşım savaşına giden sürecin taşlarını döşüyor.
(*) Görsel: AA web sayfasından
Yorumlar (0)