AKP İktidarının Karanlığa Geçit Veren Politikaları

Laik, bilimsel, çağdaş eğitim yerini, adım adım örgütlenmiş, bağnaz ve kapkaranlık, kötücül bir zihniyete bırakırken ve 22 yıldır eğitim sisteminin içi bile isteye boşaltılırken bu gidişe ‘DUR’ diyenlere selam olsun. Bu kör karanlığa, bu ışıksız, bu yoz zihniyete ‘Artık Yeter’ diyelim. Unutmayalım ki EN ÇOK ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNE GEREKSİNİMİMİZ var.

AKP İktidarının Karanlığa Geçit Veren Politikaları

AKP İktidarının Karanlığa Geçit Veren Politikaları ve Datça

30 Eylül Pazartesi günü Datça’da 500’ü aşkın kişinin sesi yükseldi: “Sürgün cezalarına karşıyız, öğretmenlerimizi geri istiyoruz.”

İlçemizdeki öğretmen açığına rağmen iki öğretmenimiz sürgün edildi. Eğitim Sen’liydiler, laik- demokratik - bilimsel eğitim için mücadele içindeydiler.

Datça’dan yükselen bu ses aslında ülkemizin eğitim sorunlarının tümüne bir haykırıştı.

22 yıldır -dile kolay 8030 gün- eğitim üzerine oynadığı oyunlarla, bilinçli-planlı bir kötülük silsilesiyle, iktidarın yapboza çevirdiği politikalar geleceğimizi karartıyor.

Şaşaayla sunulan Türkiye Maarif Modeli ve velilerden alınan katkı payı olmadan ayakta duramayan eğitim kurumları. Temizlik, hijyen, kırtasiye ve araç-gereç malzemeleri, güvenlik görevlilerinin maaşları ve bakımı veliler tarafından karşılanan-karşılanmak zorunda bırakılan- okullar.

Öğretmen ataması yapılmadan açılan okullar. Özel okullara ucuz işgücü olarak sunulan öğretmenlerimiz. Yoksulluk sınırı altında çalışan öğretmenlerimiz. İçi kof Öğretmenlik Mesleği Kanunuyla gereksinimlerine asla karşılık bulamayan; itiraz etmemeleri, itaat etmeleri istenen öğretmenlerimiz

1gün okul, 4 gün iş” sloganıyla hayata geçirilen, öğrencilerimizin ucuz ve güvencesiz iş gücü olarak kullanılmasına yol açan MESEM projesi. 2024’ ün ilk 7 ayında iş cinayetleriyle hayattan koparılan 9 öğrenci, 9 çocuk… Bu düzen böyle sürdükçe ne ilk ne de son olacaklar maalesef…

Gelinen nokta laik ve bilimsel eğitimden uzaklaştırılmış, tarikatlarla ilişkili vakıf ve derneklerin eğitime paydaş yapılması ve ortaöğretimden kopartılan bir milyon öğrenci.

Ve ÇEDES/ Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum/ projesiyle okullarda görevlendirilen imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı, kuran kursu hocaları.

Milli Eğitim Bakanı’nın cemaat ve tarikatlarla protokol eleştirilerine verdiği yanıt: Sizin tarikat dediğiniz bizim STK dediğimiz yapılardır.

Öğrenciler aç, okul kantininde bir tostun ortalama 70, Meclis Lokantasında kavurma pilavın 42 Tl’ye satıldığı yaman çelişkilerle dolu ülkem.

Analar babalar çocuklarına beslenme çantası bile hazırlayamazken güvencesiz yarınların zemininde ilerleyemeyen ülkem çocukları.

Behçet Necatigil’ in naif dizeleri bizim de dileğimiz.

Bütün çocuklar
Yokluk bilmesinler
Et, şeker, süt bulsunlar
Giyimli, tok ve rahat
Gitsinler okullara
Sınıflarını geçsinler.

Büyükler biraz daha yorulsun
Onlar da büyüsünler
Onlar da mesut olsunlar
Geçti, kaç savaş ezikliği
Çocukları düşünsünler
Çocuklar iyi gün görsünler.


Laik, bilimsel, çağdaş eğitim yerini, adım adım örgütlenmiş, bağnaz ve kapkaranlık, kötücül bir zihniyete bırakırken ve 22 yıldır eğitim sisteminin içi bile isteye boşaltılırken bu gidişe ‘DUR’ diyenlere selam olsun.

Bu kör karanlığa, bu ışıksız, bu yoz zihniyete ‘Artık Yeter’ diyelim. Unutmayalım ki EN ÇOK ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNE GEREKSİNİMİMİZ var.

 

 

 

Yorumlar (2)

Semra Subaşı

1 ay önce / 06.10.2024

Sesli okunması gereken bir yazı. Yüreğine ,düşüncene sağlık Filiz Aydeniz????????????

  |   Beğenmedim 1   |   Cevapla

Nurşen Sönmez

1 ay önce / 06.10.2024

Eğitimin içine bile bile itildiği karanlığı anlatan harika bir yazı. Ama yağma yok! Karanlığa teslim olmayacağız. Geleceğimizi bu karanlık zihniyete teslim etmeyeceğiz.

  |   Beğenmedim 0   |   Cevapla