1- Demokratik ve adil devlet, parlamenter sisteme geçiş…
2- Kalkınma ve ekonomi…
3- Güçlü sosyal devlet…
4- Dış Politika, uluslararası arenada güvenlik...
Taslak Programda yukarıdaki ana başlıklarda, hem güçlü bir ekonomi ve adalet sistemi, hem devlet yönetiminde şeffaflık, eşit yurttaşlık ve gelir adaleti, hem de dünya ölçeğinde güçlü Türkiye vurguları yapıldı.
CHP'nin üzerinde bir yıldır çalıştığı yeni parti programı taslağı, 28-30 Kasım’da Ankara Arena Spor Salonu'nda yapılacak 39. Olağan Kurultay'da CHP’li delegelerin oylarına sunulacak.

Özgür Özel, program taslağının tanıtımı sırasında “Çalmadık kapının bırakılmayacağı bir sürecin başlangıcını veriyoruz. Bundan sonra vatandaşın da iliğine, kemiğine kadar hissettiği sorunları anlatma değil; ona çözümleri söyleme zamanıdır. Bundan sonra CHP'nin yönetebilme kapasitesinin izahı zamanıdır. Bundan sonraki yürüyüş, iktidara yürüyüştür. Zaman, iktidar zamanıdır” diyerek, çözümsüzlük politikalarıyla değil, iktidarın çözüm üretemediği her konuda çözüm üreterek iktidara hazır olduklarının mesajını verdi. Program taslağı ve yaklaşım belgeleri toplantıda enine boyuna anlatıldı. CHP’nin açıkladığı program taslağında, ekonomik meselelerin halli ile birlikte, demokrasinin ve hukuk devletinin güçlendirilmesi, parlamenter sisteme tekrar geçiş, güçlü sosyal devlet, kamu yönetiminde şeffaflık, eşit yurttaşlık ve gelir adaleti gibi önemli konu başlıkları bulunuyor…
CHP’nin Ekonomiye Yaklaşımı
Taslağı ekonomik yönleriyle tanıtan CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, "Hayat pahalılığına son vereceğiz, finansal istikrarı sağlayacağız. Enflasyonla mücadelede maliyetin toplumun üzerine yıkılmasına da izin vermeyeceğiz, enflasyon yoluyla servet transferi yapılmasına da izin vermeyeceğiz" diye konuştu.
Böke, ekonomi programının “1-etkin ve üretken kamu yönetimi... 2-adil makroekonomik istikrar çerçevesi... 3-istihdam ve üretimde dönüşüm... 4-stratejik sektörel yapılanma” olmak üzere dört taşıyıcı sütun üzerine kurulu olduğunu belirtti.
Böke, "Bu dört sütun ekonomide hedeflediğimiz ve gerçekleştireceğimiz büyük dönüşümlerin anahtarı olacak. Devletin ekonomideki rolünü yeniden tanımlayacağız. Kamu etkin olacak, aktif tutum alacak, yönlendirici olacak, üretken ve koruyucu olacak. Bu görevleriyle de kalkınma hedeflerinin taşıyıcısı olacak" dedi. Böke, kamu kaynaklarının rant yerine üretime yönlendirileceğini, bütçe yapma yetkisinin yeniden TBMM'ye verileceğini, emek örgütleri ve sivil toplumun karar süreçlerine dahil edileceğini de belirtti. Vergide adaletin güçlendirileceğini de vurgulayan Böke, "Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınacak" dedi; dolaylı vergilerin azaltılacağını ve sosyal harcamaların "geleceğe yatırım" olarak değerlendirileceğini söyledi. Para politikasında Merkez Bankası'nın bağımsız-özerk bir kuruluş olmasının güvence altına alınacağını, enflasyonun tek haneye düşürülmesinin hedeflendiğini de açıkladı.
Yeni parti programı işçi haklarının artırılmasına yönelik kapsamlı düzenlemeler içeriyor. Böke, haftalık çalışma süresinin 40 saatin üzerine çıkmayacağını, kıdem tazminatının korunacağını ve iş cinayetleriyle mücadelede "sıfır tolerans" yaklaşımını benimseyeceklerini bildirdi; Kadın ve genç istihdamını artırmayı, engellilere uyum ve eğitim desteğini genişletmeyi hedeflediklerini de kaydeden Böke, "Yeni bir Soma, İliç, Dilovası yaşamamak için stratejimizi tavizsiz uygulayacağız" dedi.
Özel ise program taslağını anlatırken önceliği demokratik hukuk devletinin yeniden inşa edilmesine getirdi ve:
"Programımızın ana sütunlarından bir tanesi demokrasidir. Bu program yeniden milli egemenliğe dayalı, hukuk devleti inşa etme kararlılığımızın nişanesidir. Devlet yurttaşlarının kontrolünde olacak ve her an denetlenecek. Her bir yurttaşın özgürlüğü ve kazanımları garanti altına alınacak. Her bir yurttaşın hukuk önünde eşit olduğu bir düzen kurulacak. Güçlü yurttaşların, güçlü Meclis'ine dayalı, kuvvetler ayrılığı ilkesini esas alan parlamenter sistem mutlaka kurulacaktır. Yurttaş güçlü oldukça sistem de güçlü olacak. Yüzde üç seçim barajıyla halkın Meclis'teki temsilinde hakkaniyet sağlanacaktır" dedi.
Programın demokratik hukuk devletinin inşasına dönük en önemli başlık parlamenter sisteme geri dönüş, meclisin yeniden güçlendirilmesi ile cumhurbaşkanının tarafsızlığı ve yetkilerinin kısıtlanması… CHP geçtiğimiz dönemde de 6’lı masa ile birlikte toplumun önemli bir kesimine yeniden parlamenter sisteme dönüşün gerekliliğini zaten güçlü bir biçimde söylemekteydi. Bunun gerçekleştirilmesi için hükümet, eskisi gibi yine TBMM içerisinden seçilecek. Cumhurbaşkanı da tarafsız olacak ve yetkileri de azaltılacak. Ancak bununla da sınırlı kalınmayacak. CHP’nin demokratikleşme konusunda hatırlattığı önemli maddeler var.
Aktif yurttaşlık doğrultusunda halkın her kademede siyasete ve karar alma süreçlerine katılımı sağlanacak ve bu süreç demokratik araçlarla güçlendirilecek. Mesela halkın Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne, anayasa ve hukuka uygunluk şartıyla gündem teklif etmesi hatta belli sayıda kişiyle kanun teklifi vermesi gibi yurttaşların merkezi yönetime katılması güçlendirilecek; yerel yönetimler için de katılım esas olacak; Belediye meclislerine, il genel meclislerine ve kent konseylerine halkın katılım olanakları artırılacak… Seçim barajının yüzde 3’e düşürülmesi ve temsilin daha çoğaltılması öneriliyor. Bu düzenleme ile partilerin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil edilmesi bir nebze daha kolaylaşacak; barajın düşürülmesi ile toplumsal kesimlerin meclisteki temsiliyeti yaygınlaşmış, çoğalmış olacak, daha geniş bir toplumsal çeşitlilik ve çoğulculuk mümkün olacak…
CHP’nin Program taslağı bugün uygulanmakta olan sistemden önemli dersler çıkarmış ve karşı önerileri ile hayli uzun bir cümle oluşturuyor:
İktidara gelen siyasi partilerin liyakat sistemini delerek , yandaşlarıyla devlette kadrolaşması engellenecek… Yargının iktidardan ve her türlü güç odaklarından bağımsız ve tarafsız bir hale gelmesi için gerekli güvenceler sağlanacak, gerekli anayasal ve yasal düzenlemeler yapılacak, böylece yargı erkinin, her türlü siyasal güce karşı etkin bir şekilde korunması sağlanacak… Yeniden Avrupa standartlarına ulaşılması için çalışılacak: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile Avrupa Konseyinin tavsiye kararları başta olmak üzere demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları evrensel standartları hukuk devletinin inşası ve adil yargılanma hakkının etkili bir şekilde kullanılabilmesi için hayata geçirilecek… Temel hak ve özgürlüklerin önündeki engeller kaldırılacak… İfade ve basın özgürlüğü sağlanacak; yurttaşların doğru, tarafsız ve güvenilir biçimde bilgilenme hakkı engellenemeyecek… YÖK kaldırılacak; Üniversite özerkliği sağlanacak ve akademik özgürlükler güvence altına alınacak… Yerel yönetimlerin mali ve idari alanda güçlendirilmesi sağlanacak ve yeni ve daha dengeli bir merkezi idare-yerel idare ilişkisi kurulacak… Siyasi partiler yasası, seçim yasaları, siyasi etik yasası üzerinde yapılacak değişikliklerle siyaset yeniden demokratik ilkeler temelinde düzenlenecek... Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu, yalnızca somut saldırıya yol açan durumlarla sınırlanacak ve demokratik tartışma ortamı güvence altına alınacak böylece farklı fikirleri susturan, çoğulculuğu zedeleyen ve eleştiriyi cezalandıran antidemokratik uygulamalar hukuk sisteminden tamamen temizlenecek… Nefret saikiyle işlenen suçlara ve nefret söylemlerine karşı kapsamlı bir yasal çerçeve oluşturulacak… İnsanlığa karşı suçlarda zamanaşımı uygulanmasından vazgeçilecek, yetkilerini kötüye kullanan kamu görevlilerinin soruşturulması ve yargılanmasının önündeki engeller kaldırılacak… Organize suç ve çeteleşmeyle etkin bir mücadele yürütülecek, böylece uyuşturucu ve kumar çeteleri başta olmak üzere tüm suç örgütleriyle hukuk mücadelesinde gerekli siyasi irade sergilenmiş olacak… Anayasa Mahkemesi’nin anayasal düzeni koruması önündeki engeller de kaldırılacak bireysel başvuru ve norm denetimine dönük kararların uygulanması sağlanacak, AİHM kararlarının uygulanmasının önündeki siyasi ve yasal engeller kaldırılacak… Olağan hale gelen tüm olağanüstü hal uygulamasına son verilecek… Olağanüstü hal döneminden kalan uygulamalar için tüm işlemlere karşı yargı yolu açık hale getirilecek; Olağanüstü hal döneminde getirilen ve savunma hakkını kısıtlayan tüm yasal düzenlemeler kaldırılacak; Özellikle savunma hakkının ihlalini teşkil eden “dosyaya erişimin kısıtlanması kararları” ile sadece gizli tanık ve itirafçı ifadelerine dayanan, somut delilden yoksun soruşturma ve kovuşturmalara son verilecek… Kanun hükmünde kararlarla haklarında soruşturma ve kovuşturma işlemleri yapılan kamu görevlileri, yargı organı çalışanı ve diğer kurum ve teşkilat mensuplarının görevlerine ya da eşdeğer görevlere iadesi ve haklarında uygulanan tedbirlerin kaldırılması sağlanacak…
Program taslağında “demokratikleşme konusu”, en önemli başlıklardan birini oluşturuyor. “Kürt meselesi, farklı inançlar, farklı cinsiyetlere ilişkin de önemli maddeler barındırıyor, taslak: Bu başlıkta ifade edilmese bile demokratikleşme ile ilgili şu ifadeler de önem teşkil ediyor: “Demokratikleşme, toplumsal sorunların eşit yurttaşlık temelinde çözümü için elzemdir. Kürt sorununda kalıcı çözüm; yalnızca terörün sona ermesiyle değil, eşitlikçi, katılımcı, demokratik bir siyasi ve toplumsal düzenin kurulmasıyla sağlanacaktır. Herkesin kendini ülkenin eşit yurttaşı olarak hissedebilmesi esastır. Bu yaklaşımla tüm yurttaşların ana dilini öğrenme, kullanma ve geliştirme hakkına saygı gösterilecek; kimsenin kimliğinden dolayı ayrımcılığa uğramasına ve toplumsal olarak dışlanmasına izin verilmeyecektir. Farklı kimliklerin, inançların ve kültürlerin özgürce var olabildiği bir toplumsal yapı güçlendirilecektir.” ifadesiyle CHP, açık biçimde Kürt sorununun çözümü için eşit yurttaşlık temelinde, ayrımcılığı red eden, anadilde eğitimi olanaklı kılan bir demokratikleşme reformu yapılması vaadinde de bulunuyor. Ayrıca “Kürt yurttaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı bölgelerde derinleşmiş eşitsizliklerin giderilmesi, toplumsal barışın ve refahın kalıcı hale gelmesinde kritik bir öneme sahiptir. CHP, bölgesel kalkınmayı kapsayıcı bir vizyonla ele almaktadır. Bu yaklaşımla Doğu ve Güneydoğu bölgeleri için güçlü bir bölgesel kalkınma programı hayata geçirilecektir. Eğitim, sağlık, istihdam, altyapı, dijitalleşme ve gelir adaleti alanlarında oluşan yapısal eşitsizliklerin çözümü için yatırımlar artırılacaktır. Bölgenin ekonomik potansiyelini ortaya çıkaran, sürdürülebilir kalkınmayı hedefleyen bir refah düzeni oluşturulacaktır” deniliyor…Kadın ve farklı cinsel yönelimler konusunda da “kadını toplumun eşit bir öznesi olarak gören anlayışla, kadının güçlenmesini sağlayacak politikalar bütüncül olarak hayata geçirileceğini; cinsiyet, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim temelli her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılacağını; herkesin adalete, sağlığa, eğitime, istihdama ve kamusal hizmetlere eşit erişiminin sağlanacağını; evde, okulda, iş yerinde, siyasal yaşamda, kısacası hayatın her alanında eşitliği sağlayacak somut adımlar atılacağını” vaat ederek eşit yurttaşlık vurgusu güçlü bir şekilde vurgulanıyor…
Başta Aleviler olmak üzere farklı inanç grupları için de “…Laiklik; sosyal, kültürel, inançsal farklılıkların güvencesi ve her yurttaşımızın eşit koşullarda, özgürce, bir arada ve kardeşçe yaşamasının esasıdır.” denilerek inançların bir arada yaşaması için temel bir yaklaşım da sunuluyor. “Anayasa’da da belirtildiği gibi herkesin vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahip olması, ibadetin serbestliği ilkesinin esas alınması zorunluluktur. Vatandaşların dini inancı ve mezhebi nedeniyle ayrımcılığa uğramasına sıfır tolerans gösterilecektir…
…Alevi yurttaşlarımızın, toplumsal hayatta yaşadıkları eşitsizliklere ve karşılaştıkları hak ihlallerine, Alevi inancının ve taleplerinin yok sayılmasına son verilecektir. Cemevleri ile ilgili yasal düzenlemeler yapılarak ibadethane statüsü tanınacaktır. Alevi yurttaşlarımızın karşılaştıkları hak ihlallerine karşı haklarını güvence altına alan kurumsal mekanizmalar oluşturulacaktır. Madımak Oteli, kapsamlı ve tarihsel bir utanç müzesi haline getirilecek, zamanaşımı bu davalar açısından söz konusu olmaktan çıkartılacaktır.” deniliyor…
Taslak bununla da sınırlı değil. Kürt sorununun çözümü açısından demokratikleşme temelinde önem taşıyan başka birçok madde sunuluyor: Terörle Mücadele Yasasının hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleri esas alınarak yeniden düzenlenmesiyle, terör örgütlerinin Türkiye’de insan ve maddi kaynak açısından zemin kazanması ve güvenlik tehdidi oluşturması engellenecek… İfade özgürlüğünü kısıtlayan ve şiddetle bağlantısı olmayan düşünce ve açıklamaları cezalandıran hükümler kanundan çıkarılacak… Bunun da ötesinde, terör örgütü ve örgüt üyeliği tanımları, bu günkü gibi farazi ifadelerle değil; cebir, şiddet ve anayasal düzene karşı eylemlerle doğrudan bağlantılı olacak şekilde toplumsal mutabakatla ve evrensel standartlarda yeniden yapılacak… Yerel yönetimlerin kurumsal kapasiteleri; insan kaynağı, mali imkânlar ve yönetim süreçleri bakımından güçlendirilecek; Belediyelerce sunulan hizmetlerde verimlilik, etkinlik ve hesap verebilirlik ilkeleri temel alınarak standartlar oluşturulacak; bu standartları destekleyen rehber ve kılavuzlar hazırlanacak, denetim sistemleri de bu rehberlere dayanacak... Avrupa Yerel Yönetimler Şartı uygulamaya sokulacak, böylece sözleşme çerçevesinde yerellik ilkesi Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği müktesebatıyla uyumlu olacak…
Program taslağının bütününe bakıldığında Kürtlere, farklı etnisite ve inançlara tanınan eşit yurttaşlık ve yönetime aktif katılım temelinde, terörü yeniden tanımlayan vurgularla, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi - DEM Parti ve öncüllerinin bugüne kadar savunduğu taleplerinin gerisine düşmüyor, Cumhuriyet Halk Partisinin yeni program taslağı… Taslak, üzerinde görüş belirtenlerden genel olarak olumlu tepkiler gördü, doyurucu bulundu.
Taslağın Zamanlaması ve DEM Parti’den Eleştiriler
Taslağın CHP’nin İmralı’ya gidip gitmeme tartışmaları sırasında açıklanmasının zamanlama açısından talihsiz olduğunu öne sürenler var. DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan, CHP'nin İmralı Cezaevi'nde Abdullah Öcalan ile görüşecek komisyon heyetine üye vermeme kararını “iktidar karşıtlığına dönüştürmemek gerekiyor. CHP Kürt meselesini doğru okumalıdır" sözleriyle eleştirmesi, yeni tartışmalara da neden oldu.
CHP’nin bir yandan bugün için hayli kapsamlı ve derin değişiklikler getiren bir program taslağı ve demokratikleşme paketi hazırlarken, diğer yandan İmralı’ya gitmeme kararı alması, kimilerine göre “yanlış” ya da “korkakça” bulunuyor (bkz: https://www.dw.com/tr/dem-partiden-chpnin-i%CC%87mral%C4%B1ya-gitmeme-karar%C4%B1na-tepki/a-74839799). Ancak bu tartışmaları izlerken, DEM Parti içinde de AKP-MHP ile görüşmelerin yapılmasına dair tartışmaların halen bitirilememiş olduğunun unutulmaması gerektiğini dillendirenler var.
Ayrıca DEM Parti’nin, özellikle CHP’nin heyette olmasını istemesi ile “Komisyondan Erdoğan’a inat ayrılmayacağız” tutumunu geliştiren CHP'nin, İmralı’ya gitme konusunda, Erdoğan’ın dile getirdiği, “AKP-MHP-DEM Parti” modelinin yaşama geçmesine bir anlamda yol verdiğini not düşenler de var. Görüşlerinden yararlandığımız Gökçer Tahincioğlu: “Bugün için eleştirilip, “dönüm noktası” olarak nitelendirilse de orta ve uzun vadede CHP ile DEM Parti seçmeni arasında kurulması bir hayli zor olan bağın alınan bu kararla ortadan kalktığı söylenemez”… diyor ve CHP’nin komisyonda kalması ve taleplerinde ısrar etmesi özellikle “zemin parlamento olmalı” görüşünü ısrarla sürdürmesi ile CHP-DEM Parti seçmeni arasındaki bağın bir anda ortadan kalkmayacağını; daha önemlisi: kimse CHP’nin bu program taslağı ile çözüm ve demokratikleşmeden vazgeçtiğini ve hatta DEM Parti, ne kadar eleştirse de CHP’yi sürecin dışına itmeyi istemeyeceğini de belirtmek gerekiyor... Belli belirsiz dedikodu düzeyinde bile olsa, son bir not daha düşmekte yarar var: Kürt Özgürlükçüleri dahil sol cenahta "Dünyanın sadece Kürtler etrafında dönmediğini, Kürt meselesi çözülsün de Dünya yansın" demeyenlerin de olduğunu söyleyenlerin az olmadığını arka kapılar ardında söyleyenler de var...
Söylenenler her ne olursa olsun artık CHP'nin yeni programının demokratikleşme temelinde masada gayet somut olarak durduğunu görüyoruz.
Yararlanılan Bağlantılar:
https://cdn.chp.org.tr/iys/haricidosyalar/Program/PARTI_PROGRAMI_2025.pdf
https://www.dw.com/tr/chp-yeni-parti-programı-ve-ekonomi-vizyonunu-tanıttı/a-74834209
https://x.com/ankahabera/status/1991768005462655269
https://www.dw.com/tr/dem-partiden-chpnin-i%CC%87mral%C4%B1ya-gitmeme-karar%C4%B1na-tepki/a-74839799
https://yeniyasamgazetesi9.com/bakirhandan-chpye-tepki-tarih-bu-ani-kaydedecek/
Yorumlar (0)