 
                                            
                                        
Datçalı Kadınlar 11.Yargı Paketine Karşı Sokakta
Datçalılar 172. Adalet ve Barış buluşmasında Berkin Elvan Yontusu önünde bu hafta da bir araya geldi. Bu haftaki buluşmada Datça Kadın Platformu’nun çağrısıyla biraraya gelen kadınlar bir basın açıklaması yaparak 11.Yargı Paketine hayır dedi. Kalabalık ve çoşkulu geçen eylemde kadınlar attığı sloganlarla yargı paketini protesto etti. Taşınan dövizlerde “11.Yargı Paketi Meclise Gelemez”, “Eşitlikte İnat Ediyoruz Gökkuşağı Bizimdir”, “Kadın Çocuk LGBT+ Düşmanı 11.Yargı Paketine Geçit Yok”, “Konu: LGBT Değil, Kadınlar Değil, Gençler Değil, Çocuklar Değil, Hepimizin Özgürlüğü” sloganları vardı.
Platform sözcüsü yapmış olduğu açıklamada, ”İktidar, yeni yargı paketi taslağı ile kadınların, LGBTİ+’ların, gençlerin, çocukların her gün daralan yaşamını daha da zorlaştırmak istiyor. 11. Yargı Paketi, “genel ahlaka aykırılık”, “doğuştan gelen biyolojik cinsiyete uygun davranmama”, “ulaşım araçlarının hareketinin engellenmesi” gibi ifadelerle, 15–18 yaş arasındaki çocukların işledikleri suçlarda yetişkin gibi cezalandırılmasını da kapsayan, son derece "GENIŞ" bir suç ve suçlu tanımı getiriyor. 11. Yargı Paketi’ne hayır demek için bugün sokaklardayız.” dedi.
Basın açıklamasının tam metni:
11. YARGI PAKETİNE HAYIR!
Hayatlarımızı ve haklarımızı savunmak için bir aradayız.
İktidar, yeni yargı paketi taslağı ile kadınların, LGBTİ+’ların, gençlerin, çocukların her gün daralan yaşamını daha da zorlaştırmak istiyor. 11. Yargı Paketi, “genel ahlaka aykırılık”, “doğuştan gelen biyolojik cinsiyete uygun davranmama”, “ulaşım araçlarının hareketinin engellenmesi” gibi ifadelerle, 15–18 yaş arasındaki çocukların işledikleri suçlarda yetişkin gibi cezalandırılmasını da kapsayan, son derece "GENIŞ" bir suç ve suçlu tanımı getiriyor. 11. Yargı Paketi’ne hayır demek için bugün sokaklardayız.
Protesto Hakkımız Suç Değildir
Bugüne kadar haklarımıza, kadın cinayetlerine, İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çıkılmasına, erkek yargıya karşı mücadele ederken; hayatı durdurduk, yaşamlarımıza sahip çıktık. Şimdi ise bu tasarıyla TCK’nın 223. maddesine “ulaşım araçlarının hareketinin engellenmesi” suçu eklenerek, her birimizin anayasal hakkı olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı hedef alınıyor. Şimdi bu yasa değişikliğiyle bu mücadele biçimleri suç hâline getirilmeye çalışılıyor.
Yaşamlarımızdan Elinizi Çekin
Türk Ceza Kanunu’nun 225. maddesindeki “hayasızca hareketler” ifadesinin kapsamı genişletiliyor. “Doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı tutum ve davranışta bulunan ya da bulunmayı teşvik eden, öven veya özendiren kişiler” ile “aynı cinsiyetteki kişilerin nişan veya evlenme töreni yapması” şeklinde LGBTİ+’ların varoluşu açıkça hedef hâline getiriliyor. Bu düzenleme ile “genel ahlakı”, “övme”, “özendirme” ifadelerine karşı suçlu olmak için bir kadının saçını kısa kestirmesi dahi yeterli olabilir. Kadınların "Aile Yılı" ile ev içinde nasıl çalışacağını, kaç çocuk yapacağını söyleyen iktidar, sokakta ne giyeceğini, nereye gideceğini, nasıl davranacağını da bu yargı paketi taslağıyla belirlemek istiyor. Biz kadınlar buna izin vermeyeceğiz.
Cinsiyet değiştirme yaşını 18’den 25’e çıkarmayı hedefliyorlar. Anayasa Mahkemesi tarafından daha önce iptal edilmiş olan “üreme yeteneğinden sürekli olarak yoksun bulunma” şartı yeniden yasalaştırılmaya çalışılıyor. Başvuranların yalnızca Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen hastanelerde ruhsal ve tıbbi destek alabileceği yargı paketinin taslağında öneriliyor. Translara istedikleri tıbbi bakımı alma hakkını bile tanımak istemiyorlar. Kaldı ki iktidarın nefret politikaları düşünüldüğünde, transların bu hastanelerde nasıl baskı ve şiddete uğrayacaklarını tahmin etmek zor değil. 25 yaşından önce cinsiyet uyum sürecini başlatanlara ceza öngörülürken, bu süreçte görev alan sağlık çalışanlarına da 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Muğlak, iktidar politikalarıyla değişebilen, keyfi, hâkimlerin takdirine bırakılmış bu maddelerle; LGBTİ+ların değil hepimizin varoluşuna, eşit, özgür ve insan onuruna yaraşır yaşam mücadelemize saldırılıyor. Nefretin meşrulaştırılmasına izin vermeyeceğiz.

Çocukları Katil Yapan Sistemle Hesaplaşacağız
Kasten öldürme suçunun 15–18 yaş arasındaki çocuklara ceza indirimi uygulanması ifadesinin “uygulanabilir” olarak değiştirilmesi ile çocukların yetişkin gibi cezalandırılmasının önü açılıyor. Yoksulluğun, ayrımcılığın ve eşitsizliğin derinleştiği bu dönemde çocukların MESEM’ler aracılığıyla sermayeye ucuz iş gücü olarak sunulmaları görmezden gelinirken, faturanın yine geleceksiz bırakılıp, çocuklara kesilmesini kabul etmiyoruz. Biz çocukları katil yapan sistemle hesaplaşmak istiyoruz.
Güvenli alanlarda yaşamak hepimizin hakkı. Topyekûn halkın her kesimini etkileyecek bu yasa tasarısı meclise getirilemez. Çocukların 16 yaşında zorla evlendirilmesine de, yetişkin gibi yargılanmasına da, kölelik koşullarında çalıştırılmasına da; bir kişinin kendi bedeni hakkında karar verebilmesi için 25 yaşını beklemesi dayatılmasına da itiraz ediyoruz.
Bugün buradan iktidara sesleniyoruz: Bu paket, yalnızca bir yargı düzenlemesi değil; toplumsal barışı, birlikte yaşamı ve geleceğimizi tehdit eden bir zorbalık yasası taslağıdır! Bu yasa sadece bedenlerimize ve kimliklerimize değil, aynı zamanda barış içinde, eşit ve özgür bir arada yaşam umudumuza da saldırıyor
Mücadelelerimizle kazandığımız hiçbir hakkın elimizden alınmasına izin vermeyeceğiz.
11. Yargı Paketi meclise getirilemez.
Konu LGBTİ + ler değil
Konu kadınlar değil
Konu çocuklar değil
HEPİMİZİN ÖZGÜRLÜĞÜ
Basın açıklaması, 173. Adalet ve Barış buluşmasında bir araya gelmek üzere atılan sloganlarla son buldu.
Yorumlar (0)