Emperyalist Devletler ve Terör Örgütleri Listesi

Terör örgütleri listesi denilen ve titizlikle hazırlandığı iddia edilen listenin de koca bir yalan olduğu böylece ortaya çıkmış oldu. Hülasa terör örgütü de olsan, bir devlet ele geçirirsen ya da kurmayı başarırsan listeden hemen çıkma şansını yakalayabilirsin. Ya da hangi listede olduğun umursanmaz. Hele ele geçirdiğin/kurduğun devlet jeo-stratejik bir öneme, zengin stratejik madenlere sahipse ya da sistemin büyük efendilerinin en azından bir kısmının geçmişte ve şimdi tepkilerine maruz kalmışsa.

Emperyalist Devletler ve Terör Örgütleri Listesi

Artı Gerçek gazetesinin BBC kaynaklarına dayanarak verdiği habere göre ABD’den sonra İngiltere’de HTŞ ile doğrudan diplomatik temas kurdu. İngiltere Dış İşleri Bakanı Lammy’ye göre amaç ‘kimyasal silah stoklarının güvence altına(!) alınmasına yönelik’. Biliyorsunuz MİT başkanının da Suriye’de HTŞ liderinin kullandığı arabada çekilen fotoğrafları Türkiye’nin de HTŞ ile doğrudan bir diplomatik ilişki kurduğunun kanıtı olarak gösteriliyor. Ayrıca Türkiye maslahatgüzar düzeyinde elçiliğini de açmış bulunuyor. Mit Başkanının yanında Katar istihbaratından yetkililer de varmış ama onlar fotoğraf karesine girmemeyi tercih etmişler, anlaşılan. İstihbaratçıların bu tür temaslarında fotoğraf vermemeyi tercih ettikleri söylenir. Ancak MİT yetkilileri fotoğraf vermeyi tercih etti. Üstelik terör örgütü liderinin kullandığı arabayla bir Şam turu yaparak görüşmelerde bulundukları söyleniyor. Kimi yorumculara göre Suriye ‘zaferinde’ Türkiye’nin  tayin edici rolünü göstermek üzere hazırlanmış bir mizansen idi, bu birlikte verilen fotoğraf kareleri.  Avrupa Birliği Heyeti’de ziyaret etti, terör örgütü liderini ve uyarı ve telkinlerde bulundular. HTŞ’nin Suriye’de kapsayıcı bir liderlik yapması arzularını dile getirerek.

HTŞ lideri Yönetim becerilerini dile getirirken yıllardır 4 milyonluk şehir İdlib’i başarıyla yönettiklerini vurguluyor. Nitekim İdlib yönetimini de(ki HTŞ’lilerden oluşuyordu) firesiz Suriye yönetimi olarak atadı. Hatta, ilginçtir, İdlib üniversitelerinin yüzde 60'nın kadın öğrencilerden oluştuğunu iddia ediyor, hani Afganistan'a nazire yaparak. 'Korkmayın biz onlar gibi olmayacağız' diyorlar. Geldiğimiz noktada hegemon devletlerin ve uluslar arası organizasyonların temsilcileri terör örgütü liderini ziyaret etmek, onunla görüşmek için sıraya girmiş haldeler. Sadece onlar mı adı sanı belli, ünlü haber kanalları en yetenekli muhabirlerini Şam’a yolladılar. Colani görüşme üstüne görüşme yapıyor, röportaj üstüne röportaj veriyor. Modern(!) kıyafetler içinde. Adam terör örgütleri listesinde olan bir örgütün lideri imiş ne gam! Listeye nasıl sokulduysa öyle de çıkarılır, ne var bunda. Listeden çıkarılması için harekete bile geçmeden, çıkarılmasını beklemeden kuyruğa girdiler bile bilcümle. Pastadan pay kapmak üzere. Demokrasi, özgürlükler, barış nutukları büyük bir yalan. Yeter ki hegemonların menfaatlerine halel gelmesin, hak ettikleri parsayı(!) Suriye enkazından toplayabilsinler. Terör örgütleri listesi denilen ve titizlikle hazırlandığı iddia edilen listenin de koca bir yalan olduğu böylece ortaya çıkmış oldu. Hülasa terör örgütü de olsan, bir devlet ele geçirirsen ya da kurmayı başarırsan listeden hemen çıkma şansını yakalayabilirsin. Ya da hangi listede olduğun umursanmaz. Hele ele geçirdiğin/kurduğun devlet jeo-stratejik bir öneme, zengin stratejik madenlere sahipse ya da yıktığın devlet, sistemin büyük efendilerinin  en azından bir kısmının geçmişte tepkilerine mazhar(!) olmuşsa. Aslında çoğu terör(!) örgütü listesindeki yapılanmalar da zaten bu emperyal devletler tarafından kurulup yönlendirilmiyorlar mı? Paylaşım savaşlarının vekil enstrümanları olarak. İyi de ‘peki niye çıkarmıyorlar hemen listeden?’ Korkuyorlar da ondan, pimini çektikleri ortaya saldıkları bombanın kimin kucağında patlayacağını bilemiyorlar şimdilik. Zamana ihtiyaçları var. Bu gelişmeler HTŞ adlı örgütün muhtemelen kısa bir süre içinde terör örgütleri listesinden çıkarılabileceğini gösteriyor. Bir tutarsızlığın(!) da böylece giderilmesinin yolu açılmış olacak.

Şu bir aylık Suriye deneyimi bir kez daha kör gözlere inat, her cinsten, boydan emperyal kurumların yapış yapış bir ikiyüzlülük içerisinde olduğunu ortaya koyuverdi. Hiçbiri doğrudan bir sorumluluk üstlenmiyor. ‘Valla biz yapmadık, ama şunlar çok akıllıca davrandılar ve başarılı oldular’ diyor, örneğin... Bir takım akıllılık ve kahramanlık payeleri dağıtarak ve ordularının çok güçlü olduğuna vurgu yaparak yeni görevlere hazır olun der gibiler aynı zamanda... Sanki Colani yıllardır kaldığı İdlib’de bir sabah uyanmış akşam gördüğü rüyanın da etkisiyle ‘askerlerim, htş’liler ilk hedefiniz Şam’ deyivermiş. Hemen ardından da TSK’nın onüç(öyle iddia ediliyor) adet gözetim kulesini de uyandırmadan yola çıkmış. İnanırsanız.

İsrail hemen sofranın baş köşesine oturdu ve yılbaşı hindisine sorgusuz sualsiz tanklarıyla, uçaklarıyla, postallarıyla dalıverdi. ABD, İngiltere de sofradalar zaten, büyük, yüksek çıkarları gereği, hakeza kimi Ortadoğu ülkeleri de masadalar. Mesela Cumhurbaşkanımız 'mukadderatımızı kabul etmemiz gerekir, Türkiye 783 bin km kareye sığmaz, Türkiye Türkiye'den büyüktür' diyor. 'O şehirler eskiden bizimdi' diyor, Halep'i Şam'ı kastederek. 'Kimsenin bir karış toprağında gözümüz yok' diyen Dışişleri Bakanı Fidan'ı nakzederek. Hani bizim tek derdimiz sınırlarımızın hemen dibindeki terör merkezlerini etkisizleştirmekti. Bir yanda yeni osmanlıcı genişleme hayalleri, diğer yanda 'kimsenin toprağında gözümüz yok' söylemi. Biri iç kamuoyuna, diğeri dış kamuoyuna yönelik olsa gerek. Gelişmelerden sorumlu değiller(!) ama masanın etrafındalar. Sözüm ona barış için, demokrasi için Suriye halklarının bir daha bu acıları yaşamaması için. Ortada masanın üstünde Suriye enkazından kalanlar. Suriye halkları da endişeyle bunları izliyor.

Sonuç; evet zalim bir diktatör, Suriye halklarının başının belası, hapishaneleri ve zalim ‘muhaberatıyla’ Sedat tarihe karıştı. Ama gözden kaçmasın onyıllardır Abd emperyalizmine ve İsrail siyonizmine direnen iki devletten biri yok edildi. Diğeri kurt kapanında. Ve şimdi Suriye’nin başında ülkesinin topraklarına işgal eden İsrail’e karşı yarım ağız laf bile etmeyen bir Colani var. ABD-İsrail ekseni ve irili ufaklı emperyal heveslilerinin elleri tamamen serbest. Yakılıp yıkılmış bölgelerin, çoğunluğu kadın ve çocuk 45 bin kişinin katili BİBİ Suriye dağlarında küstahça, sırıtarak poz veriyor. HTŞ terör örgütleri listesinde öyle mi?

Fotoğraf: Muhammed Said (Anadolu Ajansı haberinden alındı.)

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış