Faşist bir yağmur yağıyor, şimdi büyük bir şemsiyenin altında birleşme zamanı. Ferhan Şensoy’a atfedilen bu söz günümüzün siyaset meydanını veciz bir şekilde özetliyor.
Tek adam liderliğindeki oligarşik-despotik bir iktidar hükümranlığını en azından bir dönem daha-siz onu ‘hak vaki olana kadar’ diye anlayınız- kalıcılaştırmak istiyor. Bu amaçla da yapamayacağı yok gibi. CHP belediyelerine yönelik hukuk tanımaz operasyonlar gazetecilere, aydınlara ve son derece sınırlı sayıdaki muhalif medya organlarına yönelik baskı, tehdit ve ağır cezalarla at başı gidiyor. ‘Artık bu noktayı da aşmaya cesaret edemezler’, denilebilecek bir eşik kalmadı. Muhalefet-başta ana muhalefet partisi olmak üzere- aktif ve direngen bir demokrasi cephesinde son derece kararlı görünüyor. İktidar ittifakı ise CHP belediyelerine yönelik baskınları, tutuklamaları el yükselterek yurt sathına yayıyor. Geri adım atacağına/atabileceğine dair en ufak bir emare yok. Tam tersine iktidarını kalıcılaştırmak için hiçbir anti demokratik girişimden geri kalmayacağını, her gün göz önüne seriyor.
Cumhur ittifakı
23 senelik iktidarının ona sağladığı bir takım avantajlar görmezden gelinemez:
. Hiç küçümsenemeyecek, başka koşullarda tek başına iktidar olunabilecek düzeyde bir seçmen desteği devam ediyor. Nedenleri ayrı ve önemli bir başka tartışma konusu.
. Kendi güdümünde bir sermaye sınıfı yaratmış olması.
. Uluslar arası alandaki siyasi güçler dizilimi/güçler dengesi sağdan kuvvetli esen rüzgarlarla iktidarın yelkenlerini dolduruyor.
. Kamuoyu oluşturmada belirleyici olan medya gücü ezici bir oranda cumhur ittifakının denetimi altında.
. Kolluk ve yargı iktidarın su sızdırmaz bir şekilde etki alanında. Hakeza ordu…
. C. İttifakı Muhalefetin ikinci güçlü kanadı DEM Partiyi ustalıkla paralize etmeyi becerdi. Şimdilik, gelişmelere bakılırsa, ‘kınama’ düzlemine sıkıştırılmış Dem parti, bu çemberi kırabilecek mi, süreç içinde görülecek.
. Her şeye rağmen oligarşik iktidarın haksız, hukuksuz ve demokrasi/halklar karşıtı, yüksek enflasyon ve yoksulluk üreten ekonomik düzene sahip bir iktidar olması onun aşil topuğunu oluşturuyor.
. Yedekte tutulan para militer güçler.
Demokrasi cephesi ise avantaj ve dezavantajlarıyla ayrı bir düzlemde:
. 31 Mart seçimlerinde 1. Parti olmuş ana muhalefet partisinin, 100 yıllık, demokrasiyi değil devleti önceleyen karakterinin Ö. Özel ve ekibi önderliğinde değişmesi ve CHP’nin demokrasi cephesinde proaktif ve güçlü bir şekilde yer almış olması tayin edici bir öneme sahip. Her ne kadar içinde bu süreci sabote etmek isteyen güçler olsa da, CHP demokrasi cephesinin omurgasını oluşturuyor. Bu cumhuriyet tarihinde özgün durumlardan biri.
. Üretimden gelen toplumsal gücün henüz belirleyici bir düzeye gelmese de kıpırdanış içinde olması hayati önemde. Grevler, işçi direnişleri, tarım ve kamu emekçilerinin yükselen çığlıkları ilerisi için umut veriyor. Emekliler ciddi ve aktif bir güç olarak talepleriyle meydanlarda.
. Demokratik mücadelenin teminatı olması gereken sosyalist muhalefet ise aktif bir direniş çizgisi işgal ediyor ve demokrasi cephesinin aktif bir elemanı olsa bile çok parçalı yapısı ve geçmişten aktardığı handikapları dolayısıyla arzu edilen düzeyde bir performansa sahip değil.
. C. İttifakı eliyle sürdürülen pervasız, gözü dönmüş ekolojik talana karşı direnen toplum kesimleri demokrasi ittifakının en etkili güçlerinden birisi.
. Muhalefet cephesinden söz edip gerek köylerinde, kasabalarında mücadelenin başını çeken ekoloji savaşçısı kadınları ve yıllardır her şart altında eşitlik/demokrasi mücadelesi için meydanları dolduran kadınları unutmak olmaz. Son derece diri bir toplumsal kesimi oluşturuyorlar.
. 19 Mart direnişlerinin ivme kazanmasına yol açan yüksek öğrenim gençliğinin yükselen mücadelesi de en önemli kırılma anlarından biri oldu.
Büyük bir şemsiye… Anti-faşist direniş odağı
Oligarşik/despotik iktidarın sahip olduğu olanakların büyüklüğü ve gücü karşısında muhalefetin direngen, kitle çizgisi gözeten, sokağı ve meydanı esas alan çizgisi demokrasi mücadelesinin can damarını oluşturuyor. Birleşilebilecek herkesle/kurumla anti-faşist bir cephede, demokratik duyarlılıkla, armutun sapı üzümün çöpü demeden yurt sathında bir araya gelmek belirleyici. Önemli bir muhalefet bileşeni olarak DEM Partiye karşı onun özgün talepleri ve mücadele geçmişi gözetilerek olgun bir yaklaşım ve kapsayıcı olmak gerektiği de açık. Tıpkı Ö. Özel ve bazı sosyalist kurum ve kişilerin tutumu gibi.
Aynı zamanda bugün için, sıklıkla, CHP’ye karşı ‘ama siz de geçmiş de neler yaptınız/yapmadınız’ şeklinde tavır koymak artık tahrip edici bir tavır…
Bir de uzun süren-110 gün oldu, haftada iki eylemli-kitlesel katılımlı- süreçte karşı cephede yarıklar, gedikler açılamazsa sürdürülebilirlilik akamete uğrayabilir ve yorgunluk başlayabilir. Bu nedenle yaratıcı eylemlerle sürecin zenginleştirilmesi, çeşitlendirilmesi gerektiği açık bir gerçek.
Sonuç olarak topyekün, anti faşist direngen, birleşik bir odak, günün yakıcı ihtiyacı. Başka yolu yok.
Yorumlar (0)