Tüm Muğla'da olduğu gibi CHP'li belediyelere artarak sürdürülen siyasi baskılar dahil, tüm hukuksuzluklar, adaletsizlikler, Perşembe (10.07.25) CHP'nin Datça Cumhuriyet Meydanında yaptığı basın açıklamasıyla da kınandı. Sıcağa rağmen Datçalıların Basın Açıklamasına ilgisi yoğundu. Açıklamaya siyasi parti ve derneklerin önemli bir kısmı bayrak ve flamaları ile katıldı. CHP Datça İlçe Başkanı Sezai Öz, Cumhuriyet Meydanında toplanan Datçalılara "Pusulası vicdanı, gücü halkın iradesi olan Yüce Milletimize!" diyerek seslendi. Sezai Öz'ün konuşması, sık sık anti-faşist sloganlarla kesildi.
Sezai Öz konuşmasında, tehlikeyi "Kaderini kendi azim ve kararıyla yeniden yazan halkımız, bugün demokrasiye, adalete ve hukuk devletine yönelik ağır bir sınavdan geçmektedir. Seçim sandığında kazanamadığı belediyeleri kayyım şantajıyla geri almaya çalışan; halkın iradesini yok sayan ve yargıyı araçsallaştırarak rakiplerini tasfiye etmeye çalışan karanlık bir zihniyetle karşı karşıyayız." sözleriyle ifade etti. Öz konuşmasına "Buradan açıkça ilan ediyoruz: Geldiğiniz gibi gideceksiniz." diyerek devam etti...
Açıklama sırasında sık sık "Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber, Ya Hiç Birimiz" sloganları atıldı. Basın Açıklamasına katılan Datçalılar, CHP'li belediyelere yapılan bu hukuksuz operasyonlara tepkili olduklarını açıkça dillendiriyordu... Basın açıklamasında görüşebildiğimiz kimi Datçalılar, bu operasyonların Muğla Belediyesine de sıçrayabileceğinden kaygı duyduklarını... ama gelebilecek bir operasyona da izin vermeyeceklerini söylüyordu!
Öz'ün Datçalılara yaptığı konuşma, hem tüm ülkenin içinde bulunduğu genel durumu ve hem de Datça olarak yerelin duygularını da yansıtıyordu. Öz'ün konuşma metninin tamamı:
Pusulası vicdanı, gücü halkın iradesi olan Yüce Milletimize!
Kaderini kendi azim ve kararıyla yeniden yazan halkımız, bugün demokrasiye, adalete ve hukuk devletine yönelik ağır bir sınavdan geçmektedir. Seçim sandığında kazanamadığı belediyeleri kayyım şantajıyla geri almaya çalışan; halkın iradesini yok sayan ve yargıyı araçsallaştırarak rakiplerini tasfiye etmeye çalışan karanlık bir zihniyetle karşı karşıyayız.
Bugün, Türkiye’nin kurucu iradesi olan Cumhuriyet Halk Partisi’ni hedef alan baskı ve sindirme politikaları; sadece bir partiye değil, halkın bizzat kendisine yönelmiş bir tehdittir. Kayyım atamaları, tutuklamalar, gözdağı operasyonları ve itibarsızlaştırma çabaları, tek adam rejiminin demokratik meşruiyetini yitirdiğinin açık ilanıdır.
Buradan açıkça ilan ediyoruz: Geldiğiniz gibi gideceksiniz.
Bu ülkenin bağımsız yargıya, özgür basına, eşit yurttaşlığa, üretim ekonomisine, eğitimde fırsat eşitliğine ve onurlu bir yaşama ihtiyacı vardır. Oysa bugün geldiğimiz noktada; halkına umut vermek şöyle dursun, doğmamış çocuklarına dahi borç bırakan bir düzen inşa edilmiştir. İflasın eşiğinde, adaletsizliğin hüküm sürdüğü bir ülke yaratılmıştır.
Ama biz Datça’dan sesleniyoruz:
Rüzgârın bile özgür estiği, zeytin dallarının göğe dimdik uzandığı bu topraklarda halkın iradesine zincir vuramazsınız!
Knidos’tan bugüne, demokrasinin ve birlikte yaşamanın mayası bu topraklarda yoğrulmuştur.
Felsefeyle yoğrulmuş ilk şehir planlarından günümüze, Datça halkı özgürlüğü, eşitliği, dayanışmayı ve ortak aklı yaşam biçimi haline getirmiştir.
Datça; zeytiniyle direnenin, kitabıyla konuşanın, meydanda omuz omuza duranın yurdudur.
Bugün Datça’da yalnızca siyasi partiler değil; çevre örgütleri, sendikalar, kadın hareketleri, gençlik yapıları, sanatçılar, emekliler, esnaf ve köylüler aynı sesi yükseltiyor:
Halk iradesine dokunmayın!
Bu topraklarda demokrasiyi savunmak sadece bir hak değil, bir gelenektir.
Sadece oy vermekle değil; forumlarla, yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla, kampanyalarla, birlikte direnerek ve birlikte çözüm arayarak inşa edilmiştir bu gelenek.
O yüzden ne kararlarınızı, ne tehdidinizi, ne baskınızı tanırız.
Çünkü burada herkes birbirinin vicdanına emanettir.
Bir zamanlar olduğu gibi yine “ateşi ve ihaneti gördük.”
Ama unutmayalım, yine aynı karanlıkta yanan ilk kıvılcımlar bu topraklardan doğmuştu.
Cumhuriyet, yalnızca bir yönetim biçimi değil; işgal altındaki bir halkın, emperyalizme karşı onurla direnişinin ve kendi kaderini tayin hakkının adıydı. O kanla kuruldu; Yemen’e gidip dönmeyenlerin, Çanakkale’de yedi düvele boyun eğmeyenlerin, Şerife Bacıların, Kara Ali Çavuşların canıyla, teriyle kuruldu.
Bugün Cumhuriyetimize ve halk iradesine karşı yönelmiş her saldırı; bu mirasa karşı bir ihanettir.
Bazı ağızlar "kanlı 1923 darbesi" diyerek tarihi karalamaya kalkıyor. Bu ifadeler sadece cehalet değil, aynı zamanda tarihe, halkın direnişine, şehitlerin aziz hatırasına karşı büyük bir saygısızlıktır. Bu millet o sözleri de, o sözleri söyleyenleri de unutmaz, affetmez.
Değerli yurttaşlar,
Bugünün dünyasında artık yalnızca baskının değil; gönüllü teslimiyetin, uyuşmanın, tüketimle susturulmanın da egemen olduğu yeni bir karanlık çağdayız.
George Orwell, insanları susturacak bir baskı rejimi öngörürken; Aldous Huxley, zaten kimsenin konuşmayacağı, sorgulamayacağı bir dünya tasvir etti.
Bugün biz her iki distopyayı da yaşıyoruz: Hem susturulmak isteniyoruz hem de oyalıyoruz kendimizi.
Ama işte bu noktada, sanatçıya, aydına, örgütlü halka, sivil topluma görev düşüyor.
Çünkü bizim silahımız şiddet değil;
Kalemimiz, fırçamız, sözümüz, deklanşörümüz, ezgimizdir.
Zihnimiz, duygumuz, merhametimiz, kalbimizdir.
Ve kalbine dokunabildiğimiz her insan, her çocuk, herkes bizim yoldaşımızdır.
Datça, Türkiye’nin vicdanıdır.
Sadece taşları, zeytinleri, koylarıyla değil;
Dayanışması, örgütlü direnişi, demokrasiye olan inancıyla örnek bir yerdir.
O yüzden diyoruz ki;
Datça susmaz. Datça geri adım atmaz. Datça yalnız değildir! Datçalılar haksızlığa uğrayanları da yalnız bırakmaz!
Ve bir kez daha yüksek sesle söylüyoruz:
Türkiye Başkanlarını Geri İstiyor!
Çünkü halk, kendi kararını kendi verir. Çünkü Cumhuriyet, halkın iradesidir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Cumhuriyet Halk Partisi Datça İlçe Başkanı, "bugün Adana'da yarın Adıyaman Cumartesi Malatya mitingleri var. 250 gündür süren baskılar varsa, bizim de direnmemiz var. Ve devam edecek... ne meydanlardan ne sokaklardan vazgeçeceğiz. Tekrarın gücüne inanıyoruz ve tekrar ediyoruz. Birleşe birleşe kazanacağız!" hatırlatması ile konuşmasını bitirdi. Yapılan açıklamanın ardından, Datçalılar uzun süre meydanı terk etmedi. Alanda direniş şarkıları çalındı. Sık sık "Faşizme Karşı Omuz Omuza", "Susmuyoruz Korkmuyoruz İtaat Etmiyoruz" ve "Gün Gelecek Devran Dönecek AKP Halka Hesap Verecek" sloganları atıldı.
Yorumlar (0)