Avrupa Para Piyasalarının Merkezi İsviçre Credit Suisse ve UBS tarafından hazırlanan 2024 yılına ait “Küresel Zenginlik" Çalışmasına göre:
Türkiye Avrupa Ülkeleri Arasında Gelir Dağılımı Adaletsizliğinde 1 Numara:
Türkiye’de en zengin yüzde 1’lik kesim, toplam refahın yüzde 39.5’ini elinde tutuyor. Bu oran 21 Avrupa ülkesi içinde eşitsiz dağılım grafiğinde en tepede yer alıyor. “World Inequality Database”in gelir dağılımı hesaplarına göre de gelir dağılımındaki bu eşitsizlik, 18 yıldır devam ettiriliyor.
Türkiye’de en varlıklı yüzde 1’in milli gelirden aldığı pay yüzde 23.9
En zengin yüzde 10’un aldığı pay yüzde 55.6,
Ama en yoksul yüzde 50’nin payı ise sadece yüzde 14.1.
Bu tablo kamu kaynaklarının zenginlere peşkeş çekilmesi ile gerçekleşti:
Kamu mülkiyetindeki fabrikaların, işletmelerin, tesislerin yok pahasına özelleştirilmesiyle, ihale ve teşviklerle beslenen, sektörde tekelleşmeyle elde edilen zenginlerin serveti, eşitsizliği-adaletsizliği derinleştiren en belirgin nedenlerin başında geliyor.
Mesela Koç Holding, değerinin çok altında satılan TÜPRAŞ’tan 2024 yılında 18 milyar lira kâr etmişken, her 10 aileden 1’i tüm bir yıl boyunca çocuklarının bir gün bile taze meyve ve sebze yemesine gücü yetmiyor.
Yine Türkiye’nin en zengini Murat Ülker günde 15 milyon dolar harcasa bile servetini bitiremezken, TÜİK’in “çocuk sağlığı ve yoksunluğu 2024” araştırmasına göre yaklaşık her 10 aileden 1’i çocuklarına bir tek yeni giysi bile alamıyor.
Eşitsiz gelir dağılımının olduğu gelişmiş kapitalist ülkelerde, gelir dağılımının bir piramit gibi yukarıya-en zenginlere doğru daraldığı örüntü bile Türkiye'de sağlanamıyor. Türkiye'de
piramit şeklindeki kapitalist toplumsal yapının tabanı genişlemeye ve kalabalıklaşmaya devam ederken, boğazından sıkılmış bir şişe misali uç kısım yıllar geçtikçe giderek daha da sivriliyor, ara katmanlar silikleşiyor, altlara doğru düşüyor. 2023 verilerine göre Türkiye'de servet/varlık ve/veya gelir eşitsizliği geçmiş dönemlere kıyasla en keskin görünümüne ulaştı. “World Inequality Database” ekibinin 2023 verilerine dayanarak gini katsayısı üzerinden yaptığı hesaplara göre Türkiye’de en zengin ve en yoksul nüfus kesimleri arasındaki makas hiç olmadığı kadar açıldı. 2023 yılı itibarıyla toplumun en yoksul yüzde 50’si toplam servetin yüzde 2.6’sına, en zengin yüzde 10’u yüzde 68.4’üne, en zengin yüzde 1 ise yüzde 2.6’sına sahip.
Gini Katsayısı nedir?
Gelir dağılımı eşitsizliğini ölçerken kullanılır. Bir ülkede gelir dağılımındaki adaletsizlik ne kadar fazlaysa Gini Katsayısı o kadar büyüktür. bu katsayı sıfıra yaklaştıkça, gelir dağılımındaki adaletsizliğin azaldığı anlamı ortaya çıkar. Ayrıca, lorenz eğrisi analizinde eşitsizlik ölçüsü olarak kullanılan bir katsayıdır. eşitsizlik arttıkça, 45 doğrusu ile eğri arasındaki alan da büyür. Gini Katsayısı sıfır (0) olduğunda eşitlik sağlanmış olur. Bir (1) olduğunda ise bütün zenginlik, tek bir kişinin elinde toplanmış demektir.
kansu yıldırım ve evrensel'e teşekkür ederiz.
Yorumlar (0)