Habercilikte Kışkırtıcı Dil ve Yalan Haber Üzerine
Geçen günlerde Datça-Haber isimli web sitesinde oldukça kışkırtıcı, oldukça rahatsız edici bir başlıkla bir “haber” geçildi. Haber olduğu iddia edilen yazının üstündeki manşet: “Ayranı Yok İçmeye Tattaravalli ile Gider S*çmaya” (bkz: https://www.datca-haber.com/haber/ayrani-yok-icmeye-tattaravalli-ile-gider-scmaya-4787)
Haber iddiası ile yazılan bu yazı, (hangi birini ifade edelim ama) bir sürü çarpıklıklar, yakışıksız ve yanlış ifadelerle dolu: “Muğla Büyükşehir Belediyesinin, Datça’ da, Sağlık ve Sosyal hizmetleri Datça Birimi binasını aylar öncesi kiralayarak, levhasını taktığını… Temmuz ayında aylık 100 bin TL civarında kiralanan bu bina için, 500 bin TL üzerinde de tadilat yaptığını” aktardı. Sağlığa erişimde sıkıntı çeken Datçalılara hem sağlık amaçlı bir poliklinik ve hem de evde sağlık hizmeti de verebilecek bir sosyal hizmet anlayışıyla kurulması murad edilen bir girişime, bugüne kadar başka örneklerde de sıklıkla kendi görüşlerine yakın olmayan belediyeleri çözümsüzlüğe gark etmek alışkanlığını edinmiş olan merkezi idarenin muhtemelen kasıtlı olarak ruhsat vermemesi nedeniyle, yapılan yatırımın atıl kalmasını, ruhsat vermeyen merkezi idarenin olası kötü niyetini ıskalayarak belediyenin bir beceriksizliği olarak göstermeye çalışmış… Haber diye girilen yazı, hem aldatıcı, yanıltıcı, nesnel temeli olmayan, karşısındaki tarafı düşmanlaştırmak üzere yazılmış. Yazıda kullanılan dil, insanları kışkırtmak amaçlı, yakışığı olmayan, kötü bir dil… Hani bir haber nasıl yazılmaması gerek diye okullarda örnek verilecek bir dille yazılmış.
Bu tür tarafgir ve kışkırtıcı haberlere, hem ulusal ve hem de yerel basında sıklıkla başvuruluyor. Kıyıların işgalinde, sanki merkezi idarenin bizzat kendisinin ya da desteklediği (MUÇEV ve benzeri) vakıf görünümlü şirketlerin olası suçları örtülerek, hem belediyelerin kaynakları kesiliyor ve hem de tüm suç, kaybettikleri belediyeler üzerine iyiden iyiye ittiriliyor, hele bu belediyelerin kıyılar konusundaki beceriksizliklerini de ekleyince... Durum içinden iyice çıkılmaz hale gelmiş oluyor. Aynı durum yaptırılmayan, izin verilmeyen imar planları ya da kendi yandaşları için çıkartılan mevzii imar planlarıyla da döndürülüyor… Ya kendi çıkardıkları özel çevre koruma bölgeleri ya da korunan alanlara dair mevzuatlarla, korunması gereken yerlerde maden ocaklarından, kömürlü termik santrallere ya da olmayacak yerlere limanlardan, endüstriyel tesislere ne demeli? Kendi mevzuatlarının gerektirdiği biçimde buraları korumaya çalışanları bile bozguncu ya da düşman ilan ediyorlar?
Datça-Haber’in bu yazısına karşılık Mehmet Erdal, CHP İlçe Başkanı Sezai Öz’ün açıklamalarını yayınlayarak bir haber yapmış, bu yazıya da link vererek bu bahsi kapatalım (bkz: https://haberveinsan.com/tattaravalli/4645/).
Peki ya asıl Datça’nın Sağlık Sorunlarına dair ne demeliyiz?
Bu kadar kötü hazırlanan kötücül bir “haber”in bir hayrı dokunması temennisiyle, hem bu haberi de vesile yaparak, Datça’da önemli bir sorun olan 'Sağlığa Erişim' meselesini bir kez daha dillendirmeye çalışalım.
Datça, elbette Türkiyenin bir parçası. Sağlık problemleri tüm ülkede olduğu gibi Datçalıları da etkiliyor. Özellikle AKP iktidarında giderek bozulan sosyal devletin esaslarından biri de her kesime eşit ve parasız sağlık hizmeti verilmesiydi. Başlangıçta sağlık hizmetlerinin yaygınlaşması konusunda olumlu adımlar atan AKP, iyi kötü işleyen mevcut sistemi adeta bozmak için her adımı attı. Sağlık sistemini ehil olmayan ellere teslim etti, liyakatı es geçip, iş bilmeyen kendi yandaşlarını hastanelere doldurdu. Paralı özel hastaneleri teşvik etti. Hastanelerin can damarları üniversiteleri, okulları işlemez hale getirdi. Şehir hastanelerini içi boş büyük hasta toplama merkezlerine dönüştürdü. Aile hekimliğini işletemedi. Doktorları tutamadı, yurtdışına kaçırttı. Eğitim, güvenlik vb. bütün kamu hizmetlerinde olduğu gibi sağlık hizmetini de kamudan kaçırdı, kamuyu hiçe saydı.
Datça da sağlıktaki bu başı bozukluktan azade değil. Ama üstüne Datça’da yaşanan sağlık problemleri biraz daha fazla, biraz daha yüklü. Datça, Muğla’nın en yaşlı nüfusa sahip ilçesi. Yaşayanların birçoğu, yalnız ve yaşlılar… Datça doğumlu olan, genç nesil iş için dışarıdaki iş olanaklarını arıyor. Kalanlar daha ziyade yaşlı kesim. Üstüne Datça’ya yerleşmeye gelenlerin önemlice bir kısmı da emekliler. Hem yerli ve hem de yerleşik kesimler için nüfusun yaşça ileri olması ortak bir özellik. Yani daha ileri yaşlarda, kendi bakımlarını yapamayacak dezavantajlı sayılabilecek özelliklere sahip bir kesim var, Datça’da. Ve iyi ya da kötü teşhis ve tedavi hizmeti alınabilecek en yakın hastaneden de 80 km ötede bir yerleşim, Datça. Datça’da sağlığa erişim, sadece yaşlılar için değil, her kesim için bir problem. Ama yaşlılar için daha büyük problem. Sadece hastanede teşhis ya da tedavi hizmetleri değil, Türkiyenin birçok yerinden daha fazla, evde sağlık hizmeti alması gerekenler için de… bu hizmet, neredeyse erişilemez uzaklıkta ve boyutlarda, Datça’da…
Geçtiğimiz yıllarda, MUÇEP Datça’nın kent sorunlarına dair bir çalışmasında, Datça’da mukim 200 civarında insanla yapılan bir ankette, katılanların 30’a yakını (% 14’ü) en yakıcı sorunu sağlığa erişim olarak işaretlemişti. Ama ankete katılanların yarısına yakının sağlığa erişimi, en öncelikli olmasa da yaşadığı önemli bir sorun olarak gördüğünü de göstermişti, aynı anket çalışması…
Yine MUÇEP Datça’nın yaptığı sorunlarımız temalı 15 Ocak 2023 tarihli 70’e yakın kişinin yüzyüze katıldığı bir forumda da (bkz: https://datcagundem.wordpress.com/2023/02/03/bir-forumun-daha-ardindan/), konuşmalar sırasında bazı katılımcılar, Datça’nın yaşlı bir nüfusa sahip olduğu ve sağlığa erişimin önemli bir ihtiyaç olduğundan yola çıkarak hastane diye sunulan hizmetlerin yetersizliğini de gerekçe olarak göstererek sağlık problemlerini çözmek üzere bir sağlık meclisinin kurulması gerektiğini ifade etmişlerdi (bkz:https://datcagundem.wordpress.com/wp-content/uploads/2023/02/15.01.23-sifirinci-forum-sonuc-notlari-abo.pdf). Oluşturulacak sağlık meclisinin ana gündem maddesinin de sağlık sorunlarının çözümünde merkezi ve yerel idareyi göreve davet etmek, neredeyse çalışmayan Datça Hastanesini çalışır hale getirmeyi ve özellikle yaşlı ve giderek bakıma muhtaç bir nüfusa doğru çoğalan Datça’da evde bakım hizmeti de verebilecek bir merkezi faaliyete sokmak için idarelere baskı yapmanın gerektiği dillendirilmişti.
Datçalılar, 2024 Mart yerel seçimleri öncesi, başkan adaylarına hemen her fırsatta, bu sorunlarını da iletmişler ve adaylardan bu sorunlarının çözümü için sözler de almışlardı.
Datça’da hasta olmak, hele yaşlı ve yalnız hasta olmak daha zor, daha can yakıcı diyor, yakından yaşayanlar. Datça’da sağlığa erişim ve evde bakım hizmeti gibi sağlık ve sosyal hizmetler alanında acilen bir şeyler yapılması, çaba harcanması gerekiyor. Bu hizmeti vermeye talip olanlara taş koyan idareleri ve yandaşlarını da görüyor ve "tattaravalli" ile hacet gidermeye gidenleri iyi tanıyor Datçalılar…
Yorumlar (0)