Raporda Türkiye’nin iklim politikası “kritik ölçüde yetersiz” olduğu vurgulanıyor.... Genel olarak dünya ölçeğinde, iklim krizi, yoksulluk, çatışma ve siyasi baskılardan kaynaklı sadece 2024 yılında yaklaşık 110 milyon insanın yerinden edildiği belirtiliyor. Devletlerin verdikleri sözleri tutmakta ve yükümlülüklerini yerine getirmekte büyük oranda başarısız olduğu da vurgulanıyor raporda. Raporda gelişmiş ülkelerin düşük gelirli ülkeleri borç döngüsüne mahkûm eden yetersiz finansman politikaları eleştiriliyor ve yine ABD Başkanı Donald Trump’ın “sondaj bebeğim, sondaj” söylemi ve ABD'yi Paris İklim Anlaşması’ndan ayırması, fosil yakıta bağımlı ülkelerce desteklenerek mevcut krizi-felaketi daha da ağırlaştırdığına dikkat çekiliyor....
Af örgütü raporunu duyuran haberine “iklim değişikliği bir insan hakları krizidir ve devletlerin gereken adımları atmaması insan hakları ihlalidir” başlığı atmış.
Raporda iklim krizinin önümüzdeki dönemde de temel hakları tehlikeye atacağı belirtiliyor, Haklarımızı Yakmayın! İnsanlığı İklim Krizinden Korumak İçin Hükümetler ve Şirketler Ne Yapmalı? başlıklı raporda ilgili insan hakları sıralanıyor… devletlere ve şirketlere acil ve somut tavsiyeler ve yükümlülükler hatırlatılıyor…
Raporun önsözünde
“İklim değişikliği, mevcut ve gelecek nesillerin medeni, siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel haklarını ve nihayetinde insanlığın geleceğini tehlikeye atıyor. İklim değişikliğinin doğurduğu sonuçlar bir ülke veya bir topluluğu etkilediğinde, bunların yol açtığı zincirleme etkiler insanların onurlu bir yaşam sürme hakkından faydalanabilmesini ciddi ölçüde engelleyebilir, özgürlükleri tehlikeye atabilir ve hatta birçok durumda halkların kültürel varlığını topyekun tehlikeye atabilir.”
Güncel durumun, geleceğe dair insanlığı nelerin beklediğine işaret ettiği belirtilen açıklama şöyle devam ediyor,
“Şu anki, sanayi devrimi öncesi seviyelerin 1,1°C üstünde olan küresel ısınma nedeniyle bile sıcak hava dalgaları, eşi benzeri görülmemiş orman yangınları, arka arkaya gelen yoğun tropik fırtınalar ve şiddetli kuraklıklar gibi yıkıcı etkilere tanık oluyoruz.
İklim değişikliğinin, deniz seviyesinin yükselmesi gibi yavaş yavaş hissedilen etkileriyle birlikte bu olaylar, milyonlarca insanın yaşam, su, gıda, barınma, sağlık, hijyen, yeterli yaşam standardı, çalışma, kalkınma, sağlıklı çevre, kültür ve kendi kaderini tayin hakları gibi insan haklarından ve ayrıca ayrımcılığa ve zalimane, insanlık dışı ve alçaltıcı muameleye maruz kalmama hakkı gibi haklardan yararlanmasını ciddi biçimde engellemektedir. Bu yayın, iklim değişikliği dolayısıyla insanların bu haklardan nasıl mahrum bırakıldığını ve gelecekteki tehlikelerin neler olduğunu açıklamaktadır. Örneğin, 2013 yılında Filipinler'deki Haiyan süper tayfunu nedeniyle yaklaşık 6 bin 300 kişi hayatını kaybetti ve 2019 yılında Mozambik, Malavi ve Zimbabve'de yaşanan kasırgalardan yaklaşık 4 milyon kişi etkilendi; hayatını kaybedenlerin yanı sıra, yerinden edilenler, okullara, hastanelere ve sağlıklı koşullara erişimini kaybedenler de oldu.
Ülke İçinde Yerinden Edilme İzleme Merkezi'ne göre, 2008 ve 2018 yılları arasında her yıl ortalama 20,88 milyon kişi iklime bağlı olaylar nedeniyle ülke içinde yerinden edildi.”
Dünya Sağlık Örgütü iklim değişikliğinin 2030 ile 2050 yılları arasında sıtma, yetersiz beslenme, ishal ve sıcaklık nedeniyle yılda 250 bin kişinin ölümüne neden olacağını tahmin ediyor. Dünya Gıda Programı da iklim değişikliğinin 2050 yılına kadar küresel açlık ve yetersiz beslenmede %20'lik bir artışa yol açacağını tahmin ediyor.
Küresel sıcaklıktaki 2°C'lik bir artış, 1 milyardan fazla insanın su kaynaklarında ciddi bir azalmaya yol açacak. Bilim insanları, küresel ısınmanın 1,5°C'de tutulmasının çok önemli olduğunu doğruluyorlar."
Detaylar için, Uluslararası Af Örgütünün web sitesinden rapora ve duyurusuna aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz:
İklim değişikliği bir insan hakları krizidir ve devletlerin gereken adımları atmaması insan hakları ihlalidir - Uluslararası Af Örgütü
Yorumlar (0)