Özgür bilinçli insan yalnızca olumsuzu gören bir insan değil, aksine kendini gerçekleştirmek ve kazanmak için eylemleriyle geçmişinin fotoğrafını iyi çeken; deneyimlenen kişidir.
Yani kişi önce kendisiyle hesaplaşmak zorundadır. Geçmişteki ahlaki değerleri geride bırakıp, kendini kendinde aşma ve kendini kendinde yenileme; böylece eski olan kendisinden yeni bir özgür ruhlu insan yaratmalıdır.
Yani eski ve kendisine göre yanlış olan ahlakın yerine, yeni bir ahlaklılık ideali koyma için de trajik insan tipinden sıyrılıp, tiksinti duyduğu trajik hatalarla yüzleşerek çatışmalı ruh hallerini, bu günlerle karşılaştırarak çatışmasını da çevresinden dolayı çektiği anlamsızlıkların ve kötü deneyimlerini arkada bırakıp/ aşmak üzere yola yeniden çıkmak zorundadır.
Hayat her zaman bir problem olarak karşımıza çıkar. Pes eden bir kişilik, çözümlenmesi gereken fenomenal ve /veya kültürel düzeyi araştırmaya muhtaç bir birey profili prototipidir.
Bilinçli ve yaptığı eylemlerde özgür insan olmak, acı çekmek ve ‘kendi sabahında yeniden doğmak’, özgür ruhlu insanın yeni değerler yaratmasına yardımcı olur. Bizler düşünen cansızlar değiliz, çektiğimiz acılardan dersler çıkaran, acılarımızdan düşüncelerimizi doğurmak zorundayız.
Rus yazar Anton Çehov'a başarısız toplumların doğası sorulduğunda şu cevabı vermiştir:
"Başarısız toplumlarda, her aklı başında zihne karşılık bin aptal ve her düşünüre karşılık bin aptalca söz vardır. Çoğunluk her zaman cahil kalır ve sürekli olarak bilgelerden daha fazladır. Dolayısıyla, bir toplumdaki tartışmalara önemsiz konuların hakim olduğunu ve sığ ve yüzeysel olanın merkez sahneye çıktığını görüyorsanız, o zaman derinden başarısız olmuş bir topluma tanık oluyorsunuz demektir."
Mesela anlamsız şarkılar, sözler milyonları dans ettiriyor, şarkıya eşlik ediyor ve şarkıcı ünlü, tanınan, hatta sevilen biri oluyor. İnsanlar toplumsal meseleler ve hayatın kendisi hakkındaki görüşlerini ciddiye almaya başlıyorlar.
Öte yandan yazarlar ve düşünürler; onları kimse tanımıyor, kimse onlara değer veya ağırlık vermiyor. Çoğu insan sıradanlığı ve duygusuzluğu tercih eder. Aklımızı uyuşturan veya saçmalıklarla güldüren biri, bizi gerçeklerle uyandıran ve gerçeklerle acıtan birinden iyidir. Cahil toplumlarda demokrasinin işe yaramamasının sebebi budur, çünkü kaderinize karar verecek olanlar cahil çoğunluk olacaktır.
Bizi biz yapan hikâyelerimizi başka platformlara aktarmak, perspektif açılarını boyutlarken kendi yaşamlarını kendileri yapan bireyler bilincinden hareket ederek özgür ruhlu insanlar oluşturma yolunda kendi yasalarını kendileri yapan ve kendilerini yaratanlar, böylece kendi bütünsel değerlerinin farkında ruhlara ideal teşkil etmek görevimiz olmalıdır.
Kendi hayatlarımıza yön tayin ederken, başkalarıyla/başkalarının da özgün sorunlarını duyumsayarak birlikte aynı hayatları yaşayanlar olarak empati mekanizmamızı sorumluluk bilinci katında zamana denk düşen düzeyde kolektif yaratıcılıkla aşabilmeyi becerebilmeliyiz.
Bitirirken; kendi akşamımızda her türlü tehlikeye de hazırlıklı olmalıyız.
Yaşar Utku
Yorumlar (0)