İstanbul’da deprem tedirginliği sürüyor. Dün (23.Nisan) öğle saatlerinde (12.13) Marmara Denizinde Silivri açıklarında 6.2 büyüklüğünde bir deprem oldu. Deprem öncesinde birçok küçük depremler ve sonrasında da birçok başka artçı (270’den fazla) depremler, herkesi korkuttu. 5’in üstüne çıkan artçıların olması halkı ve uzmanları tedirgin ediyor (bkz: https://www.diken.com.tr/marmara-denizinde-depremler-suruyor-istanbulda-270-artci/). Uzmanlar, güvenmediğiniz evlere girmeyin diyor (Naci Görür: Evinizde çatlak, yarık varsa girmeyin - Diken).
Gezi Parkında toplananları güvenlik güçleri zorla çıkarttı. Binaların arasında boş arsaları, sokak aralarını, otoparkları kalabalık yığınlar doldurdu...
Büyük Deprem İstanbul’un kapısında. Bilim insanları 1999 depreminden bu yana, İstanbul’un depreme hazırlanması gerektiğini söyleyip, duruyor (bkz: https://kisadalga.net/haber/gundem/prof-gorur-1999u-hatirlatarak-uyardi-istanbul-depreme-hazir-degil-108201). Ancak on yıllardır, İstanbul depremine doğru düzgün bir hazırlığın olmadığı da tatsız bir hakikat. Bu güne kadar güya sağlamlaştırmalar için çeşitli yasalar çıkartılıp, çeşitli çalışmalar yapıldığı söyleniyor olmasına karşın, İstanbul depreme hazırlıklı değil. Dönüşüm adı altında eldeki fırsatlar rant olup, inşaatçı-parababalarının ceplerine aktı. Birçoğu yoksul ve orta kesimlere ait 99 Ağustos depreminde hasar almış ya da güçlendirme yapılmamış yapı stoğu iki milyona yakın. Genel kanaat boşa zaman geçirildiği, işlerin iyi gitmediği yolunda, iddialara göre toplanan fonlar erimiş durumda, ekonomik krizler nedeniyle ciddi bir kaynak eksikliği de var! Seçilmiş ve atanmış yöneticilerin sorumluluğu büyük (bkz: https://www.diken.com.tr/deniz-ulke-kaynak-deprem-uzerinden-siyaset-dersi-verdi/). İstanbul’da binaların yarısında DASK br kez bile yapılmamış durumda (https://www.diken.com.tr/istanbulda-10-evden-dordunun-deprem-sigortasi-yok/). Depreme hazırlıklı kuruluşların eksiklikleri, yanlışları haber oluyor: AFAD’ın ölçümleri tartışmalı (bkz: https://t24.com.tr/yazarlar/eray-ozer/5-9-luk-artci-deprem-oldugundan-emin-misin-afad,49594). İstanbul Afet Koordinasyon Merkezinin başında olması gereken seçilmiş Belediye Başkanı, siyaseten rehin tutuluyor, çalıştırılmıyor, Afet toplantılarında yerel yönetim görevden uzak tutuluyor (bkz: 6,2’lik İstanbul depremi: Seçilmiş İBB Başkan vekili Aslan, Erdoğan’ın katıldığı değerlendirme toplantısına çağrılmadı!). Telefon şebekeleri yetmiyor (bkz: https://t24.com.tr/haber/bakan-uraloglu-deprem-sonrasi-coken-gsm-operatorleriyle-gorustu-aramalarin-yuzde-25-ini-karsilayamadik,1234844 ). Depremde toplanacak alanlar, ranta kurban verilmiş durumda (https://bianet.org/haber/depremde-yesil-tabela-yetmez-yasam-alani-gerek-306762). Mevcut alanlarda mesela Taksim’de Gezi'de toplanma alanında vatandaşlar, güvenlik güçlerince çıkartıldılar. Dışarıda kalan vatandaşlar, bina aralarındaki arsalarda, bina önlerinde otoparklarda çadır kuruyor! Gücü yetenler, parası olanlar İstanbul'u hızla boşaltıyor! Ekonomik gidişatın yükünün konaklama dışında birçok hizmet ve üretim sektöründe de ağır olacağı şimdiden söylemek mümkün (bkz:Deprem Sonrası İstanbul Tıp Fakültesi’nde Tahliye Kararı: Cerrahi ve Dahiliye Binaları Tahliye Edildi - Sağlık Personeli Haber).
Merkezi hükümetin yetkilileri, İstanbul’daki depreme değinerek “Bugünler siyaset yapma değil, birlik olma dönemleridir” diye hamaset yapıyor. Ancak aynı zamanda deprem toplanma alanı olan Gezi Parkı, otoritelerin emriyle evlerinde durmak istemeyen halka kapatılıyor, halk her anlamda cezalandırılıyor (https://sendika.org/2025/04/gezi-parki-halka-kapatilmamis-gibi-deprem-donemleri-siyaset-yapma-degil-birlik-olma-donemleridir-725276).
Yorumlar (0)