Sokaktaki dişilerin kısırlaştırıldığını biliyoruz biz, sonrasında sokaklara geri mi bırakılıyor?
Belediye kısırlaştırdığı hayvanı tekrar sokağa bırakamıyor. Köpek başına 70 bin lira cezası var. Son yasa ile geldi bu. Yasa sahiplendirmeyi de iyice zorlaştırdı. Bir köpek sahiplenildiğinde onu evinizde veya bahçenizde tutmak zorundasınız. Çip takılıyor. Dışarıda serbest yakalanırsa yine 70 bin lira cezası var sahibi için. Bu da sahiplenme isteğinde geri çekilmeye neden oluyor. Yani dediğimiz gibi teşvik edici değil itlafı zorlayan hükümler.
Yeni yasa belediyenin mama desteğini ve kısırlaştırmayı engelledi. Bu kadarla sınırlı değil sanırım, başka engellemeler var mı?
Öncelikle yasa hemen, yayınlanmasını takiben, yeterli süre verilmeden uygulamaya kondu. Madem uygulanması emredildi, bir geçiş dönemi olmalıydı. Toparlanmak, çareler üretmek için zaman tanınmalıydı.
Bu kararı neden almış olsunlar ki apar topar?
Bence iki nedenle; halk arasında bir kutuplaşma ve düşmanlık yaratmak. Bakın, Güvenli Sokaklar Derneği GÜSODER diye bir dernek kuruldu. Düpedüz katliamları, öldürmeleri istiyor, teşvik ediyor. Her konuda da baskılar artıyor hayvanlara, hayvanseverlere, belediyelere. Aylık, sonrasında haftalık istenen rapor günlük istenir oldu artık belediyelerden. Kaç köpek topladınız bugün diye rapor isteniyor. Doğa Koruma Ve Milli Parklar Müdürlüğü istiyor raporu. Yeni yasayla ilçe belediyelerinin bütçelerinin yüzde üçü, büyükşehirlerde ise bütçenin yüzde beşi barınaklar için ayrılacak, harcanacak. O harcamalar bugünkü durum için yapılsa, ilgili taraflarla paylaşılsa zaten sorun kalmaz. Öldürmek için çaba harcamak yerine yaşatmak için çaba harcamak lazım.
Şimdi gelelim çok üzüldüğümüz Kontes kızımıza. aslında ne oldu, olayı ve sonrasını yorumlar mısınız?
İlk andan beri biliniyor, bir araç çarpması. Kontes yaralanıyor ama ayakta. Bir evin bahçesine sığınıyor. Bir gece orada kalıyor Kontes yaralı halde. İlk anda haber verilse sonuç böyle mi olurdu bilinmez. İhbarı yapan kişi ile de görüştük. Bir hayvansever. Kendisi de keşke diyor, bizim derneği kast ederek “keşke size haber verseydim”. Belediyeye haber veriliyor. Sonuçta haftasonu. Belediyede veteriner yok. Çok da yaşlıydı Kontes, direnci azdı ne yazık. Kaçınılmaz son demiyoruz ama erken bildirim ve doğru yere bildirim (bu durum için ve gün itibarıyla) şansını arttırabilirdi.
Bu kayıp üzerine Belediye ile toplantınız sonrası bir basın açıklaması yapmıştınız. Dayanışma-Datça bunu aynen yayınladı. Açıklamanızda bir umut yakalamıştık. Bu şekilde başlıklandırdık açıklamanızı. Soruşturmaların başladığı, tekrarı olmayacağı gibi. Birkaç çatlak ses de çıktı sanki eleştirel. Ne dersiniz?
Belediye ile paralel çalışmak zorundayız. Onlar bizsiz olmaz, biz de tek başımıza yetersiz kalırız. Yeni kanun sokak hayvanları konusunda belediyeleri gösteriyor, onları sorun çözücü yapıyor. Güvenmek istiyoruz, güveniyoruz. Kimsede sihirli değnek yok, beraberce çözmeliyiz. Bizi işin içine sokmak istiyorlar, giriyoruz. Bakın Fethiye'de örneğin, hayvanseverleri barınağın içine bile almıyorlar.
Bize düşen örgütlü bir yapı, bir duruş. Tek derdimiz denetleyebilir durumda olmak.
Türkiye geneline baktığımızda iyi yapıların içine bazı kötülerin de sızdırıldığı konuşuluyor. İyi niyetli bir adım atıyorsunuz ki bir bakıyorsunuz birisi ortaya atılıyor; “vuralım, kıralım, hurra” diyen birileri… Bir de yorumcular var; elini cebine atmamış, bir kutu mama bağışlamamış, bir sokak hayvanı sevmemiş, bir tek eylemde görmediğimiz, barınakta rastlamadığımız birileri… Kabul etmiyoruz diyor, affetmeyeceğiz diyor, takipteyiz diyor ama takipte falan değil, hiçbir yerde değil.
Demin bahsettiğimiz GÜSODER’i de hatırlayalım. Kutuplaşmalar var, çıkarcılar var, kendine yontanlar var.
Peki belediyenin barınağına gelirsek; Nasıl bir yapı olacak, siz dernek olarak neresinde olacaksınız?
Olabildiğince büyük bir alan. Bölmeler yapıldı. Temel gereksinimleri karşılayan bir yapı. Her gün 2 gönüllümüz barınakta. Belediye 3 yeni kadın personel aldı. Canlarla ilgileniyorlar, temizliklerini ve mekan temizliğini yapıyorlar.
Belediye 3 yeni konteyner getiriyor personel konforunu da düşünerek. Biri belediyenin kadın personelinin, biri erkek personelin dinlenmesi, gereksinimleri için. Belediye üçüncü konteyneri gönüllülere kullandırabileceğini söylemişti. Gerçekleşirse onun bir parçasını ofis gibi, ihtiyaçlarımız için kullanabileceğiz. Bu da işbirliğimizi arttırır, biraz daha yük almamızı ve kontrolümüzün artmasını sağlar.
Envanter işini derneğimiz üstlendi. Giriş-çıkış kayıtları, sahiplenen kişi bilgileri, sağlık geçmişi gibi kayıtları biz takip edeceğiz. Kaçtı, kayboldu gibi kuşkular da ortadan kalkacak böylece.
Bu söyleşi esnasında sosyal medyada bir ilanı gösterdi arkadaşımız; belediye yeni bir veteriner alımı için iş ilanı açmış. 2 veteriner, bir teknisyen ile birlikte müdür dahil olarak toplamda 10 personel olacak birimde. Belediye içinde en kalabalık müdürlük biz olacağız diyorlar.
Teşekkür ederiz Sayın Nejla Okyay. Takipte olacağız ama (dikkat) aktif takipte. Evimizden ve hiçbir şey yapmadan değil !
Uzaklaştı gitti Nejla Hoca. Hani yukarıda bahsedilen yaşlı sokak gezgini var ya hani uyutulması talep edilen… Ona bakmaya gitti.
Not: Biz bu söyleşiyi yayınlayana kadar yaşlı “sokak gezgini” dostun uyutulduğu bilgisi geldi. Çok acı çekiyormuş. Ağrı kesicilerin yeterli olmayacağı düşünülmüş. Ve tesadüfe bakın ki yaşlı gezginin adı Kont.
Kontes ve Kont yok artık.
Yorumlar (0)