14 Şubat’ta erken saatlerde 4. İdare Mahkemesinde Datça Yat Limanı davasının duruşmaları var. Datça Yat Limanının vereceği zararlar dolayısıyla, Muğla Büyükşehir Belediyesi, Datça Belediyesi ve MUÇEP Derneği ile birlikte Datçalı yurttaşlar 3 ayrı dava açmıştı. Belediyenin açtığı davalara kalabalık bir Datçalı yurttaş grubu da müdahil olmuştu. Davalarda davalı taraf Bakanlığın yanında, limanı yapmaya başlayan şirketin de davalı taraf yanında müdahil olma talebi mahkeme heyetince kabul görmüştü.
Mahkeme önceki duruşmalarda Mayıs ayında 10 farklı disiplinden uzman bir bilirkişi heyeti atamış, heyetin keşfi sırasında proje sahasında davalı ve davacı yanında müdahil olanlarca basın açıklamaları da yapılmıştı. Bilirkişi Raporunun hazırlanması uzun sürmüştü. Ancak rapor 3 aylık süre sonunda geç de olsa açıklanmış ve açıklanan rapor davacılar lehine, yapılacak yat limanının Datça’ya vereceği zararları öne çıkartan bir rapor olmuştu (bkz: Datça Yat Limanı Bilirkişi Raporu Hakkında | ekoloji).
Rapordan sonra 4. İdare Mahkemesi, 20 Kasım tarihinde esas 2024'e 21'no'lu kararı ile Davacı Muğla Büyükşehir Belediyesinin lehine bilirkişilerin itirazlarını dikkate alarak, "... 2872 sayılı Çevre Kanunu'nu ile Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğine aykırı şekilde düzenlendiği anlaşıldığından dava konusu "Çevresel Etki Değerlendiresi (ÇED) Olumlu kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Öte yandan, uyuşmazlığa konu projenin bu hâliyle faaliyete geçmesi halinde çevreye olan olumsuz etkisi göz önüne alındığında dava sonuçlanıncaya kadar işlemin uygulanmaya devam etmesi hâlinde telâfisi güç zararlar doğabileceği açıktır. Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin; uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütülmesinin durdurulmasına, aynı Kanunun 20/A maddesinin 2. fıkrasının (e) alt bendi uyarınca itiraz yolu kapalı olmak üzere, 20/11/2024 tarihinde oybirliği ile karara bağlamıştı (bkz: Datça Yat Limanında Karar Çıktı | datça yat limanı).."
Davaların esasa ilişkin duruşmaları için 4. İdare Mahkemesi tarafından 14 Şubat günü verildi.
14 Şubat 2025’de saat 10.00’da Muğla 4. İdare Mahkemesinde yeni duruşmalar var: 2024’e 219 dosya numarası ile Datça Belediyesinin açtığı davanın esasa ilişkin duruşması için davetiyesi geldi…
Davada davacı taraf ve davacı taraf yanında müdahil olan MUÇEP’liler, 14.Şubat’ta davaya gideceklerini ve itirazlarını mahkeme kapılarında da dillendireceklerini açıkladı:
Bakanlığa dava açan ve Bakanlığa davacı idareler yanında müdahil olan MUÇEPlilere göre Datça Yat Limanı, hem yerel ölçekte Datça’ya zarar verecek ve hem de bölgesel ölçekte zararları Akdeniz’e kadar uzanabilecek… MUÇEP’liler: Datça’nın bir Özel Çevre Koruma Bölgesi olduğuna ve Koruma Bölgesi olarak ilan edilmesinin nedeni henüz bozulmamış doğal ve kültürel özellikleri dolayısıyla gelecek kuşaklara, çocuklarımıza miras kalması için olduğuna işaret ediyorlar. Datça Yat Limanın, Datça’nın doğal yaşamına zarar vereceğini söylüyorlar. Datça’da Liman yapılmakta olan Azganlı mevkisinin, Barselona Sözleşmesi gibi Türkiye için de artık bir yasa hükmündeki Akdeniz’de Uluslararası Sözleşmelerle korunan, tüm Gezegenin havasını temizleyen, oksijen sağlayan Deniz Çayırlarının, beslenmek için kıyılara gelen soyu tükenmeye yüz tutan Akdeniz fokları gibi hayvanların da yatağı olduğunu ve limanla birlikte birçok nadir bulunan canlı yaşam biçiminin giderek yok olacağını uzman raporlarına referans vererek söylüyorlar. Liman bölgesinde yapılan kazı çalışmalarının, binlerce yıllık anıt mezarları, korunması gereken müşterek kültürel değerleri tahrip ettiğini yine uzman bilirkişi raporlarından atıfla anlatıyorlar. Datça’nın su fakiri olduğunu ve limanın su kaynaklarının boşa israfına yol açacağını savunuyorlar. Seçilen yerin yasal mevzuatla korunan zeytinliklere, ekim alanlarına yakın olduğunu, dikim alanlarının yapım sırasında aşırı tozdan zarar göreceğine işaret ediyorlar. Ayrıca liman yapıldığında işgal edilen deniz ve kıyı sistemini yerel halkın kullanamayacağına, bu kıyıların başka liman bölgelerinde olduğu gibi yerel halkın ulaşamayacağı alanlar haline geleceğini, mutenalaşacağını, yerel halk giderek kıyılarından, denizinden, plajından, yerinden yurdundan olacağını da söylüyorlar. Datça aynı zamanda bir deprem bölgesi olduğunu, seçilen yerde yapılan toprak dolgu üstünde ağır ve hareketli yük taşıyacak olan ve üstünde insanların dolaşacağı rıhtımın bir deprem bölgesinde olmaması gerektiğine işaret ediyorlar… Limanın verebileceği zararların saymakla bitmeyeceğini ve bu zararların zaten bilirkişi raporlarıyla da tescillenmiş olduğuna vurgu yapıyorlar.
MUÇEP Derneğinin avukatı olarak Arzu Alper de14 Şubat'ta MUÇEP'li dostlarla birlikte duruşmada olacaklarını ve Kente, Doğal Yaşam Alanlarına, Kültürel Değerlere, Müştereklerimize verilecek her türlü zarara karşı meşru yollardan mücadelenin süreceğini söyledi. Alper 14 Şubat 'ın Sevgililer Günü ve Dünya Öykü Günü olduğuna da vurgu yaparak. 14 Şubat Sevgililer Gününde Sevgili Datçalılarla, Tüm Doğal Yaşam Dostlarıyla 14 Şubat Dünya Öykü Gününe yaraşır bir öykü yazacaklarını, "Yeryüzünün aşkın yüzü oluncaya kadar mücadeleye devam edeceklerini" de ifade etti.
Yorumlar (0)