Muğla'da 1 Mayıs Kutlamaları

Dostlar, yoldaşlar, yüreği mücadele ateşiyle tutuşanlar, Mayıs isyanını alanlara kavuşturan canlar! Sizleri 1 Mayıs Tertip komitesini oluşturan DİSK KESK TTB TMMOB adına en devrimci duygularımla selamlıyoruz. Bugün özellikle adalet için, özgürlük için mücadele ateşini yükselten geleceğimiz, umudumuz gençleri ayrıca selamlamak istiyoruz. Hoş geldiniz! Bu şanlı günde emeğimizin hakkını söke söke almak için, özgür yarınlara omuz omuza yürümek için, Bu onurlu kavgayı sevdamızla kuşatmak için, Halkların nasırlı yumruğunu faşist düzene balyoz gibi indirmek için alanlardayız.

Muğla'da 1 Mayıs Kutlamaları

Bu yıl 1 Mayıs, Muğla’da İl Merkezinde ve Bodrum, Datça, Fethiye, Ortaca olmak üzere dört  ayrı ilçe’de ayrı ayrı kutlandı.

Menteşe’de  - Muğla İl Merkezindeki kutlamalarda, sendikalar, meslek örgütleri, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının ilgisi sürekli yağan yağmura rağmen hayli yoğundu. Katılım kalabalık ve coşkuluydu. Yürüyüşe “Datça Demokrasi Platformu” pankartı altında yürüyen Datçalılar da katıldı. DİSK’le beraber, TES-İş, Tez Koop İş, Belediye-İş, Emekli Sendikaları; KESK ile birlikte, Eğitim-Sen, SES, Tüm Bel Sen, Tarım Orkam Sen, BES ve Birleşik Kamu İş’le birlikte de, Eğitim-İş, Genel Sağlık-İş, Tüm Yerel Sen, Büro-İş sendikaları kalabalık kortejlerle yürüyüşe katıldılar. Kortejdeki sendikalar arasında Ev Eksenli Çalışanlar Sendikası da vardı.

Muğla'da 1 Mayıs Kutlamaları

İşçilerle birlikte, Üniversiteli gençlerin katılımı da herkese heyecan verdi. Özellikle Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi öğrencilerinin,  coşkulu katılımı izlemeye değerdi. Gençler, sık sık “faşizme karşı omuz omuza”, “susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “gençlik gelecek, gelecek sosyalizm” ve “kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganlarıyla yürüdü. Yürüyüş kolu AKP İl Merkezi önünden geçerken, hep bir ağızdan “Hükümet İstifa” ve “Gün Gelecek Devran Dönecek AKP Halka Hesap Verecek”  sloganları atıldı.

Muğla'da 1 Mayıs Kutlamaları

Kortejde Muğla Çevre Platformu ile birlikte çimento fabrikasına karşı direnen Deştin Çevre Platformundan katılımcılar yeşil yelekleri ile kalabalık ve çok coşkuluydu, İkizköy ve Akbelen’den katılımcılar da vardı.

Muğla'da 1 Mayıs Kutlamaları

TMMOB’dan mühendis ve mimarlar, Türk Tabipleri Birliğinden ve Türk Diş Hekimleri Birliğinden hekimler,  Muğla Barosundan avukatlar, Mali Müşavirler ve Muhasebeciler gibi meslek örgütlerinin katılımı da güçlüydü. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği ile Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri pankartları altında da kalabalık bir katılım vardı.

Kışla Parkından başlayan yürüyüş boyunca yağmur, oldukça şiddetli yağdı. Buna rağmen yürüyüş kolu 3bin kişiye yakındı. Başka ilçelerden birçok katılımcının, yürüyüşe (yapılacağı söylenen bisiklet yarışı nedeniyle - iptal edilmesine rağmen- çevre yolları dahil tüm yollar kapatıldığı için) katılamadığı bilgisi alındı. Nitekim birçok katılımcının yürüyüşe katılamadığı ve dağılmak üzereyken miting alanına koşarak yetişmeye çalıştıkları gözlendi.

Bodrumdan, Fethiye’den, Ortaca’dan gelen haberlerde, 1 Mayıs kutlamalarının yoğun yağış altında ama oldukça kalabalık olduğu bilgisi alındı. Yürüyüş boyunca alandakilerin kulakları İstanbul Taksim’den gelen haberlerdeydi!

Muğla Menteşe Miting Alanında Karşılama Mesajı

Tertip Komitesi, korteji miting meydanında aşağıdaki mesajla karşıladı:

“Dostlar, yoldaşlar, yüreği mücadele ateşiyle tutuşanlar, Mayıs isyanını alanlara kavuşturan canlar!

Sizleri 1 Mayıs Tertip komitesini oluşturan DİSK KESK TTB TMMOB adına en devrimci duygularımla selamlıyoruz.

Bugün özellikle adalet için, özgürlük için mücadele ateşini yükselten geleceğimiz, umudumuz gençleri ayrıca selamlamak istiyoruz.

Hoş geldiniz!

Bu şanlı günde emeğimizin hakkını söke söke almak için,

özgür yarınlara omuz omuza yürümek için,

Bu onurlu kavgayı sevdamızla kuşatmak için,

Halkların nasırlı yumruğunu faşist düzene balyoz gibi indirmek için alanlardayız.

Bir dünya düşlüyoruz yoldaşlığın sınıfları yok ettiği,

Bir dünya düşlüyoruz çocukların ölmediği,

Bir dünya düşlüyoruz insanlık onurunun baskıya, sömürüye, savaşa galip geldiği.

Ve elbette biliyoruz güneşin zaptı yakın

Güneşi zapt edeceğiz

Onurlu mücadelemizden bir an bile vazgeçmeyeceğiz.

Direnenlere selam olsun!

Yaşasın 1 Mayıs

Yaşasın Birlik, mücadele ve dayanışma günümüz.”

Muğla'da 1 Mayıs Kutlamaları

Bodrum'da 1 Mayıs

Muğla'da 1 Mayıs Kutlamaları

Fethiye'de 1 Mayıs

Muğla'da 1 Mayıs Kutlamaları

Ortaca'da 1 Mayıs

Muğla'da 1 Mayıs Kutlamaları

Datça'da 1 Mayıs

Muğla Miting Alanında okunan 1 Mayıs Bildirisi ise şu şekildeydi:


Bu ülkenin tüm değerlerini ve güzelliklerini üretenler, emeğiyle bu ülkeyi var edenler merhaba...

İşçiler, kadınlar, gençler, öğretmenler, mühendisler, mimarlar, sağlık emekçileri, hekimlerimiz, çiftçiler, köylüler, demokrasi ve hukuk için, bilimsel eğitim için mücadele ören yurtlarından atılan cezaevlerine gönderilen öğrenciler, güvencesiz ve esnek çalışma dayatılan emekçiler merhaba...

Açlık, yoksulluk sınırının altında ücretlere mahkûm edilenler, “geçinemiyoruz" diyenler, işsizler merhaba...

Emek, barış, demokrasi, eşitlik, özgürlük, kardeşlik, laiklik, adalet mücadelesi verenler merhaba...

Sermayenin ve tek adam rejiminin kuşatmasına karşı demokrasiyi ve demokratik hayatı savunanlar merhaba...

Bize dayatılan bu vahşi sermaye düzenine karşı işini, ekmeğini, deresini, zeytinini, tarlasını, ormanını, ülkesini ve geleceğini savunanlar merhaba...

Şiddete, ayrımcılığa, tacize, tecavüze, yok sayılmaya karşı "emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir" diyen kadınlar merhaba...

Savaşa karşı barışı; eşit, özgür ve bir arada kardeşçe yaşamayı savunanlar merhaba...

Selam olsun faşizme, gericiliğe boyun eğmeyenlere!

Selam olsun Adalet ve demokrasi için mücadele edenlere!

 

Bugün 1 Mayıs! Sesimiz, mücadelenin ateşi ve coşkusuyla hep bir ağızdan çığlığa dönüşüyor! İşçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olan 1 Mayıs, ülkemizde güçlü bir tarihe sahiptir. Tüm engellemelere, yasaklamalara, baskılara rağmen, başta Taksim olmak üzere ülkemizin meydanları dünyanın en kitlesel 1 Mayıslarına tanık olmuştur.

1 Mayıs herhangi bir miting değildir. 1 Mayıs, dünyanın her tarafında, beş kıtada yüzlerce ülkede kutlanan, İşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günüdür. Yılın 365 günü ezilen, sömürülen, horlanan, yok sayılan milyonlar, 1 Mayıs alanlarında kendilerini ifade eder, taleplerini, umutlarını, tepkilerini omuz omuza paylaşır. 1 Mayıs, tüm değerleri üreten işçilerin ve emekçilerin bugüne dair itirazlarını ve yarına dair hedeflerini beyan ettiği gündür. 1 Mayıs alanları, yüz binlerin birbirlerine ve tüm dünya İşçi sınıfına yüzünü döndüğü ve elini uzattığı alanlardır. Bizler bir tarihin taşıyıcılarıyız; onu yaşatmak ve büyütmek için buradayız.

Ben de bu coşkuyla hepinizi 1 Mayıs Tertip Komitesi adına saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum ve Onurlu mücadelemizde hayatını kaybetmiş tüm yoldaşlarımızı sevgiyle saygıyla anıyorum. Düşen her karanfile, akan her gözyaşına, kaybettiğimiz tüm arkadaşlara sözümüz var. Bu ülkeyi yeniden kuracağız!

Ekonomik kriz, işsizlik, zamlar, pandemi, yangınlar ve deprem felaketleriyle birlikte ülkemizde insanca yaşamak bir yana, hayatta kalmak bile her gün zorlaşıyor. Bu düzen, toplumun işini, aşını, geçimini ve sağlığını korumuyor; aksine tehdit ediyor. Bu düzenin çarkları, dünyanın tüm değerlerini üreten bizleri eziyor. Bu düzenin çarkları, zengini daha zengin etmek, bankaların kasalarını doldurmak, şirketleri ihalelerle beslemek üzere kurulmuş. Bu düzenin çarkları, sermayeye sömürecek ucuz emek, yağmalanan doğa, talan edilecek kentler yaratmak üzere dönüyor.

Bizler bu ülkenin kaynaklarının herkese yeteceğini biliyoruz; yeter ki çetelerin üzerine çökmesine müsaade edilmesin. Yeter ki ürettiklerimiz bir avuç azınlığa –sermayeye- peşkeş çekilmesin, savaş ve rant politikalarına harcanmasın. Yeter ki ülkeyi yönetenler siyasi rakiplerini alt etmek için ülkenin döviz birikimini bir gecede harcamasın. Sermayenin, tarikatların ve emperyalist merkezlerin kuşattığı bu düzende emekçilere vaat edilen tek şey sömürüdür. İşçi sınıfının kanı ve alın teriyle ayakta duran bu sömürü düzeninin içinde bir çözüm yoktur. Düzen içi çözümlerle, seçim makyajlarıyla, “daha az kötülerle” bu ülkenin emekçileri kurtulamaz. Emekçilerin çıkarı düzen siyasetinin yancısı olmakta değil, bu düzeni kökten reddetmekte yatar. Halk işe, ekmeğe, insanca bir yaşama olduğu kadar demokrasiye, adalete ve hukuka da aç. Bu düzen yurttaşların hakkını, hukukunu çiğniyor, adaletsizliği büyütüyor. Hakkını arayan ve gerçekleri söyleyen herkes bu düzenin hukuk dışı zorbalıklarıyla karşı karşıya kalıyor. Bu düzenin devamı için demokrasinin son kırıntıları ortadan kaldırılıyor, seçme ve seçilme hakkımıza dahi el uzatılıyor. Bu düzenin kışkırttığı cinsiyetçilik, ırkçılık, mezhepçilik ve savaş politikaları ülkemizin ve halkın geleceğini çalıyor. Memleketin en kritik eşiğinde, Cumhuriyet tarihinin en derin krizinin, yoksulluğunun yaşandığı günlerde duyulmayan, duyulmadığı gibi üzeri örtülmeye çalışılan tek ses halkın, emekçilerin sesidir...

Aslında herkes biliyor ki suretinin kaldığı bu karanlığı götürecek olan da yeni bir memleketi kuracak olan da halkın muhalefetidir.

Toprağına, deresine sahip çıkan köylüler, yoğun çalışma saatlerine, şiddete, mobbinge rağmen kamu hastanelerinde hekimlik yapmaya inatla devam eden, parasız sağlık hizmetleri için mücadele eden hekim-hemşire, üniversitesine sahip çıkan öğrenci, insanca yaşam için sendika hakkı için mücadele eden işçi, yaşamına dokunduğu her çocuk ve tüm çocuklar için mesleğini, haklarını, çocukların eğitim hakkını savunan eğitimciler değiştirecek memleketi. Mülakatlarda elenip atanmayan öğretmeyenler, açlık sınırının altında maaşlarla ölüme terk edilen emekliler, yat yakıtlarının 3 katı yakıt fiyatıyla traktörünü çalıştıran çiftçiler değiştirecek makûs talihimizi!

 

Şimdi meydanlarda olmanın, korku imparatorluğuna teslim olmayan milyonlar olduğumuzu, emeğimizin hakkını alacağımız günleri ellerimizle kuracağımızı, bugünden yarına yaşamı örgütlemenin kararlılığını haykırmanın zamanı...

 

Çok açık ki ülkemizde tüm alanlarda yaşanan yıkımın sorumluları: laikliği, bilimi yok sayanlar, memleketi tarikatlar ve cemaatlerle kuşatanlardır. Kamusal eğitimden sağlığa, barınma hakkına kadar halkın haklarını gasp edenlerdir. Memleketin derelerini, dağlarını, topraklarını, emeğin ve emekçilerin haklarını emperyalist, kapitalist güçlere peşkeş çekenlerdir. Yaşanan süreçlerde gördük ve bugünlerde görüyoruz ki devletin kurumları çökmüştür. İşçiden alıp patronlara verdiler; fakirden çalıp zenginin kasasını doldurdular. Dar gelirlilerden alıp rantiyeye kaynak aktardılar; rant için kentleri ve doğayı betona boğdular, doğal afetleri felakete çevirdiler. Sözün özü, evet, ülkeyi bir şirket gibi yönettiler.

Tarihteki tüm kazanımlar sınıflar mücadelesinin, toplumsal mücadelenin eseridir. Tarihin en karanlık dönemlerinde, karanlıkla baş etmenin tek yolu halkın, emekçilerin örgütlü gücüdür. Memlekette rüzgâr her dönemden daha güçlü şekilde emekten, sınıftan, kamuculuktan, laiklikten yana esiyor. Doğanın, yasam alanlarımızın, emeğin bir avuç sermaye tarafından fütursuzca sömürülüp, yaşamın yok edildiği günümüzde kapitalizmin doğayı, doğal varlıkları ve yaşamı metalaştırarak sömürmesine, yaşam alanlarını yok etmesine karşı doğanın, insanın, hayvanların ve tüm canlıların yaşam haklarını Kaz Dağları’ndan Akbelen'e, Akkuyu'danDeştin'e, Cerattepe'denKızılcabük'e Munzur'dan Köyceğiz'e savunuyoruz. Bugün, iklim krizini derinleştiren bu sömürü düzenine karşı dünyanın dört bir yanında harekete geçen gençlerin, yoksulların, emekçi halkın sesine ses katma günü. Bugün doğayı, insanlığı, yaşamı ve geleceği işgaliyle yok eden her türlü zorbalığa, zalimliği karşı direnerek, doğayı ve yaşamı yeniden kazanma günü. "Havamızı, suyumuzu, toprağımızı kirleten, sağlığımızı bozan, iklim krizinin iklim felaketine dönüşmesine sebep olan fosil yakıtlardan adil bir geçişle, emekçileri hak kaybına uğratmadan kurtulma günü"

Biz işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, tüm sömürülenler, yoksullaşanlar ve ezilenler olarak bu düzeni değiştirme 86 milyonun insanca yaşayacağı bir ülkeyi inşa etme gücümüz var.

Bizler;

*Emeğin sömürülmediği

*%1'in değil %100'ün mutlu yaşadığı

*Sendikal hak ve özgürlüklerin, örgütlenmenin, hak arama yollarının açık olduğu

*Grev hakkının engellenmediği

*Herkesin güvenceli, kadrolu çalıştığı bir işinin ve insanca yaşamaya yetecek bir ücretinin olduğu

*Gazetecilerin, Sendikacıların, sanatçıların, akademisyenlerin belediye başkanlarının, siyasi rakiplerinin, gençlerin ve öğrencilerin hapse atılmadığı, KHK ve fiili OHAL rejimine son verildiği

*Ekonomik krizlerin, salgınların, depremlerin, afetlerin faturasının halklarımıza ve emekçilere kesilmediği

*Kimsenin kimliğinden, inancından, cinsiyetinden dolayı 2.sınıf yurttaş muamelesi görmediği

*Kadınlara yönelik şiddet, taciz ve tecavüzün son bulduğu, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırıldığı

*Eşit yurttaşlığın, barış ve kardeşliğin hâkim olduğu

*Düşünce ve ifade özgürlüğünün suç olarak görülmediği ve cezalandırılmadığı

*Gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan

*Emeğin, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, barışın, laikliğin hâkim olduğu bir gelecek ve ülke için mücadeleye devam edeceğiz.

Biliyoruz ki, böyle bir dünya ve ülke mümkündür.

Geleceğe ve umuda birlikte sahip çıkabiliriz. Birleşirsek, örgütlenirsek, değiştirebiliriz!

 

Sözlerimizi bitirirken...

Bugün burada bulunamayıp tarlasında, fabrikasında, iş yerinde olan emekçilere Selam olsun!

Evlerine hapsedilen, ücretsiz köle gibi çalıştırılan ev işçisi kadınlara selam olsun!

Emek mücadelesi veren Türkiye işçi sınıfına selam olsun!

Bu meydanlardan bir kez daha haykırıyoruz: Tüm değerleri üreten biziz, yöneten de biz olacağız!

Demokrasi kazanacak, adalet kazanacak, barış kazanacak, kardeşlik kazanacak, emek kazanacak, bu ilke kazanacak, BU HALK KAZANACAK, BİZ KAZANACAĞIZ!

Sizleri 1 Mayıs Tertip Komitesi adına bir kez daha selamlıyor, saygılar sunuyorum.

Haber ibo.a.bo

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış