Oktay Etiman Aramızda...

68 kuşağının önemli isimlerinden Oktay Etiman, 4 Ekim 2017’de 70 yaşında Ankara'da hayatını kaybetti. Etiman, 1947 yılında Adana’da dünyaya gelmişti. Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni (SBF - Mülkiye) bitirdi. SBF’de öğrenci olduğu ilk yıldan itibaren devrimci mücadele içinde yer aldı. Bu yıllardaki mücadelesi nedeniyle tutuklandı. THKP-C’nin kurucu kadrosu içinde yer aldı.

Oktay Etiman Aramızda...

12 Mart 1971 darbesinden sonra açılan THKP-C davasından yargılandı ve hakkında idam cezası talep edildi. Çok uzun süre cezaevinde kaldı, işkencelere uğradı. İçeride 14 yıl yattı. Çıktıktan sonra yazarlık, çevirmenlik, yayıncılık yaptı. Mülkiyeliler Birliğinde yöneticilik de yaptı.   Etiman, Noah Gordon'un Hekim (Yurt Yayınları, 2001), Michael Curtis Ford'un On Binler (Yurt Yayınları, 2002), Wolfgang Sacsh'ın (der.), Kalkınma Sözlüğü (Özgür Üniversite Yayınları, 2007), Bartoloméo de las Casas'ın Yerlilerin Gözyaşları: Yerlilerin Yok Edilişinin Kısa Tarihi (İmge Kitabevi Yayınları, 2009, 2011) gibi eserlerini Türkçeye kazandırmıştı.

Yıllarca birlikte mücadele ettiği arkadaşlarından Peyami Arıırk, onu sonsuzluğa uğurlarken,  onu ve mücadelesini şöyle anlatmıştı:

"Bizim öyle yoldaşlarımız var ki: aramızdan ayrıldıktan sonra da mücadeleye katkıları hep sürer...

Ve bizler onların anılarını ve mücadelelerindeki kararlılıklarını hep içimizde duyumsuyarak yolumuza ve mücadelemize devam ederiz..

İşte sevgili Oktay bizim kuşağımızın ışığı farklı parlayan yıldızlarındandı...

Gökyüzünün binlerce yıldızı arasında ışığı daha parlak olan yıldızlar vardır.

Gökyüzüne baktığımızda gözlerimiz onları arar...

Ve o yıldızlarımız bize ışımaya ve göz kırpmaya hep devam ederler...

Ve biz kendimizi daha iyi ve rahatlamış hissederiz..

Ve o yıldızlar söndüğü zamanlarda bile bize ışıklarını göndermeye devam ederler.

İşte sevgili Oktay da böyle bir insanımızdı...

 

Oktay'la arkadaşlığımız, dostluğumuz ve yoldaşlığımız 1967 yılında başladı.

Mülkiye'de sınıf arkadaşıydık.

İkimizde SFK (Sosyalist Fikir Kulübü) ve TİP Çankaya İlçe üyesi idik.

Hep beraberdik, yürüyüşlerde, mitinglerde, boykotlarda, köy, fabrika ve gecekondu çalışmalarında...

 

Ve ne yazık ki sonra bölünmeler, ayrılıklar ve aralarımızda sert tartışmalar ve birbirimize karşı şiddet kullanmalar ve de zedelenen, kopan arkadaşlık ve yoldaşlık bağları ki acısını hala içimizde saklarız...

İşte böyle bir süreçte Oktay olabildiğince sorumlu davranmaya çalışan insanlarımız arasındaydı...

Gerginlikleri azaltıcı, öfkeleri yatıştırıcı yaklaşımını hep sürdürdü...

Biz bir kere bile birbirimizi kırmadık.

Arkadaşlığımız araya uzun zaman dilimleri girmesine karşın hep devam etti.

Oktay hapisten çıktıktan sonra da katlanarak ve pekişerek hep sürdü.

Birbirimizi hep kolladık ve dayanışmamız giderek arttı. (Ben yurt dışına çıktığımda evimin anahtarını ona vermiştim)

 

Oktay'ı bizim kuşağımızın ışığı farklı parlayan yıldızları arasına oturtan özellikleri neydi?

Şunları söyleyebilirim:

- Oktay, inandığı şeyler neyi gerektiriyorsa öyle davrandı, hep öyle yaşadı ve hep kavganın içinde kaldı.

-Uzun hapislik döneminden sonra hiç bir siyasi oluşuma girmedi ve kendisinin kolaylıkla başını çekeceği bir siyasi oluşum içinde de olmadı. Bu tavrının altı ne kadar çizilse yeridir...

-Geçmişi bir bütün olarak değerlendirmesinde özenli, hakkaniyetli kıymet ve kadirbilir bir şekilde davrandı. Ve bu tutumunu çeşitli platformlarda dile getirdi.

-Geçmişte verilen mücadeleleri görmemezlikten gelmedi, küçümsemedi.

- Hamasi bir dil kullanmadı, dersler çıkarmasını ve bunu özenli, sorumlu bir dille ifade etmesini hep sürdürdü.

- O aynı zamanda tam bir "sokak çocuğu" ve eylem adamıydı.

- Bu tutumunu hasta halinde bile sürdürdü.

- Mütevazi ve sade kişiliğini hep korudu.

- Elitist - üstten bakışlı yaklaşımlara hiç bir zaman tevessül etmedi.

- Herkesin "Oktay Abisi" idi ama hiç "abicilik" taslamadı. Şefkatli tavrını hep sürdürdü.

- Hastalandıktan sonra da hayata ve mücadeleye bağlılığını eylemsel düzeyde de hep devam ettirdi,

- Dostlarıyla beraber şarkılar da söyledi.

- Ve yapabildiği kadar da gezdi, hayatı içine çekmeye ve dolu dolu yaşamaya devam etti. (Ortak gezi programlarımız vardı, ne yazık ki gerçekleştiremedik)

 Anısı ve mücadelesinin önünde bir kez daha derin bir saygıyla..."

Teşekkür peyami arıırk

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış

İlginizi Çekebilir