Parti Üzerine Sesli Düşünceler: Monolitik Değil Çoğulcu Parti - 3. kısım
“Bir yerde herkes birbirine benziyorsa; orada kimse yok demektir...”
Foucault
1903 Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisinin, Marksist devrimci partinin doğası ve hedefleri sorunu üzerinden, radikal Bolşevik hizip ve uzlaşmacı Menşevik hizip olarak ikiye bölünmüştü. Menşevikler daha demokratik kitlesel bir parti fikriyatını savunmaktaydılar. Bolşevikler ise, o zaman hakim olan baskı koşullarında, İşçi Partisinden daha çok birbirine sıkıca kenetlenmiş, merkezden yönetilen disiplinli ve militan devrimcilerin örgütünü kurmaya yönelmişti. Lenin'in o zaman vardığı sonuca göre, ancak son derece profesyonel bir parti, devrimci görevleri yerine getirebilecek ve Rus sosyal demokrasisinin otoritenin kıyımından ve reformculuktan koruyabilecekti. Ama devrimci mücadelenin yükselişiyle bu parti kuramı, yerini demokratik iç işleyişi etkin biçimde işleten, devrimci kitle partisine bıraktığı görülmektedir.
Partiyi farklı görüşler ve özerk yerel yapılar olarak tasarlayan bu anlayış, konfederal bir örgüt anlayışıyla işçi ve köylülerin hayatına girme maharetini göstermiştir. Bu örgüt modelinin aynı zamanda geleceği, bu günden kurma açısından son derece önemli olduğunun altını çizmek gerekir. Bir başka ifadeyle gelecek toplum tahayyülüne uygun bir örgüt modeli yaratmaktadır.
Bolşevik Partinin 1917 Kasım-Aralık Kongresinde kabul edilen tüzük, Bolşevik Örgütün “tüm parti memurlarının hesap vermesi ve geri çağrılabilmesi, parti içinde ve dışında eleştiri ve tartışma özgürlüğü, yerel organların özerkliği, alternatif platform oluşturma hakkı” gibi öğeleri tüzüğüne geçirerek, hem yerelin özerkliğini, hem de farklı görüşlerin kendini çoğunluk yapabilmesini güvence altına aldı. Farklılıkların bir arada tartışarak pratik yapması, çoğulculuğun tercih edilmesi ile sınırlı bir mesele değildir. Bu aynı zamanda, özgürlük ve eşitlik için mücadele eden dinamiklerin, stratejik ortaklığı, taktik sorunlardaki farklılıklara feda edilmeyeceğinin tasdikidir. Yerel organların özerkliği ise bürokratik yapının gelişmesine tıkaç koyduğu gibi, partinin sınıf içinde hızlı hareket etmesi ve örgütlenme kapasitesinin sınırlarını genişletmekte iş gördüğü görülmektedir.
1917'deki Petrograd Bolşevik Örgütünde Lenin'den önemli derecede farklı görüşlere sahip olan bir çok lider de vardı. Farklı kanatlardan olan Bolşeviklerin parti politikasının belirlenmesinde ve onun nihai başarısına katkıda bulunmaya önemli etkileri olmuştur. Aralarında Lenin'in temel kuramsal ve stratejik varsayımlarını bütünlüklü bir tutarlılıkla reddeden “ılımlı” ya da “sağ” Bolşevikler de bulunuyordu. En ünlü ve iyi hatip olanlardan birisi, 1903'den beri Bolşevik olan Moskova doğumlu otuz dört yaşındaki Kamenev'di. Kamenev, Rusya'da burjuva demokratik devrimin tamamlandığı düşüncesini kabul etmiyordu. İşçi sınıfının hala nispeten zayıf olduğuna inanmış; Avrupa'nın devrimin eşiğinde olduğu varsayımına karşı çıkmış ve Rusya'da sosyalizmin zafere ulaşmasına Rus köylülüğünün ve yabancı burjuvazinin izin vermeyeceğine inanmıştı. Yumuşak tavırlarıyla bilinen Kamenev, Sibirya'dan 1917 Mart ortasında döndüğü günden beri Geçici Hükümetin devrilmesinden çok onun üzerinden güçlü ve etkili bir sosyalist denetim kurulmasını savunmaktaydı. İzleyen aylarda, Rusya'daki devrim derinleşirken, Kamenev tümüyle sosyalist bir hükümet kurulmasından söz etmeye başladı. Bu sosyalist hükümet tüm sosyalist gurupları kapsayacak geniş bir koalisyon olacak ve kurucu meclisin ilan edeceği Demokratik Cumhuriyet kuruluncaya kadar varlığını sürdürecekti. Yine kritik bir mevzu olan savaş konusunda, Kamenev barış pazarlıklarıyla sona erdirilmek koşuluyla Rusya'nın savaş çabaları desteklenmeliydi. Kamenev bu tavrıyla,Lenin'e değil ılımlı sosyalistlere daha yakındı.
Partide Haziran eyleminde ve sonrasında her fırsatta, işçileri silahlandırarak, askerlerle birlikte, iktidarı ele geçirmeyi savunan, Latvian Martin Latsis'in başını çektiği aceleci gruba benzer aşırıcı aceleci solcuların olduğu da görülmektedir.
1917'de Bolşevikler arasındaki görüş farklılığının genişliğini daha iyi anlamak için bir başka örnekse Troçki'dir. Lenin'in Rusya'da sosyalist bir devrim gerçekleşme olasılığıyla ilgili kuramsal varsayımlarını paylaşırken taktik sorunlarda genelde onunla ayrılıyordu.
Bütün bu farklılıkları tepede tartışarak bir noktada bağlamak yerine, örgütün her kademesinde tartışılarak olgunlaştırılıp partinin siyasi hattına dönüştürmedeki maharet, partiyi devrime götüren en önemli anahtar olduğunu söylemek abartı olmasa gerek.
Bir örnek vermek gerekirse Lenin'in “Nisan Tezleri” diye anılan görüşlerinin özeti olan, Rusya'daki durumu devrimin “Burjuva Demokratik” birinci aşamasıyla “Sosyalist “ ikinci aşaması arasındaki geçiş süreci olarak tanımladı. Dolayısıyla geçici hükümetin hiç bir şekilde desteklenmemesi ve Partinin amacının iktidarın Sovyetlere devredilmesi konusundaki ısrarına rağmen önceleri Partide gereken teveccühü görmemiştir. Ancak Lenin Partinin her kademesinde yürüttüğü sabırlı tartışma faaliyeti ve tezlerdeki kimi değişikliklerle, Partiyi ve partinin lider kadrolarının önemli bir kısmını kısa sürede yanına çekmeyi başardı. Bu ilk başarı Bolşevik Petersburg Komitesinin Nisan ayındaki toplantılarında ve aynı zamanda, birinci Bolşevik Petrograd Kent Konferansında yansımasını buldu. Buralarda Lenin Partinin ılımlı “sağ” kanadına karşı birinci zaferini kazanmıştı. 14-22 Nisan arasında görüşmeleri süren konferansta, Lenin'in yazdığı karar önergesi, otuz yediye karşı üç oyla kesin biçimde kabul edildi.
24 Nisan'da Petrograd'da açılan Tüm-Rusya Bolşevik Parti Konferansında Lenin başka zaferler de kazandı. Konferansın savaş üzerine sonuç kararı;, Rusya'yı savunma çabalarını ödün vermez biçimde reddedişini yansıtıyordu. Hükümet üzerine çıkarılan kararda, konferans burjuvazinin bir aracı ve karşı-devrimci bir müttefik olarak kabul ettiği Geçici Hükümeti kınadı ve böylece proleteryanın kendini korumak için örgütlenmesi ve silahlanması gerektiğin kararlaştırılmış oldu.
En kritik kararları bölünmeden, dağılmadan alabildiği görülen partinin, bu çeşitlilik içinde birlik, anlayışı, onu tek düzelikten korudu.
Devam edecek…
Yorumlar (1)
Mahmut Eşitmez
1 ay önce / 30.09.2024Devrim sürecinde 110 bin civarında bir parti üyesi olduğu tahmin ediliyor. Tüm Rusya için yapılan seçimlerde Bolşevik Parti kayda değer bir ilerleme sağlıyor. Rusya'nın feodal sosyolojisi düşünüldüğünde bu önemli gelişme. Devrimin ateşlendiği sanayii kentlerindeki proleterya arasında parti çoğunluğu kazanmış durumda. Nedense devrimi yapan partinin değil, senin dediğin gibi 1903 kısıtlı koşullarında yazılan "Ne yapmalı" temel alınıyor sol literatürde daha çok.
Beğendim 0 | Beğenmedim 0 | Cevapla