Datça-Haber’de sağlıkla ilgili olduğu söylenen bir "haber" var, yine Sebiha Arslan mahreçli, bir “haber” (bkz:BAŞKAN LAÇİN’DEN DATÇA’YA MÜJDE: TARİHİ OKUL SAĞLIK OCAĞI OLUYOR).
"Haber"in başlığı, “Başkan Laçin’den Datça’ya Müjde; Tarihi Okul, Sağlık Ocağı Oluyor”… içeriğine gelince onu da yapılan “haber”den birebir aktaralım:
"AK Parti İl Başkanı Haluk Laçin ve İlçe Başkanı Aycan Çuhadar’ın girişimleri ve takipleri sonucunda, Reşadiye Mahallesi’nde bulunan tarihi eski okul binasının tadilatı yapılarak 4 No’ lu 112 Acil Sağlık Hizmetleri istasyonu ve Sağlık Ocağı olarak kullanılmak- olarak hizmet vermesi için adımlar atıldı. Bu proje, bölgedeki sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi ve vatandaşların ihtiyaçlarına daha hızlı cevap verilmesi amacıyla hayata geçiriliyor. Başkan Laçin, Reşadiye Mahallesi’ndeki sağlık ocağı projesinin yanı sıra Hızırşah ve Cumalı Mahalleleri’ ne çok amaçlı salon yapılacağını ve Cumalı mahallesindeki, tarihi eski okul binasının restorasyonunun gerçekleştirileceğini müjdeledi. Ayrıca, tüm kırsal mahallelere parke taşlarının gönderileceğini belirterek, bölgeye yönelik yatırımların süreceğini ifade etti."
İzninizle bu “haberimsi yazı”yı… yazının anlamını, bağlamını, şeklini, şemalini, iyi ve/veya kötü taraflarını, kendimce irdeleyeceğim, yorumlayacağım…
Bir soru ile başlayalım: Datça-Haber’deki bu yazı bir "haber" midir?
Birçok yanlışına rağmen, evet "haber" özellikleri taşımaktadır:
- Reşadiye'ye Eski -Tarihi Okul'un Acil Sağlık Hizmet Merkezi ve Sağlık Ocağı olarak açılacağını;
- binaların restore edileceğini,
- Hızırşah'a ve Cumalı taraflarına Çok Amaçlı Salonlar yapılacağını ve
- tüm kırsal mahallelere parke taşı gönderileceğini söylemekle… bu yazı bir haber değeri taşımaktadır. Bu haber, bir hayli de değerlidir, zira daha asıl yayılması gereken kaynağından alınmamış, devletin sağlık makamları yerine AK Parti kaynaklarından duyurulmuş "atlatma bir haber"dir. Yani haber başlığında belirtildiği gibi asıl duyurması gereken sahipleri, yani devletin İl ya da İlçe Sağlık Müdürlüğü ya da diğer yetkilileri atlanarak, iktidardaki AK Parti İl Başkanı ve İlçe Başkanın tarafından (“büyük takip ve girişimleri-gayretleriyle”), üstelik de bir "müjde" olarak aktarılmaktadır. Haber, devletin vermekle yükümlü olduğu bir hizmeti, iktidardaki AKP İl Başkanı’nın “takibi ve özel gayreti”, adeta bir lutfu gibi duyurmaktadır.
Peki bu gazetenin – Datça-Haberin cevval muhabiri bu haberi herkesten önce kimden duymuştur? Devletin (Sağlık ya da diğer) Görevlilerinden değil… Peki kimden: çalıştığı gazeteyle doğrudan illiyet ilişkisi olan bir iş ve siyaset insanından (ayrıca iş ve siyaset dünyasının böyle iç içeliği de bir başka yazının konusu olsun)…
Şimdi bilgi kaynağınız, patronunuz ise ve bu bilgiyi patronunuzu överek, sanki onun bir lutfu gibi veriyorsanız… Bu haber, mesleki anlamda etik midir, doğru mudur? Yoksa reklam mı kokmaktadır? Hani advetoryal haber dediklerinden midir? Nesnel olmak yerine, patron kayırma, iş sahibini hak ettiği değerden çok göstermeye çalışmak gibi bir duruma yol açmakta mıdır?
Şimdi bir adım daha ileri geçelim. Haber kaynağınız sermaye sahibi patronunuz ise ve aynı zamanda siyasi iktidara sahip partinin de üst düzey yöneticisiyse? Hizmeti vermesi gereken devlet görevlileri yerine, hizmet haberini siyasi iktidara sahip parti başkanı olarak kendisi veriyorsa? Bu durumu nasıl değerlendirmeliyiz?
Devletin vermesi gereken hizmetler, iktidar partisinin mahfillerinde mi planlanmaktadır ya da devlet işleri, artık parti de mi bitirilmektedir gibi soruların akla gelmesine neden olmaz mı? Devletin il ya da ilçe sağlık müdürlüğü tarafından yapılması-duyurulması gereken bir işin, bir parti yöneticisi tarafından duyurulması ya da o parti yöneticisinin devlet işlerine gayret ya da takip etmesi, devletin olanaklarına daha kolay eriştiğine mi işarettir?
Kısaca iktidar partisi ve devlet işlerinin bu kadar yakın ilişki içinde olması, adeta aynılaşması devlet işlerinin, iktidar partisi eliyle yapılıyor olması, PARTİ DEVLETİ’nin tanımı değil midir? Benito Mussolini İtalyası ya da Hitler Almanyası, Parti Devleti olarak tanımlanmamış mıydı?
Normal bir hukuk devletinde halk, hizmeti devletinden, merkezi ve yerel düzeyde ilgili yöneticilerinden, devlet içindeki ehil yetkililerinden bekler. Her ilde, ilçede hizmet vermekle yükümlü devletin ilgilileri-temsilcileri bulunur. Yurttaşlar da onlardan hizmet talep eder. Devletin ehil yetkilileri de istenen bu hizmetleri verimli bir şekilde vermek üzere planlarlar, hizmetleri organize ederler ve duyururlar... Yani o müjdeli haberleri vermek devlet görevlilerinin işidir, değil mi? Normal bir hukuk devletinde talep edilen hizmetler iktidardaki siyasi partinin temsilcilerince sanki kendi çabaları ile, kendi gayretleriyle, imkanlarıyla yapılmış bir lütuf gibi duyurulmaz... değil mi? Yok eğer devlet işleri, siyasi parti mahfillerinde planlanıp, ayarlanıyorsa, o devlet, "Parti Devleti"ni anıştırmaz mı? O devletleri, demokratik ülkeler arasında saymak mümkün müdür?
Boşuna söylenmiyor bu ülkenin giderek totaliter bir parti devletine dönüştüğü? Türkiyenin bütün yerellerinde siyaset yapma biçimi bu olunca, bizlere söylenecek çok söz kalmıyor, maalesef...
Daha haberin sağlık açısından önemine gelemedik.. Sağlık açısından değerini tartışamadık bile... Datça'nın öncelikli sağlık ihtiyacının yeni sağlık ocakları açmak mı, yoksa hastaneyi yeni branşlar- uzmanlarla bir üst sınıfa taşımak mı olduğuna değinemedik maalesef! Elbette açılsın yeni sağlık ocakları da, Hastane bizim temel sorunumuz diyenleri unutmamak... hastane hastane Marmaris'e, Muğla'ya, Aydın'a, Denizli'ye taşınanları unutmamak lazım diyenlere de bir kulak vermek lazım, değil mi!?
;){kind=link}
Yorumlar (0)