Tutuklanan Gençlerle Dayanışmaya Davet

Bu barbarlığa karşı sesini yükselten gençler, demokratik yollarla mücadele ediyor. Protestolar, imza kampanyaları, sosyal medya eylemleriyle çocuk istismarına dur diyorlar. Ancak devlet, bu haklı isyanı bastırmak için baskı ve tutuklamalara başvuruyor. Son olayda, MESEM’in çocuk ölümlerine yol açan sömürü düzenini protesto eden 16 genç arkadaşımız tutuklandı. Onlar, sadece adalet talep ediyorlardı: Çocukların eğitim hakkı için, emeğin sömürülmemesi için, özgür bir gelecek için. Bu tutuklamalar, iktidarın korkusunun bir yansıması. Kapitalizmin bekçileri, gençlerin anti-kapitalist mücadelesinden ürküyor çünkü bu mücadele, ekmek ve hürriyet kavgasının ta kendisi.

Tutuklanan Gençlerle Dayanışmaya Davet

MESEM’in Vahşi Yüzü ve Ekmek Kavgası

Türkiye’de eğitim sistemi, kapitalizmin acımasız dişlileri arasında ezilen çocukların geleceğini ipotek altına alıyor. Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) programı, sözde “mesleki eğitim” adı altında çocuk emeğinin sömürülmesini meşrulaştıran bir mekanizma haline gelmiş durumda. Bu program, 14-15 yaşındaki çocukları okuldan kopararak fabrikalara, atölyelere ve inşaatlara sürüyor; onları düşük ücretlerle, güvencesiz koşullarda çalışmaya mahkum ediyor. Son yıllarda MESEM kapsamında çalışan onlarca çocuk, iş kazalarında hayatını kaybetti. En son 15 yaşındaki bir gencin trajik ölümü, bu vahşetin simgesi oldu. Bu ölümler, kaza değil, sistematik bir cinayet zincirinin halkalarıdır. Kapitalist düzen, kar hırsıyla çocukların hayatını hiçe sayıyor; MESEM ise bu sömürüyü “eğitim” kılıfıyla örtbas ediyor.

Bu barbarlığa karşı sesini yükselten gençler, demokratik yollarla mücadele ediyor. Protestolar, imza kampanyaları, sosyal medya eylemleriyle çocuk istismarına dur diyorlar. Ancak devlet, bu haklı isyanı bastırmak için baskı ve tutuklamalara başvuruyor. Son olayda, MESEM’in çocuk ölümlerine yol açan sömürü düzenini protesto eden 16 genç arkadaşımız tutuklandı. Onlar, sadece adalet talep ediyorlardı: Çocukların eğitim hakkı için, emeğin sömürülmemesi için, özgür bir gelecek için. Bu tutuklamalar, iktidarın korkusunun bir yansıması. Kapitalizmin bekçileri, gençlerin anti-kapitalist mücadelesinden ürküyor çünkü bu mücadele, ekmek ve hürriyet kavgasının ta kendisi.

Anti-kapitalist perspektiften bakıldığında, MESEM sorunu tek başına bir eğitim meselesi değil; sınıf mücadelesinin bir parçası. Kapitalizm, emeği ucuzlatmak için çocukları köleleştiriyor. Fabrika sahipleri karlarını şişirirken, çocuklar okula değil, ölüme gönderiliyor. Bu düzen, yoksul aileleri çaresiz bırakıyor; çocuklar “eğitim” bahanesiyle sömürü çarkına atılıyor. Tutuklanan 16 genç, işte bu çarka çomak soktu. Onlar, sömürüsüz bir dünya için, eşitlik ve özgürlük için savaşıyor. Bu kavga, ekmek kavgasıdır çünkü çocuklar açlıkla terbiye ediliyor; hürriyet kavgasıdır çünkü gençler zincirlenmek isteniyor.

Şimdi dayanışma zamanıdır. 16 arkadaşımızla omuz omuza verme vakti geldi. Onların tutuklanması, bizi yıldırmamalı; aksine, mücadeleyi büyütmeli. Sendikalar, öğrenci örgütleri, emekçiler ve tüm demokratik güçler bir araya gelmeli. İmza kampanyalarıyla, mitinglerle, sosyal medyada sesimizi yükseltelim. MESEM’in kapatılması için, çocuk emeğinin sömürülmesine son verilmesi için, kapitalizmin köküne kibrit suyu dökmek için harekete geçelim. Bu gençler yalnız değil; onların direnişi, hepimizin direnişi.

Unutmayalım: Tarih, sömürüye karşı yükselen sesleri yazar. 16 tutuklu gencin mücadelesi, yarınların özgür Türkiye’sini inşa edecek. Dayanışmayla, anti-kapitalist ruhla, ekmek ve hürriyet için ileri!

15 Aralık saat 13.00’te Datça PTT Önünde Buluşuyoruz

Sevgili Dostlarımız,

MESEM'e karşı haykıran ve hukuksuzca tutuklanan 16 yoldaşımızla dayanışmamızı mektuplarımızla büyütüyoruz.

15 Aralık Pazartesi günü saat 13.00'te PTT önünde buluşup açıklamamızı yaptıktan sonra gençlerimize mektuplarımızı / kartlarımızı postalayacağız.

Bu düzeni birlikte değistirebiliriz. Bu memleketin çocuklarına hak ettikleri geleceği verebiliriz. Türkiye'nin imkanları buna yeter.

Tüm devlet okullarında bir öğün ücretsiz yemek talebimizi ve lise çağındaki öğrencileri denetimsiz iş yerlerinde ölüme gönderen MESEM projesine karşı sesimizi yükseltmek için bir araya geliyoruz. Bu memleketin çocukları okullarda açlığa, MESEM'Ierde ölüme mecbur değil!

Dayanışmayla.

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış