8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Datça’da Çoşkuyla Kutlandı

Datça Kadın Platformu ve Kent Konseyi Datça Kadın Meclisi’nin “8 Mart’ta geceleri de sokakları da meydanları da terk etmiyoruz!” çağrısı ile saat 14:00 de Datça Demokrasi Evi Önünde toplanan kadınlar çoşkulu ve kitlesel olarak kortej oluşturarak Cumhuriyet Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. Kadınlar, yürüyüş boyunca “Yaşasın 8 Mart, Yaşasın Kadın Dayanışması”, “Kadınlar özgür olsa, Dünya yerinden oynar”, ” Kadınlar birlikte birlikte güçlü”, “ Jin jiyan azadi” sloganlarını atarak meydanda toplandı.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Datça’da Çoşkuyla Kutlandı

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Datça’da birçok  etkinlikler düzenlenerek anıldı. Etkinlikler günler öncesinden planlanmıştı. Datça Kadın Platformunun öncülüğünde birçok kadın örgütü, çeşitli platform ve örgütlenmelerin kadın temsilcileri haftalar öncesinden bir araya gelerek, 8 Mart ve ardındaki hafta boyunca neler yapacaklarını birlikte planladılar ve eylediler. Kadınlar, 7 Martta Datça  Adliyesinde duruşma takibindeydiler. Akşam hep birlikte yemek yediler. Bugün (8 Martta) alanlara çıktılar, etkinliklerini en üst noktaya taşıdılar. Kadınların etkinlikleri hafta boyunca devam edecek...

Kadınlar Birlikte Güçlü:

 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Datça’da Çoşkuyla Kutlandı


(8 Mart 2025) Bügün ilk olarak saat 11:30 da CHP Datça İlçe Örgütü Kadın Kolları Parti binası önünde bir basın açıklaması düzenleyerek Datça Devlet Hastanesi çalışanı bir hemşireye yapılan mobbing uygulanmasını kınadı. Yapılan açıklamada;
“ Sağlıkta şiddete ve mobbinge karşı sessiz kalmıyoruz! Bugün,İlçemizde görev yapan bir hemşire arkadaşımız, maruz kaldığı sistematik mobbing nedeniyle büyük bir ruhsal çöküntü yaşamış ve ne yazık ki iş yerinde canına kıymaya teşebbüs etmiştir. Öncelikle arkadaşımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, bir an önce sağlığına kavuşmasını temenni ediyoruz.” dedi.

DEM Parti İlçe Örgütü Kadın Meclisi 12:30 da parti binasında kart yazımı ve “Özgürlüğe Yürüyor Barışı ,Örgütlüyoruz” başlıklı basın açıklamasında “ Bugün bir 8 Mart daha tüm dünyada kadınlar sokaklarda, meydanlarda, eşit ve özgür bir dünya özlemini, isyanını haykırıyor. Savaş tamtamlarına karşı barışın, özgür yaşamın sesini yükseltiyor. Hepsine selam olsun, hepimize selam olsun.” dedi. 

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Datça Semt Pazarı girişinde 13:00 de yapmış olduğu basın açıklamasında; “Biz kadınlar varız, buradayız, mücadelemizden vazgeçmiyoruz!” demek için bir araya geldik. Emeğimiz, tarihimiz ve mücadelemizle buradayız! Kadın emeğinin yok sayıldığı; eşitlikten, özgürlükten, insanca yaşamdan uzak bırakıldığımız bu düzene karşı direniyoruz! İşyerlerinde, sokaklarda, fabrikalarda, tarlalarda, kampüslerde; her yerde biz varız! Sesimizle, emeğimizle, dayanışmamızla, umutlarımızla buradayız. Biz; üreten, büyüten, değiştiren, dönüştüren kadınlarız. Hayatın her alanında, emeğimizle varız. Fabrikada, tarlada, plazada, okulda, sokakta, meydanlarda, omuz omuza, yan yana... Biz buradayız ve hiçbir yere gitmiyoruz!” açıklamasında bulundu.

Datça Kadın Platformu ve Kent Konseyi Datça Kadın Meclisi’nin “8 Mart’ta geceleri de sokakları da meydanları da terk etmiyoruz!” çağrısı ile saat 14:00 de Datça Demokrasi Evi Önünde toplanan kadınlar çoşkulu ve kitlesel olarak kortej oluşturarak Cumhuriyet Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti.Kadınlar, yürüyüş boyunca “Yaşasın 8 Mart, Yaşasın Kadın Dayanışması”, “Kadınlar özgür olsa, Dünya yerinden oynar”,” Kadınlar birlik de birlik de güçlü”,  “ Jin jiyan azadi” sloganlarını atarak meydan da toplandı. Burda bir basın açıklaması yaparak taleplerini dile getiren kadınlar; “Ülkemizin ve dünyanın çok ağır bir süreçten geçtiği günlerdeyiz. 8 Mart mücadele günün ortaya çıkışının üzerinden 168 yıl geçti. Aradan geçen iki yüzyıla yakın süreç içinde insanlık adına büyük gelişmeler yaşandı. Kadınlar hala özgür değiliz. Cinsiyete dayalı ayrımcılık ile her gün, dünyanın her tarafında erkekler tarafından katlediliyoruz. Taciz ve tecavüze uğruyoruz. Eğitimde erkeklerden daha fazla başarılıyız ama işe alınma önceliği erkeklerde. Aynı işlerde daha az ücret alıyoruz. İşten ilk çıkarılan biz kadınlar oluyoruz. Bu talan düzeninde eskisinden daha fazla yoksullaşıyoruz. Toplumun en yoksulları yine biz kadınlarız. Peki, susuyor muyuz? Yılgınlığa düşüyor muyuz? Hayır! Mücadelemizi yükseltiyoruz. Bugün yine dünyanın her yerinde sokaklarda, alanlardayız. Taleplerimizi birlikte haykırıyoruz.” dedi.

Kadınların yapmış olduğu basın açıklamasının tam metni şöyle:

Ülkemizin ve dünyanın çok ağır bir süreçten geçtiği günlerdeyiz. 8 Mart mücadele günün ortaya çıkışının üzerinden 168 yıl geçti. Aradan geçen iki yüzyıla yakın süreç içinde insanlık adına büyük gelişmeler yaşandı. Kadınlar hala özgür değiliz. Cinsiyete dayalı ayrımcılık ile her gün, dünyanın her tarafında erkekler tarafından katlediliyoruz. Taciz ve tecavüze uğruyoruz. Eğitimde erkeklerden daha fazla başarılıyız ama işe alınma önceliği erkeklerde. Aynı işlerde daha az ücret alıyoruz. İşten ilk çıkarılan biz kadınlar oluyoruz. Bu talan düzeninde eskisinden daha fazla yoksullaşıyoruz. Toplumun en yoksulları yine biz kadınlarız. Peki, susuyor muyuz? Yılgınlığa düşüyor muyuz? Hayır! Mücadelemizi yükseltiyoruz. Bugün yine dünyanın her yerinde sokaklarda, alanlardayız. Taleplerimizi birlikte haykırıyoruz.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Datça’da Çoşkuyla Kutlandı

 

Yaşasın 8 Mart. Yaşasın kadın dayanışması!

Savaşların yoğunlaştığı, dünyanın savaş baronu erkekler tarafından yönetildiği günlerdeyiz. Ülkemizde Kürt sorunun çözümsüzlüğünden kaynaklanan ve kırk yıldır süren büyük bedelleri hep beraber ödediğimiz sorunun demokratik çözümünü istiyoruz. Savaş ve çatışma ortamından beslenenlere inat barışta ısrarlıyız. Acımasızca bombalanan, öldürülen, evleri yok edilen Filistinlilerin topraklarından tamamen çıkmasını isteyenlere inat; Filistin Filistinlilerindir. Filistinli kız kardeşlerimizin yanındayız.

Savaşa, sürgüne, inkâra hayır!

Bu yılı aile yılı ilan ederek, kadını hiçleştirmeye çalışan anlayışa diyoruz ki biz aile değil kadınız. Hepimiz tek tek bireyleriz. İstemediğimiz eşten, sevgiliden ayrılma kararını biz veririz. Ayrılmak istediğimiz için bizleri gittikçe vahşileşen yöntemlerle öldüren, yaralayan, sakat bırakan eril zihniyete karşı dimdik ayaktayız. Direniyoruz, direneceğiz. Cinsel yöneliminden ötürü toplumda yok sayılmaya çalışılan LGBT+ bireylerine yönelik her türlü antidemokratik uygulamaların karşısındayız. LGBT+ bireylerine dönük sert yaptırımlar içeren yasa tasarısı hazırlıklarına şiddetle karşıyız.

Aile diyerek, gerici, yobaz düşünceleri, dünyada da gelişen sağcı politikalara güvenerek yükseltenlere bir kez daha sesleniyoruz; bu devran bir gün dönecek. 

Gün geçecek devran dönecek!

Eğitim ve medya yoluyla yürütülen toplumu dönüştürme çabaları tarihteki pek çok örneği gibi beyhude çabalardır. Hepimiz her şeyi görüyoruz, biliyoruz ve asla unutmuyoruz.

Susma, sustukça sıra sana gelecek!

2020 yılında 27 yaşındayken Muğla’da vahşice katledilen Pınar Gültekin’in katillerinin cezalarını geçtiğimiz ay indirmeye cesaret ettiler. Yargıtay 1. Ceza Dairesi “haksız tahrik” nedeniyle kararını bozulmasını ve indirilmesini istedi. Ancak kadınlar susmadılar. Kısa sürede bu karardan geri dönüldü. Siyasallaşan yargı ve hukuk tanımayan erk,  kadın katillerinin, tecavüzcülerinin, çocuk istismarcılarının çok az cezalar almalarını sağlıyor, ya da hemen arka kapıdan bırakıyorlar. Hakimlerin karşısına takım elbise ve gravatla çıkmaları yeterli oluyor. Buna engel olan tek güç feminist mücadelemizdir.  Mücadeleden vazgeçmiyoruz.

Asla yalnız yürümeyeceksin!

Datça Kadın Platformu olarak ilçemizde yaşanan şiddet olaylarında kız kardeşlerimizin yanında olmayı sürdürüyoruz. Taleplerimiz ve ısrarlı takibimiz sonucunda Muğla Büyükşehir Belediyesi, Datça’da Kadın Danışma Merkezinin açılışı için yer belirledi. Psikolog ataması ardından bu konuda son derece önemli bir adım atılmış olacak. Ayrıca online başvuru ve şimdilik cep telefonu uygulamasıyla şiddet hattı oluşturuldu. 

Kayyım siyaseti ile halkın özgür iradesiyle seçtiği belediyelere kayyım atanarak halkın özgür iradesi yok sayılıyor. Bu yolla yerellerde oluşturulmuş tüm kadın kazanımları yok ediliyor. Kayyım siyaseti kadınlara yönelik yeni yoksunlukları ortaya çıkarıyor. Cezaevlerinde yer kalmadı. Hırsızlar, katiller, tecavüzcüler dışarda, demokrasi isteyenler içerde. 

Toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı, demokratik ve özgür bir ülkede ve dünyada barış içinde yaşamak istiyoruz. Barış için, kazanımlarımızı korumak, hedeflerimizi gerçekleştirmek, yaşamak için birlikte güçlüyüz. Bu nedenle mücadelemizi yılmadan, bıkmadan sürdürüyoruz. Sürdüreceğiz. Datça’da yaşayan bütün kadınları Datça Kadın Platformu ve Kadın Meclisinde bir araya gelmeye çağırıyoruz.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Datça’da Çoşkuyla Kutlandı

 Yaşasın örgütlü mücadelemiz!

Kadınlar alanda basın açıklamasından sonra şarkılar söyledi. Halay çekerek, dans ederek sloganlarını attıktan sonra aynı günün akşamı 19:30 da Feminist Gece Yürüyüşü’nde buluşmak üzere ayrıldılar. 

Gece yürüyüşünde tekrar bir araya gelen kadınlar PTT önünde buluşarak döviz ve filmalarıyla renkli görüntüler oluşturdular. Bir müddet buluşma noktasında çoşku içerisinde sloganlarını atarak şarkı söyleyip dans ettiler. Cumhuriyet Meydanına doğru yürüyüşe geçen kadınlar meydanda da aynı çoşku içerisinde halaylar çekerek Feminist Gece Yürüyüşünü bitirerek dağıldılar.

 

DEM PARTİ Datça Kadın Meclisi Basın Açıklaması:

Özgürlüğe Yürüyor Barışı ,Örgütlüyoruz Bugün bir 8 Martta daha tüm dünyada kadınlar sokaklarda, meydanlarda, eşit ve özgür bir dünya özlemini, isyanını haykırıyor. Savaş tamtamlarına karşı barışın, özgür yaşamın sesini yükseltiyor. Hepsine selam olsun, hepimize selam olsun. Bügün Kadın mücadesi bu noktaya gelmişse, Partimizde eşit temsiliyet, eşbaşkanlık hayata geçmişse kadın yoldaşlarımızın hiç yılmadan kararlılıkla sürdürdükleri eşitlik özgürlük mücadelesiyle olmuştur. Bu uğurda kaybettiğimiz tüm kadınları saygıyla anıyoruz. Başta Figen Yüksekdağ,olmak üzere Cezaevlerinde rehin tutulan yoldaşlarımıza en içten dayanışma ve selamlarımızı yolluyoruz. Kısa süre önce HDK operasyonuyla tutuklanan arkadaşlarımıza dayatılan çıplak arama işkencesini şiddetle protesto ediyoruz. Yeter artık yeter bedenlerimizden pis ellerinizi çekin çekin çekin... 1857 yılında Amerkanın New York kentinde çalışma şartlarının düzeltilmesi için mücadele eden 127 tekstil işçisi kadının yakılarak öldürülmesi, buna karşı kadınların öfkesi ve mücadelesi tüm dünyada yükselerek bugünlere geldi. Aynı öfkeyle aynı inatla mücadeleye devam ediyoruz. Günümüz kutlu mücadelemiz güçlü olsun. 8 Mart aynı zamanda bütün dünya kadınları olarak emperyalist savaşlara hayır dediğimiz de bir gündür. Çünkü biz biliyoruz ki savaş önce kadınları vurur. Savaş önce kadınları yoksullaştırır. Köle pazarlarında satılan Şengalli kadınları hiç unutmadık unutmayacağız. Adına ne denirse densin Sayın Öcalanın “Barış ve Demokratık Toplum Çağrısı” bu ülke için yeni bir yol açmıştır, bunun farkındayız. Biz kadınlar, Ortadoğu coğrafyasının soykırım, savaş ve sömürü politikalarından kurtuluşunun mücadelesini kadın özgürlük mücadelesinde görmekteyiz. Çünkü kadınlar, egemenlerin her türlü ayrıştırıcı politikasına rağmen birlikte ve ortak mücadeleyi her seferinde yürütmüştür. Türkiye’de Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için demokratikleşme esastır. Barışa, çözüme, demokrasiye ve özgürlüğe hiç olmadığı kadar yakınız. Bir o kadar da savaşın cenderesinde, kıyısındayız. Özgür yaşamın ve demokratik yönetimin gelişimini sağlayacak olan, biz kadınların barış mücadelesidir. Bu deneyim ve hafızanın, her zamankinden daha güçlü bir şekilde demokratik siyasette barışı örgütlemesinin, barışın dilini ve siyasetini filizlendirmesinin vaktidir. Bu bilinçle, sorumlulukla mücadelemizi yükselteceğiz. Savaş ekonomik krızi de büyütüyor, ekonomik kriz de önce kadınları vuruyor. Bir yandan işsizlik, bir yandan eşit işe eşit ücret alamamak, bir yandan can yakan zamlar ve faturalar, ağır vergiler… Kadınlar çoğu kez aynı işi yaptıkları halde erkeklerin aldığı ücretin neredeyse yarısını almaktadır. Türkiye’de kadınların yüzde 70’i ekonomik olarak bir başkasına bağımlı olarak yaşamaktadır. Evlere hapsedilmeye, analıkla kutsanmaya hayır diyoruz. Hayatın her alanında her yerde mücadelemizle var olacağız, özgürce yaşanacak bir gelecek kuracağız. Fabrikalarda, tarlalarda direnen, toprağı, suyu, havası için, yaşamı için direnen tüm kadınlara selam olsun, mücadeleniz mücadelemizdir. Eşitsizlik ve adaletsizlik en büyük şiddettir, Bu şiddettin en büyük mağduru ise malumunuz kadınlardır. Bakınız sadece bu Subat ayında 17 kadın öldürüldü. Daha dün hemen burada yanıbaşımızda, hastanede hemşire bir arkadaşımız canına kıymaya kalktı neden neden??? tüm bunlar İktidarın kadın düşmanı politikalarının yarattığı bir sonuçtur. Yeter diyoruz yeter. Erkek egemen zihniyetiniz yerin dibine batsın. Biz kadınlar, kazanılmış haklarımızan, İstanbul sözleşmesinden vazgeçmeyecek, Özgürlükçü Laiklikten ödün vermeyecek, eşit temsiliyet ve eşbaşkanlık kırmızı çizgimize dokundurtmayacağız. Biz DEM li kadınlar diyoruz ki Kadın özgürlük mücadelesiyle barışı örgütleyeceğiz. Evet barış örgütlenir, barış inşa edilir. Bu ise emek ister, mücadele ister dayanışma ister. Barışa en çok ihtiyacı olanlar ise kadınlardır. Bizler kadın örgütlülüğümüzü ve mücadelemizi tüm kadın yapılarıyla ortaklaşarak büyüttük, buna da devam edeceğiz. . Kadın ittifakı ve dayanışmasıyla biz kadınlar kadın özgürlük mücadelesini büyütecek toplumsal barışı hep birlikte örgütleyeceğiz El koyduğunuz belediyelerimizi geri alacak Kayyumları geldiklerei yere geri göndereceğiz. Kadın eşbaşkanlarımızla kadın özgürlükçü yerel yönetimleri hepbirlikte inşa edeceğiz. En zoru geçeli çok oldu. Şimdi kararlılıkla yolumuza devam etme zamanı. Ve biz kadınlar bu yolda asla durmayacağız, pes etmeyeceğiz, geri adım atmayacağız. Kadın özgürlük mücadelesini büyütecek ve barışı birlikte örgütleyeceğiz Özgürlüğe yürüyor barışı örgütlüyoruz Jin Jiyan Azadî! Kadın Yaşam Özgürlük! DEM PARTİ Datça Kadın Meclisi

 

Türkiye İşçi Partisi Datça İlçe Örgütü Basın Açıklaması:

BASINA VE KAMUOYUNA

Sevgili kadınlar, kız kardeşlerimiz!

Bugün, “Biz kadınlar varız, buradayız, mücadelemizden vazgeçmiyoruz!” demek için bir araya geldik. Emeğimiz, tarihimiz ve mücadelemizle buradayız! Kadın emeğinin yok sayıldığı; eşitlikten, özgürlükten, insanca yaşamdan uzak bırakıldığımız bu düzene karşı direniyoruz! İşyerlerinde, sokaklarda, fabrikalarda, tarlalarda, kampüslerde; her yerde biz varız! Sesimizle, emeğimizle, dayanışmamızla, umutlarımızla buradayız. Biz; üreten, büyüten, değiştiren, dönüştüren kadınlarız. Hayatın her alanında, emeğimizle varız. Fabrikada, tarlada, plazada, okulda, sokakta, meydanlarda, omuz omuza, yan yana... Biz buradayız ve hiçbir yere gitmiyoruz!

Bizi yok saymaya çalışanlara inat varız. Kadın emeğini ucuz iş gücü olarak görenlere, örgütlenmemizin önüne engeller dizenlere, en ağır işlerde, en düşük ücretlerle, güvencesiz koşullarda çalışmaya mahkûm etmeye uğraşanlara inat varız. İş yerinde bizleri mobbinge ve tacize maruz bırakanlara; sokakta, evde canımıza kastedenlere; sendikalaştığımız için kapının önüne koymaya çalışanlara inat biz varız. Bizim sesimiz duyulmasın, biz varlığımızı haykırmayalım diye her yolu deniyorlar, hukuksuz gözaltı ve tutuklamalarla sindirmeye çalışıyorlar. Ama biz buradayız! Umudu örgütlemek, geleceğimizi birlikte kurmak için buradayız, yan yanayız!

Polonez’de, HepsiJet’te, Özak Tekstil’de, daha onlarca fabrikada, plazada, sokakta, evde direnen her bir kadına, tüm kız kardeşlerimize selam olsun!

Kadınların direnişi susturulamaz, kadın mücadelesi durdurulamaz!

Biz, sadece bugün değil, her gün varız! Ve biliyoruz ki yan yana geldiğimizde, dayanışmamızı büyüttüğümüzde değiştiremeyeceğimiz hiçbir şey yok. Bu yüzden, 8 Mart’ta, tüm kız kardeşlerimizle sokaklarda, meydanlarda, işyerlerinde, hayatın tam içinde sesimizi birlikte yükseltiyoruz: Biz varız, birlikte güçlüyüz!

Bugün, kadın emeğini görünmez kılmak isteyenlere, bizi aile içine hapsetmeye çalışanlara, “kutsal aile” masallarıyla toplumsal rollerimizi sırtımıza yüklemeye çalışanlara inat, isyanımızla alanlardayız! Bir kere daha haykırıyoruz: Emeğimiz bizimdir, hayatımız bizimdir, geleceğimiz bizimdir!

Kadın dayanışmasıyla güçleniyoruz! Sokakta, işyerinde, mahkemede, fabrikada; birbirimizden güç alıyor, birlikte kazanıyoruz! Bizi yalnızlaştırmaya, susturmaya çalışanlara karşı dayanışmamız en büyük gücümüzdür!

Bugün buradan bir kez daha haykırıyoruz: Eşit, özgür, sömürüsüz bir dünya kurulana kadar mücadelemiz sürecek!

Biz varız! Buradayız! Biz kazanacağız!

YAŞASIN 8 MART! YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI




 

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış