Aga: Datçalının Hayatına Dokunan Adam
Datça ile tanışmam elli yılı geçti. Eşimin Palamut Bükü doğumlu olması nedeniyle yaz aylarımız buralarda geçiyordu. Öğretmenliğin en güzel tarafı olan uzun bir yaz tatili, bizler için iyi oluyordu. Yıllar yılları kovaladıkça, buralarda sağlam dostluklar edindim. Onlarla yarımadayı konuştum. Hatta bazıları ile de yürüdüm. Yarımada, hem doğası, hem tarihi, hem de sosyolojisi ile beni kendine çekiyordu.
Yarımada tarihi, çok eskilere dayanıyordu. Özellikle uçta filizlenen medeniyetle birlikte, zamanına göre oldukça önemli şahsiyetler buralarda hayat bulmuş. Ben de burada dostlarımla bu şahsiyetleri konuşurdum zaman zaman. Mesela İskenderiye Feneri’nin mimarı Knidoslu idi. Yine çok önemli matematikçi, gökbilimci şahsiyetler ilk aklıma gelenlerdi. Keza Knidos tıp okulunun da o dönemlerde çok önemli bir konumda olduğunu biliyoruz.
Bu arada Datça’da özellikle tarih araştırmaları konusunda bir dernek oluşturma çalışmaları yanında, hem büyüğüm, hem de yakın akrabamız Akın Pilavcı’nın bu yerel tarih derneğinin başkanlığını yürütmesi benim için büyük şans oluyordu. Kendisi, var gücüyle bir şeyler üretme adına insanımıza yardımcı olmaya çalışıyordu.
Geçmişte Knidos tıp okulu ve bu konuda anlatılanlar ilginçti. Özellikle tıbbın uluslararası kabul gören yılan armasını bu antik kentte yaşanan bir antik öyküye bile dayandıralar oluyordu. İşte bütün bunları gündemimize alıp bunları anlatırken, bir şeyi ıskaladığımızın farkında değildik. Dibimizde neredeyse hepimizin hayatına dokunmuş olan; kimine göre bir deli, kimine göre ise çok akıllı Aga’yı bu konuşmalarda nedense pek aklımıza getirmedik; onu konuşmaya bile gerek görmedik. Ne zaman ki bizim Aga bir gün sessizce aramızdan ayrılıverdi; o zaman işte hepimizin aklı başına geliverdi. Başladık hep birlikte koroya dâhil olmaya.
Özellikle ulaşımın çok zor olduğu yıllarda Datça, çevre ilçelerin yani Marmaris’in ve Bodrum’un sahip olmadığı bir avantajı yaşıyordu. O avantaj ise, Datça’nın Aga’sı idi. Resmen o bir operatör idi, burada pek çok ameliyatı o yapıyordu. Her türlü kırık çıkık; ne varsa üstesinden geliyordu. Her gelen hastayı asla geri çevirmiyordu, özellikle buyur Aga diye hitap ediyordu gelen hastalarına. Onun bu sıcak teması, hastalarında olumlu bir etki yaratıyordu.
Hatta bir gün muayene için gelen Datça Kaymakamı ve hasta eşine koyduğu doktor tavrı, herkesin takdirini kazanmıştı. Kaymakam bey, hasta eşiyle birlikte muayene odasına girince; ona kapıyı gösterip, “lütfen beni hastamla yalnız bırakın” demişti. Datça’nın Betçe tarafında bile kime sorsanız o her şeyi bilen her şeyden anlayan adamdı. Gelen hastasına Aga diye hitap eden bu bilge, bu fedakâr, bu cefakâr adam, Turgut Doktor idi. Aga, sihirli elleriyle doğum bile yaptırıyordu. Pek çok fakir hastasından para dahi istemeyen, eczanenin olmadığı yıllarda her türlü ilacı kendinde bulunduran bu adam, adeta Datça için bir müthiş kazanımdı.
Kendi hayatının en önemli anlarında sevgili eşinin intiharına şahit olmuş, buna rağmen mesleğini asla ihmal etmemiş, ettiği tıp yeminine daima sadık kalmış bir bilge adamdı o. Gördüğünüz gibi bu bilge adam için daha çok şeyler yazılır çizilir de; bu işin daha ilerisi bana düşmez görüşündeyim. Asıl görev bence Datça’ya ve Datçalıya düşmektedir. Datça’ya örnek olması için ilk traktörü yarımadaya getiren de odur. Yine ilk hızar makinesini getirtip, marangozlukta hedef büyüten de odur. Gırtlak kanserine yakalandığında, kendi kendine tedavi uygulayıp bu illetten kurtulan da odur. Bu küçücük kente asla sığmayacak kadar büyük bir insandır o.
Betçe’de birçok kişi, onun ardından “isteseydi Datça’ya gelmezdi ve dünya çapında bir hekim olurdu o” şeklinde mütevazılığını ve alçak gönüllüğünü öne çıkararak, ondan övgüyle söz etmektedir. Kendisi aynı zamanda yıllarca Datça’da öğretmen açığını da kapatan bir bilim insanıdır. Pek çok Datçalının İngilizce öğretmenidir o. Öğrencilerinden birisi şu örneği verdiğinde bir öğretmen olarak şaşırdım kaldım; Turgut Doktor, birinci görevi ile çakışan günlerde, öğrencileri için teyp bandına doldurduğu bilgileri sınıf başkanına verip dersini teypten anlatırmış. Aga, çok yönlü bir kişiliği ile Datça’da her insanın hayatına dokunmuş, onların yaşam döngülerinin herhangi bir anında onların dertlerine derman olmuş ve ardında olumlu anılar bırakmış; huzurla bu dünyayı terk edip gitmiş sessizce. Işıklar içinde uyusun.
Yorumlar (1)
Hüseyin sağır
1 ay önce / 29.09.2024Turgut Dr. (Aga) gibi pek çok değerimiz yaşamış, birçok faaliyetler göstermiş ama; yapımızda bulunan kıymet bilmezlik yüzünden unutulmuştur. Yaptığınız bu belgeleme Turgut Dr., ailesi ve özellikle Datça için çok değerli. İnşallah sizi de değerlendirirler. Kaleminize, yüreğinize sağlık. Selamlar sevgiler
Beğendim 1 | Beğenmedim 0 | Cevapla