Meşhur bir söz vardır: “Biri için kötü olan, diğeri için iyidir”! Gazze ve Lübnan cephelerindeki savaş bu şekilde tanımlanabilir. 8 Ekim 2023’teki Hamas operasyonundan bu yana 41 binden fazla Filistinli ve 2 bin 100 Lübnanlı kurban kaydedildi. Çoğu, basit patlayıcılardan en gelişmiş silahlara kadar çeşitli silahlarla yok edildi. Ancak bu insani felaket, ABD askeri endüstrisi için bir fırsat oldu. Çünkü bu sektördeki yatırımcılar diğer tüm sektör endekslerini ve hatta yatırım portföylerinde bir ölçüt olarak kullanılan S&P500’ü (yüzde olarak) aşan büyük kârlar elde etti.
İsrail’in bir yıl öncesinden bugüne kadar savaşı için aldığı yardım (toplam 18 milyar dolarlık ABD yardımı) finans piyasalarında “hisse senedi fiyatları için jet yakıtı” olarak tanımlandı. TD Coon’dan Kay Von Rumore, “Hamas ek talep yarattı ve başkandan 106 milyar dolarlık bir talebimiz var” diyor. Bu da silah talebinde kademeli bir yükseliş olduğunu kanıtlıyor. Silah üreticilerinin hisse senedi piyasasına bakıldığında, dünyanın en büyük silah şirketi ve F35’in üreticisi Lockheed Martin, 7 Ekim 2023’teki Hamas saldırılarını takip eden yılda toplam yüzde 54.86’lık bir getiri elde etti (S&P500’ün yüzde 18 üzerinde): Küresel ekonomik durum göz önüne alındığında günümüz finans piyasalarında olağanüstü bir getiri.
İkinci büyük silah şirketi ve sivil nüfusun yoğun olduğu bölgelerde yasaklanan sığınak delici bombaların üreticisi Raytheon’un hisse fiyatı da yüzde 82.69 oranında yükseldi! Hisse fiyatı yüzde 37 yükselen General Dynamics, Hizbullah Lideri Hasan Nasrallah’a yönelik suikastta kullanılan BLU-109 bombalarını üretiyor.
BlackRock tarafından yönetilen ve havacılık ve savunma sektörünü takip eden “iShares US Aerospace and Defence” fonu da geçen hafta şimdiye kadarki en yüksek kazancını elde ederek savaşın başlangıcından bu yana yıllık getirisini yüzde 43’e çıkardı! Forbes’a göre, İsrail’in Lübnan’ı karadan işgali ve İran’ın yüzlerce balistik füze fırlatması gerilimin tırmanmaya devam edeceğinin ve böylece silahlara olan talebin artacağının işareti. Bunun sonucu olarak çoğu silah üreticisinin hisseleri bu yıl 1 Ekim’den bu yana yüzde 2.6 oranında arttı.
İsrail büyük bir silah ihracatçısıdır, ancak Gazze ve Lübnan’a karşı yürüttüğü iç savaşta ordusu, uzmanların “modern tarihin en yoğun ve yıkıcı hava harekatlarından biri” olarak tanımladıkları harekatı gerçekleştirmek için büyük ölçüde ithal uçaklara, güdümlü bombalara ve füzelere güvenmektedir. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsüne (SIPRI) göre İsrail 2019-2023 yılları arasında toplam küresel silah ithalatının yüzde 2.1’ini gerçekleştirirken, bu ithalatın yüzde 69’u ABD’den, yüzde 30’u ise Almanya’dan geldi.
Tarihsel olarak ABD askeri endüstrisi, İkinci Dünya Savaşı’nda faşizmin ve Nazizmin yenilgiye uğratılmasına katkıda bulunmuştur. Savaş sonrası refahı, ABD’nin küresel stratejisinin kilit bir unsuruydu; dolayısıyla savaşlar ve tehditler, savunma sanayi ve ABD’nin gücü arasında güçlü bir ilişki vardır. Zayıf bir ABD savunma sanayii, ABD ekonomisinin bel kemiğine darbe vurmak ve Amerikan ekonomik imparatorluğunun gücünü zayıflatmak anlamına gelir. Ekonomi analistleri, ABD havacılık ve savunma sanayinin ABD GSYİH’sinin sadece yüzde 1.8’ini oluşturmasına rağmen, ABD ekonomisini yönlendirmede oynadığı rolün çok önemli olduğunu düşünüyor. Bu endüstrinin toplam ABD endüstrisinin yüzde 60’ından fazlasını temsil ettiği tahmin edilmektedir. Amerika Birleşik Devletleri, ihracat yılına bağlı olarak yüzde 42 ila 59 arasında değişen bir payla küresel silah ticareti pazarını elinde tutmaktadır.
ABD askeri endüstrisinin mevcut ve gelecekteki büyümesinin, özellikle çeşitli faktörlerin senkronizasyonu söz konusu olduğundan, ABD ekonomisinin piyasaların korktuğu ekonomik durgunluğa girmesini önlemede kilit bir unsur olması bekleniyor:
Birincisi – Ukrayna ve Ortadoğu’daki mevcut savaşların bir süre daha devam etmesi bekleniyor, bu da ABD askeri endüstrisinin büyümeye devam etmesi anlamına geliyor.
İkincisi – Ukrayna’daki büyük silah tüketimi, silah tüketiminin çoğunu dünyanın bu bölgesine itti ve bu da Amerika Birleşik Devletleri’ni özellikle Avrupa’dan bu yana silah ticaretinde neredeyse tek oyuncu haline getirdi. Rusya-Ukrayna savaşının patlak vermesinden bu yana kendisini silahlandırmaya çalışıyor ve bu nedenle üretimi Ukrayna’ya ve iç pazarına gidiyor.
Üçüncüsü – ABD Merkez Bankasının izlediği, yatırımcıları yatırıma teşvik etmek ve böylece ABD’nin gayri safi yurt içi hasılasını artırmak anlamına gelen faiz oranlarını düşürmeyi amaçlayan para politikası.
Ancak İsrail’in İran’daki petrol tesislerini vurmaya karar vermesi halinde bu beklentiler büyük bir engelle karşılaşabilir zira İsrail’in İran petrol tesislerine yönelik herhangi bir saldırısı sonucunda bu piyasalarda bir varil petrolün fiyatının 100 dolara yakın seviyelere yükselmesi bekleniyor. Bu durum, jeopolitik gerilimlerin ABD piyasasını küresel ekonomideki herhangi bir büyümenin birincil itici gücü haline getirmesi nedeniyle, ABD’nin ekonomik büyümeyi desteklemeye ve sadece ABD için değil küresel ekonomi için de felaket olabilecek bir durgunluğu önlemeye yönelik tedbirlerini zayıflatabilir.
Dolayısıyla mevcut olasılıklar, ABD’nin İsrail’e baskı yaparak İran’ın nükleer veya petrol tesislerini hedef almasını engelleyeceğini ve müdahaleyi askeri ve ekonomik tesislerle sınırlandıracağını göstermektedir.
Casim Acaka
Evrensel için çeviren: Yusuf Ertaş Yazının bağlantısı için: Amerikan silah endüstrisi savaşın meyvelerini topluyor – Casim Acaka – Gaste Avrupa
cengizhan güngör
Yorumlar (0)