Değerli basın mensupları,
Değerli Datçalılar,
Azganlı’da yapılacak Yat Limanının Datça’ya verdiği zararlar, Ekim 2024’de Muğla 4. İdare Mahkemesi tarafından atanan on bir bilirkişinin dokuzunun raporları ile tescillenmişti. Çıkan rapor, Muğla Çevre Platformunun Yat Limanına dair yaptığı itirazları ile paraleldi. Konuyu inceleyen mahkeme heyeti, Şubat 2025’de bu yat limanının Datça’ya zarar verdiğine hükmetmiş ve Yürütmeyi Durdurma kararı vermişti. Böylece bu yat limanı ile ilgili ÇED süreci ilk İDK sürecinden sonra mahkeme yoluyla da ikinci kez durdurulmuştu. Ancak Danıştay, bilirkişilerin raporlarına dayanan yerel mahkemenin kararını, davacı yurttaşlara ve yerel idarelere, itiraz yollarını da kapatarak bozdu. Hukukçulara göre son zamanlarda birçok çevre ya da diğer hak savunusu davalarında yerel mahkemelerce alınan buna benzer kararların belirli üst mahkemeler tarafından bozulmasının istisna olmaktan çıktığı ve adalete güvenin sarsıldığı dillendiriliyor. Yaşadığımız yerellerde yurttaşların ve yerel idarelerin bulundukları yerelleri korumak üzere açtıkları ve yerel mahkemelerde kazandıkları davaların üst mahkemelerde işveren idare ve inşaat şirketleri yararına bozulması artık adeta sıradanlaştı.
Datça’da korunması gereken kültürel ve doğal güzellikleri gözetmeyerek, yaptıkları yatırımlarla yerelleri kalkındırdığını iddia eden merkezi idareler yanılıyor…
Yatırıma dönük bu kararlarla tamamıyla özel çevre koruma bölgesi olan Datça, korunması gereken bu özelliklerini daha çok ve daha çabuk kaybedecek, zarar görecek… Çevreyi zorlayan bu büyüklükte doğru olmayan “yatırımlar” nedeniyle çok yakın bir zamanda doğal ve kültürel güzellikler, hızla bozulacak… Datça’nın doğal ve kültürel özellikleri nedeniyle burayı kalkındırması beklenen turistler de, bu güzelliklerin bozulmasıyla muhtemelen Datça’ya hiç uğramaz olacak. Yani anlatıldığı gibi bu yatırımlar, bir işe yaramayacak. Kazanan yerel halk değil; bu doğal ve kültürel özelliklerin ortasına bu inşaatları yapıp vurgun vuran şirketler, sermayedarlar, para babaları olacak…
Öncesinde de söyledik, tekrarlıyoruz:
Datça Bir Özel Çevre Koruma Bölgesidir: Koruma Bölgesi olarak ilan edilmesinin nedeni henüz bozulmamış doğal ve kültürel özellikleri dolayısıyla gelecek kuşaklara, çocuklarımıza miras kalması içindir. Bu liman, Datça’nın doğal yaşamına zarar verecektir. Datça’da Liman yapılmakta olan Azganlı mevkii, Akdeniz’de Uluslararası Sözleşmelerle korunan, tüm Gezegenin havasını temizleyen, oksijen sağlayan Deniz Çayırlarının ve/veya beslenmek için kıyılara gelen soyu tükenmeye yüz tutan Akdeniz fokları gibi hayvanların da yatağıdır. Limanla birlikte daha birçok nadir bulunan canlı yaşam biçimi giderek yok olacaktır. Liman bölgesi olarak seçilen yerde yapılan kazı çalışmaları, binlerce yıllık anıt mezarları, korunması gereken müşterek kültürel değerlerimizi tahrip etmiştir/etmektedir… Datça su fakiridir. Bu liman su kaynaklarımızın israfına neden olacaktır… Seçilen yer yasal mevzuatla korunan zeytinliklere, ekim alanlarına yakındır. Bu dikim alanları yapım sırasında aşırı tozdan zarar görmektedir… liman yapıldığında işgal edilen deniz ve kıyı sistemini yerel halk kullanamayacaktır ve hatta yarın kentin o bölgesi, tıpkı daha önceki başka liman bölgelerinde olduğu gibi artık yerel halkın ulaşamayacağı alanlar haline gelecek, mutenalaşacaktır… Yerel halk giderek kıyılarından, denizinden, plajından, yerinden yurdundan olacaktır… Bilindiği gibi Datça aynı zamanda bir deprem bölgesidir, seçilen yerde yapılan dolgu üstünde ağır ve hareketli yük taşıyacak olan ve üstünde insanların dolaşacağı rıhtım, tersaneyi andıran çekek alanı bir deprem bölgesinde olacak şey değildir… Yukarıda sadece birkaçını saydığımız bu zararları, daha sayfalarca çoğaltmak mümkündür…
Bunca zarar-ziyana değer mi?
İktidarla yakın ilişki içindeki dar bir çevrenin daha çok ve daha çabuk para kazanmak için Datça dahil Akdeniz kıyılarına göz diktiğini görüyoruz, yaşıyoruz. Aynı çevreler, Datça’nın barındırdığı doğal güzellikleri, azalmış farklı yaşam alanları ve kültürel özellikleri ile nadir bir yerleşim alanı olduğunu ya da Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bizzat kendi kurumları tarafından Datça’yı bir bütün olarak özel çevre koruma bölgesi ilan ederek koruma altına aldığını unutuyor ya da unutturmaya zorluyor… Bu dar sermaye çevresi, müşterek kültürel değerlerimizi, geçmişimizi, geleceğimizi, canımızı, yaşamımızı, yaşam alanlarımızı hiç umursamıyor... Varsa yoksa kazanacakları paraya bakıyor.
Uyarmaktan vazgeçmeyeceğiz: Bu Liman Datça’yı Bozar… Ülkeyi Bozar… Akdenizi Bozar…
Yaşamımızı, yaşam alanlarımızı korumak üzere kamunun, herkesin uğrayacağı zararları, yüksek sesle seslendirmeye ve vereceği zararları engellemek üzere girişimlerimize devam edeceğiz. Yukarıda sadece birkaçını saydığımız zararları sadece bizler dillendirmiyoruz. Geniş halk kesimlerinin, çeşitli siyasi partilerin, örgütlerin, yerel yönetimlerin ya da bilim insanlarının ya da uzmanların da görüşleri bunlar… Akdeniz’in başka kıyılarında da benzeri yat limanlarına karşı İzmirlilerden, Foçalılardan, Aydınlılardan, Bodrumlulardan, Marmarislilerden, Milaslılardan, Dalyanlılardan, Fethiyelilerden hatta ve hatta karşı kıyımızdaki Yunan Adalarından yaşanmış örnekler var! Liman yapıldıktan sonra o limanların anlatıldığı kadar kente ve kentlilere ekonomik bir yarar getirmediğini, birçok deniz kentinde limanın işgal ettiği deniz kenarlarına artık yerel halkın inemediği, denizle ilişkilerinin kesildiği, denizlerinin kirlendiği, ekolojik sistemin çöktüğü ortaya çıkıyor, bizzat oralarda yaşayanlar artık iş işten geçtikten sonra, merkezi idare tarafından yapılan bu yatırımların yarar değil zarar verdiğini anlatıyor.
Uyarmaya devam edeceğiz:
Bu yat limanı sadece denizimizi, koyumuzu, plajımızı, göletimizi, kıyımızı, parkımızı, ormanımızı, zeytinimizi değil… soluduğumuz havamızı, içtiğimiz suyumuzu, yediğimiz gıdamızı, korunması gereken ortak yaşam alanlarımızı, müşterek kültürel değerlerimizi, kentimizin tarihini, dokusunu, toplumsal yaşamımıza varıncaya kadar tüm Datça’yı bozar, çocuklarımızın geleceğine zarar verir… Datça’nın da ötesinde tüm bölgeyi, Akdenizi bozar…
Bir kez daha söylüyoruz:
Bu Yat Limanı Datça’yı Bozar,
Biz Datça’nın ve Datçalıların zarar görmesini istemiyoruz,
Özel Çevre Koruma Bölgesinde Bu Yat Limanına Razı Değiliz…
Datça Demokrasi Platformu – 09.12.2025
Yorumlar (0)