Datça Yat Limanı Son Gelişmeler

Şu sıralar bu Özel Çevre Koruma Bölgesinde Azganlı mevkiinde bir Yat Limanı yapılmaya çalışılıyor. Senelerdir (90’ların ikinci yarısından beri) yapımı için konuşulan ve ilgili devlet kurumlarının, koruma kurullarının ve Halkın Katılımı ve İnceleme Denetleme Komisyonu toplantılarına katılan halkın da, yerel yönetimlerin de, Çevre Bakanlığı’nın koruma kurullarının olur vermediği bu Yat Limanına, 2024 Ocak sonunda ÇED Onayı verildi. MUÇEP’te örgütlenmiş yaşam savunucuları, Datçalılar, Datça Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesi de bu karara karşı bu ÇED onayının iptali ve yürütmesinin durdurulması talebiyle dava açtı. Dava, şu anda bilirkişi aşamasında ve halen sürüyor. İnşaat sahasında araştırma yapmak üzere bilirkişi heyeti geleli üç ayı geçti, süre aşıldı. Rapor bekleniyor! Normalde 10-15 gün içinde çıkması gereken bu raporun, bu kadar uzun süre bekletilmesiyle adalete dair endişeler artıyor!

Datça Yat Limanı Son Gelişmeler

Datça’nın doğasına yönelik olduğunu düşündüğümüz her saldırıya yanıt verirken “Datça doğal özellikleri dolayısıyla korunması ve gelecek kuşaklara bırakılması gereken bir ÖÇKB-Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak tanımlanmıştır” cümlesiyle başlamayı gerekli ve zorunlu görüyor, kendilerini yaşam savunucusu olarak tanımlayanlar. Böyle özellikli ve dolayısıyla korunması gereken bölgeler, çok az Türkiye’de. Onlardan biri de Datça ve Bozburun ÖÇKB. Kısası mümkün mertebe bu haliyle, bozulmadan korunması gereken doğal özellikli bir bölge anlatılmaya çalışılan.

Datça Yat Limanı Son Gelişmeler Şu sıralar bu Özel Çevre Koruma Bölgesinde Azganlı mevkiinde bir Yat Limanı yapılmaya çalışılıyor.  Senelerdir (90’ların ikinci yarısından beri) yapımı için konuşulan ve ilgili devlet kurumlarının, koruma kurullarının ve HKT - IDK toplantılarına katılan halkın da, yerel yönetimlerin de, Çevre Bakanlığı’nın koruma kurullarının  olur vermediği bu Yat Limanına, 2024 Ocak sonunda ÇED Onayı verildi. MUÇEP’te örgütlenmiş yaşam savunucuları, Datçalılar, Datça Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesi de bu karara karşı bu onayın iptali ve yürütmesinin durdurulması talebiyle dava açtı.

Endişelere dair
Dava, şu anda bilirkişi aşamasında ve halen sürüyor.  İnşaat sahasında araştırma yapmak üzere bilirkişi heyeti geleli üç ayı geçti, süre aşıldı. Rapor bekleniyor! Normalde 10-15 gün içinde çıkması gereken bu raporun, bu kadar uzun süre bekletilmesiyle adalete dair endişeler artıyor!

Endişeli bekleyişin başka nedenleri de var: Datça’da Yat Limanı ile ilgili bir gerginlik yaşandı. Yaşam savunucularının Bilirkişi Heyetinin geleceği gün (bir gün öncesinden başlayarak) pek de alışıldık olmayan bir durum yaşandı. MUÇEP’te örgütlü çevrecilerin yapacağı basın duyurusu öncesi, limanın yapılmasını isteyenleri temsil ettiği söylenen bir kesim, karşı basın açıklaması yapacağını duyurdu. Aralarında davalı idarenin yanında davaya katılan, ihaleyi alan şirketin avukatının ve ücretli adamlarının da olduğu bu grup,  kendi basın açıklamalarını yaptıktan sonra da alandan ayrılmayarak, MUÇEP’lilerin yapmak istediği basın açıklamasını,  hakaretlerle, bağırışlarla engellemeye çalıştı.   MUÇEP’lilerin alanı terk etmeden sakin kalarak ve hakaretlere karşılık vermemeleri ama alanı da terk etmemeleriyle,  olası bir arbedenin çıkması da engellenmiş oldu.  

Endişeye sürükleyen başka rastlantılar da var. Önceki gün (17.09.24) üstünde üç tane yüksek sondaj kulesini çalıştırabilecek devasa motoru da olan ve ayrıca iki adet konteyner ve büyük boy bir deniz kepçesiyle bir sal peydahlandı, Datça sahillerinde.  Biraz inşaattan anlayanlar, gelen salın deniz dibinde delgi-kazı yapma özelliğinin olduğunu kolaylıkla anlayabiliyordu.  Çekiciler tarafından çekilen sal, Datça Sahil Güvenlik arkasında, yapılması düşünülen Yat Limanın deniz üstündeki inşaat sahasında demirledi.

Bilgi almaya çalışanlar,  kendilerine bilgi veren yetkililerin sondaj kulelerinin temel olduğu iddiasıyla, salın Aliağa’dan Mersine portatif ev taşıdığının söylendiğine dair iddiaları paylaştı.  Ertesi gün, sabah vakitlerinde kilometrelerce uzağa kadar yoğun mazot kokusu ve makine gürültüsü yayıldı. Sondaj makinası çalıştırıldı ve salın üzerindeki sondaj kulelerinden biri deniz dibine daldırıldı. Salın üstündeki kepçenin ağzı da denizi taradı. Çalışma bir-iki saat sürdü. Yapılan çalışmaları belgelemek üzere çevredekiler durumun videolarını, fotoğraflarını çekti ve yetkililerle de paylaştı (bkz: https://vimeo.com/1011262086).

 Datça Yat Limanı Son Gelişmeler

Bilgi almak için yine yetkililer arandı. Bu kez salın Mersin’e doğru uzaklaştığı, salın bekletildiği kıyıda demir taradığı için sondaj kulesi ve kepçenin çalıştırıldığı iddia edildi. İddialar arasında bu kez salın portatif ev taşımadığı, deniz dibi temizliği için kullanılan bir makine olduğu iddialarında da bulunuldu.

Dolayısıyla Yat Limanı inşaat sahası içinde bekleyen ve çalıştırılan makinanın geliş ve çalıştırılma zamanlaması da hayli manidar bulunuyor, davacılar tarafından. Yetkililerin yaptığı açıklamaların tersine konuya hakim kimi uzmanlar, bu çalışmanın Yat Limanı inşaatı dolayısıyla bir zemin çalışması ya da kazık çakmak üzere deneme amaçlı yapılmış olabileceğini söylüyor…

Yat Limanı İnşaat Sahası içinde Deniz Çayırları
Bu arada MUÇEP’te, yat limanı yapılmasına dair itirazlara dönük çalışmalar sürdürülüyor. Yat Limanının deniz üstündeki inşaat sahası üzerinde deniz çayırlarının yaygınlığına dair bir çalışma da, tekneyle (sahada çıplak göz ve örnek almak suretiyle) yapıldı.  Araştırmayı yapan ekibin gözlemleri-raporundan yararlanılarak mahkemeye nadir olduğu söylenen deniz çayırlarının aslında çok yaygın olduğuna dair gözlemlerin su altında da bilirkişiler tarafından incelenmesi için bir beyan dilekçesi verilmesi için çalışma da önerildi.  Bilindiği gibi Deniz Erişteleri-Çayırları, denizlerin ve gezegenin temiz hava kaynağı… Barselona ve daha birçok konvansiyona göre de korunması gerekiyor: bu uluslararası sözleşmelere göre tahrip edenlerin de cezalandırılmasına dair hükümler var…

Datça Yat Limanı Son Gelişmeler
MUÇEP’in Yat Limanına dair Bilgilendirme Broşürü

25 yıldır Yat Limanının yapımına dair tüm gelişmeler, yer seçimi, kapasitesi, yapılan HKT-Halkın Katılımı Toplantıları ya da IDK – İnceleme Denetleme Komisyon toplantıları, basın açıklamaları ve yapımına dair ÇED raporu, PTD-Proje Tanıtım Dosyasından ve dava dilekçelerinden alınan bilgiler ile ruhsatının olup olmadığı, Yat Limanı inşaatının bugüne kadar çevreye verdiği zararlardan başlayarak, inşaatın ilerleyen aşamalarında vereceği zararlara ve Yat Limanı bittiğinde çevreye vereceği zararlara kadar pek çok itiraz, ayrıntılı olarak soru cevaplar şeklinde yeniden çalışıldı ve bol görselli, herkesin anlayabileceği açıklayıcı bir biçimde bir broşür olarak hazırlandı.  

Datça Yat Limanı Son Gelişmeler

Broşürde Yat Limanı inşaatının bugüne kadar verdiği zararlar şöyle listelenmiş:
Proje alanının içinde kalan kıyıların doğal yapıları denizi doldurarak tahrip edilmiştir. Topan Ada olarak bilinen kayalık tamamen haritadan silinmiştir. İnşaat alanı içinde olup, korunması gereken üç adet Anıt Roma Mezarlarının çevreleri herhangi bir izin alınmadan kazılmış ve bu tarihi eserler doğal tahribata karşı tamamen korumasız bırakılmışlardır. Bu Anıt Mezarlar, 1995 yılında 1. derece arkeolojik sit olarak korunma altına alındıkları için, bu alanda her hangi bir kazı veya yapı yapılması yasaktır. Seçilen bölge sadece bu mezarları değil, başka arkeolojik yapıları da içermektedir. Örneğin, Taşlık plajını geçtikten sonra plaj bitiminde olan bir adet küçük tarihi kilise (şapel), proje sahası dışındadır ama deniz kıyısında yol yapılırken tahribata uğrayıp yıkılmıştır.
Bir kilometreye yakın sahil şeridi binlerce kamyon taş-toprak ile doldurularak, Azganlı plajı ve çevresindeki doğal alanlar tamamen yok edilmiştir. Adını “azmak” kelimesinden alan bu bölgede bulunan ve iki ayrı kaynak noktadan dere olarak akan doğal su kaynaklarının bulunduğu yerlerinde üstleri kapatılmıştır..

yanı sıra, projeye devam kararı verildiğinde yapılacak inşaatın da vereceği zararlar da şöyle sıralanıyor:2023 yılında yapılan proje değişikliğinde, daha önce fazladan deniz dolgusu yapılan 10.740 m2 'lik alandan dolgu malzemesinin kaldırılması, başka bir yerde yeniden 8.395 m2 alanda yeni dolgu yapılması planlanmaktadır.
Projenin yapımı sırasında bu gereken dolgu ve tahkimat işlemleri için, taş ocaklarından taş çıkartmak amacıyla dinamitle patlatma yapılmasının açacağı büyük çevresel zararlar vardır. Suyun zaten yetersiz olduğu Datça’da, su yataklarının ve su yollarının zarar görme olasılığı çok yüksektir. Patlamalardan havaya yayılan tozlar, yakın çevredeki zeytinlikleri, doğal yaşamı ve şehri olumsuz etkileyecektir. Bu büyük kapasitedeki taş taşıma işlemi, Datça’nın dar sokaklarında zaten sorun olan yoğun trafiği daha da tehlikeye sokup, ağır kamyon trafiğinin kazalara yol açma olasılığı da çok yüksektir.
Planlanan proje ile Taşlık Plajının açık deniz ile bağlantısı yok edilmekte, koyun denize açılan ağzının yaklaşık %80’i kapatılmaktadır. Ekosistemde su sirkülasyonu engellenecektir, dolayısıyla kirlilik yükü giderek artacaktır.
Liman girişinin halk plajına yakınlığı, plaj kullanıcıları için deniz trafiğinden kaynaklı büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Datça’nın kimliği haline gelmiş ve Datça kartpostallarına konu olan Ilıca Gölet’inin ve kıyılarının kültürel ve doğal varlığı yok olacaktır.
Kara ve deniz ekosistemindeki canlı yaşamı besleyen, mükemmel yaşam kalitesinde olan suyun niteliği olumsuz etkilenecektir. Artan yat trafiği, Akdeniz’i korumak için imza koyduğumuz Barselona Sözleşmesine göre kesinlikle korunması gereken deniz çayırları ve aralarında yine aynı sözleşmeye göre korunması gereken Akdeniz fokları olmak üzere limanın yapıldığı bölgede barınan, üreyen tüm deniz canlılarına, yaşamın sürdüğü deniz ekosistemine kırım yaratacak boyutta zarar verecektir. Limanın kullanım esnasındaki limana gidiş-geliş kara trafiği de Datça’nın yollarının kaldıramayacağı kadar ekstra yük ilave edecektir.

Yüzer iskele sistemi ile yapılacak liman, çevreye zarar verecek mi, sorusu da yanıtlanıyor broşürde:
Evet, çünkü yüzer dalgakıran ve yüzer iskeleleri denizin dibine bağlamak için deniz altında tonozlar ve çapalar yapılırken denizin dibi kazılacak, bozulacak ve betonlanacak. İskele altında kalan bölgede güneş ışınlarının dibe ulaşamaması nedeniyle fotosentez olanağı kısıtlanacağı için, bu bölgede bulunan bitki örtüsünün ölmesine neden olacaktır. Aynı zamanda, limanın ekolojik olduğu söylemi aslında doğru değildir. Kaya ve taş dolgudan vazgeçilmesinin asıl nedeninin ekolojik değil, ekonomik olduğu; deniz dibi derinliğinin hayli yüksek (25-35 m) olması ve dolgu maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle bizzat yapımcı şirket tarafından vazgeçildiği ÇED raporunda belirtilmiştir.

Broşürde proje yapılırsa, gelecekte olası bir depremin yaratabileceği sorunlar neler olabilir, sorusuna da yanıt veriliyor:
Datça birinci derecede deprem bölgesindedir. Jeolojik-Jeoteknik Etüt Raporuna göre sıvılaşma riski bulunan zemin üzere dolgu planlanmaktadır. Bu alanlara hem geri hizmet binaları hem de yakıt tankları yerleştirilecektir. Bir afet anında, yakıt tanklarının tahribat görüp, içeriğinin denize boşalması durumunda büyük bir çevresel felakete yol açacaktır. denilerek yanıtlar verildi…

Broşürde ayrıca Yat Limanının turizm açısından ekonomik olarak sanıldığı ölçüde katkı yaratıp-yaratmayacağı konusundaki sorulara da yanıtlar verildi. Broşürün Yat Limanı ile ilgili davanın görüldüğü Muğla 4. İdare Mahkemesine de incelenmek üzere ekleri ile sunulacağı bilgisi de alındı. Broşürün Basılabilir Belge Formu (PDF) hali için mucep.org internet sitesinden kitaplık menüsü altından ya da doğrudan https://mucep.org/wp-content/uploads/2024/09/Datca-Yat-Limani-Brosuru.pdf bağlantısından erişmek mümkün...

Davacı olan Datçalılar, şimdi Mahkemeden süresi gecikmiş olmasına rağmen açıklanmayan bilirkişi raporunu bekliyor ve Yat Limanının yararlı olacağını düşünen hemşehrilerine de Yat Limanının verebileceği zararları ve bu zararları azaltmak için yapılması gerekenleri anlatmaya, Datça için en iyisini birlikte bulmak üzere ortak diyalog kanallarını geliştirmeyi öneriyor…

 

 

 

 

Haber ibo.a.bo

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış