Gerontokrasi !

Hayal edin: Bir dünya zirvesi. Masada Putin, Xi Jinping, Biden ve diğer yaşlı kurtlar. Konu: Ukrayna krizi. Ama toplantı başlıyor ve Biden, “Nerede kalmıştık? Ah evet, Vietnam Savaşı’ndan bahsediyorduk değil mi?” diyor. Xi, “Hayır efendim, o 50 yıl önceydi” diye düzeltiyor. Putin ise, “Ben hala Çarlık dönemini özlüyorum” diye mırıldanıyor.

Gerontokrasi !

Zengin Yaşlılar Kulübü İktidar !

Ah, gerontokrasi! Yani, yaşlı amcalar ve teyzelerin yönettiği o muhteşem sistem. Ben, 19 yaşında bir solcu genç olarak, her sabah kahvemi yudumlarken düşünüyorum: Neden dünyayı hala 70’lik dedeler yönetiyor? Onlar ki, soğuk savaş döneminden kalma stratejilerle iklim krizini çözmeye çalışıyorlar. Sanki global ısınmayı “Soğuk duş alırsan geçer evladım” diye tedavi edecekler.

Öncelikle, gerontokrasiyi tanımlayalım ki, herkes anlasın. Gerontokrasi, Yunanca’dan geliyor: “Geront” yaşlı adam, “Krasi” ise iktidar anlamına. Yani, “Yaşlı adamların iktidarı”. Bakın madam değil, adam.  Solcu bir genç olarak, bunu şöyle yorumluyorum: Kapitalizmin en sevdiği yönetim biçimi. Neden mi? Çünkü yaşlı liderler, değişimi sevmez. Onlar için “devrim” kelimesi, 1968 Paris olaylarından kalma bir nostalji. Benim jenerasyonum sokaklarda iklim grevleri yaparken, onlar golf sopalarıyla emeklilik planlarını tartışıyor. Düşünün, Biden amca – pardon, Başkan Biden – 80 yaşında, hala “Gençler, siz anlamazsınız” diyor. Anlamaz mıyız? Biz ki, TikTok’ta Marx’ı özetleyen videolar izliyoruz!

 Hayal edin: Bir dünya zirvesi. Masada Putin, Xi Jinping, Biden ve diğer yaşlı kurtlar. Konu: Ukrayna krizi. Ama toplantı başlıyor ve Biden, “Nerede kalmıştık? Ah evet, Vietnam Savaşı’ndan bahsediyorduk değil mi?” diyor. Xi, “Hayır efendim, o 50 yıl önceydi” diye düzeltiyor. Putin ise, “Ben hala Çarlık dönemini özlüyorum” diye mırıldanıyor. Solcu genç ben, ekrandan izlerken kahkahalara boğuluyorum. Bu adamlar, nükleer silahları yönetiyor ama akıllı telefonlarını torunlarına kurdurtuyorlar. Gerontokrasi işte bu: Teknoloji devrimini ıskalamış bir neslin, yapay zekayı “yapay” diye küçümsemesi.

Şimdi, solcu perspektiften bakalım. Biz solcular, eşitlik isteriz. Ama gerontokraside eşitlik nerede? Yaşlılar, tüm iktidarı ellerinde tutuyor. Gençler? Bizler, “Geleceğin liderleri” diye kandırılıyoruz. Gelecek ne zaman gelecek peki? 50 yıl sonra mı?  Tam benim 70 yaşına geleceğim zaman .O zamana kadar, çevre felaketiyle boğuşacağız. Amazon ormanları yanıyor, kutuplar eriyor, ama yaşlı liderler “Benim zamanımda kar yağardı” diye anı anlatıyor. Solcu genç olarak diyorum ki: Kapitalizm, gerontokrasiyi seviyor çünkü değişimi geciktiriyor.

Abartayım mı biraz? Gerontokraside bir solcu genç olmak, şöyle bir şey: Sabah uyanıyorsun, haberlere bakıyorsun. Trump amca – pardon, eski Başkan – 78 yaşında, hala “Duvar öreceğim” diyor. Duvar mı? Biz duvarları yıkmak istiyoruz! Sınırlar kalksın, mülteciler hoş gelsin. Ama hayır, yaşlılar duvar sever. Onlar için duvar, güvenlik demek. Benim içinse, duvar graffiti yapılacak bir tuval.Trump’ın duvarı, eğer gerçekten örülseydi, üzerine “Göçmenler Giremez” yazardık. Ama o duvarı ören işçiler, muhtemelen genç göçmenler olurdu.

Neden yaşlılar yönetirken, gençler fakir? Cevap basit: Onlar, “Çalışırsan başarırsın” Pardon haklarını yemek istemem, artık emekli yaşlılarda fakir. Bir yaşlı lider, gençlere “Ev alın” diyor. Genç: “Nasıl? Kiramı zor ödüyorum.” Yaşlı: “Benim zamanımda evler ucuzdu.” Genç: “Evet, çünkü siz o evleri alıp fiyatları yükselttiniz!”

 Gerontokraside liderler genellikle erkek ve beyaz. Solcu feminist genç olarak, diyorum ki: Nerede kadınlar? Nerede LGBTQ+ temsilcileri? Nerede genç siyah liderler? Yaşlılar, “Deneyim önemli” diyor. Deneyim mi? Deneyim, ırkçılık ve cinsiyetçiliği normalize etmek demek.  Düşünün, bir meclis toplantısı. Yaşlı amcalar, “Kadın hakları” tartışıyor. Biri: “Benim karım evde mutlu.” Diğeri: “Evet, benimki de.” Genç ben, dışarıdan bağırıyorum: “Sizin karılarınız da emekli, biz genç kadınlar çalışıyoruz ve eşit ücret istiyoruz!” Ama sesimiz duyulmuyor, çünkü mikrofonlar yaşlıların elinde.

 Gerontokraside kültür, nostaljik. Rock’n Roll, Beatles – hepsi yaşlıların müziği. Bizim rap’imiz, hip-hop’umuz? “Gürültü” diyorlar. Solcu genç olarak, kültür devrimini savunuyorum. Ama hayır, onlar Netflix’te eski Western filmleri izliyor. Biden, gençlere “Beatles dinleyin” diyor. Genç: “Kim o?” Biden: “Ne? Sen Beatles’ı bilmiyor musun?” Genç: “Hayır, ama Taylor Swift’in sosyalizm şarkılarını biliyorum.” (Yok öyle şarkı, ama olsun, nede olsa anlamazlar.)

Sonuç olarak, gerontokrasi, solcu bir genç için tam bir komedi malzemesi. Yaşlılar yönetiyor, gençler izliyor. Ama dikkat: Bu eleştiri mizah dolu, çünkü değişim gelecek. Biz gençler, sokaklarda, sosyal medyada organize oluyoruz. Bir gün, gerontokrasi yerini “juvenokrasi”ye bırakacak, gençlerin iktidarı. O zamana kadar, gülmeye devam edelim. Çünkü yaşlılar emekli olur, ama mizah emekli olmaz! Neyse burada keseyim yarın Dayanışma Datça’nın yayın kurulu toplantısında yaşlılardan  fırça yemeyeyim. 

Yazar cemil baran

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış