Hurma

Bilime sorarsanız, hurma artık endemik bir bitkidir. Ancak bizler buralarda hurma adını başka bir meyve için de kullanıyoruz. Zeytinin ağacında kendiliğinden olgunlaşıp düşmesi sonucu rahatlıkla yenebilen bu meyveye de bizler hurma diyoruz...

Hurma

Hurma, sıcak iklimlerin meyvesi olarak bilinir. Ülkemize dışarıdan ithal edilir. Özellikle Ramazan ayları yaklaştığında, bütün rafları dolduran bir meyvedir hurma. Hatta Ramazan aylarında pek çok ev orucunu açmak için onu kullanır. Dalında eren bu meyve, yoğun haliyle de kolay kolay mikrop kabul etmez. Datça, coğrafi konumu itibariyle göçmen kuşların göç güzergâhı üzerindedir. İşte göçmen kuşların bu coğrafyayı aşarlarken, daha önce yedikleri hurmaların çekirdeklerini bırakmaları sonucunda filizlenen ve daha sonra kocaman ağaçlara dönüşen hurma ağaçları vardır Datça’nın belirli bir bölgesinde. Bizler de işte bu kendiliğinden oluşup gelişen bu hurmalara Datça hurması demişiz.

Hurma

Hurmalıbük'te Datça Hurmaları...  Binlerce yıllık ölümsüz ağacın kendi kendini terbiye eden zeytinlerine de biz buralarda hurma diyoruz... 

Bilime sorarsanız,o artık endemik bir bitkidir. Ancak bizler buralarda hurma adını başka bir meyve için de kullanıyoruz. Zeytinin ağacında kendiliğinden olgunlaşıp düşmesi sonucu rahatlıkla yenebilen bu meyveye de bizler hurma adını veriyoruz. Çoktandır aklıma takılan bu konuyu, hayatını zeytine adamış; Sındı köyünden Bekir Ünal ve kimya mühendisi Ercan Yeşilgökçen ile konuşmak istedim. Bu zeytin nasıl ağaçta tatlanabiliyor? Örneğin Küçük Menderes bölgesinde böyle bir tatlanma yok. Bizler o bölge zeytinlerinde hurma diye bir şey bilmeyiz. Ancak bir çuvalın içine konan siyah zeytinler bolca tuz ile tuzlanıp, bir de üzerine taş basarsanız eğer, o zeytinler zamanla acı suyunu kaybedip tatlanır. Bizler ona çürütme zeytin deriz. Bizim oralarda ağacında eren yada ağacından düşmüş bir zeytini yemek mümkün değildir. Bu arada Ercan kardeşim ve İzmir’de oturan İbrahim Fidanoğlu kardeşim de aynı olayın Karaburun bölgesi zeytinlerinde de görüldüğünü söyledi. Bu bilgi üzerine Ercan kardeşim, Datça ve Karaburun’un aynı boylamda yer aldığını ve bu iki bölgenin kuzey güney doğrultusunda, bir koridorda esen aynı rüzgâra maruz kaldığını söyledi. Bu açıklamalar üzerine bu konunun tarafımdan anlaşılması kolaylaşıyor tabii ki.

Olay aynen şöyle; Burada Akdeniz’den esen rüzgâr, tuzlu suyu da taşıyor ve bu tuzlu su ile meyve sıvanmış oluyor. Bu tuzlu suyun ozmotik değeri yüksek olduğu için, meyvedeki suyu emiyor. Yani meyve acı suyunu bir şekilde kaybediyor ve tatlanıyor. Aynen bizlerin zeytini çuvalın içine koyup bolca tuzlandığımız gibi aynı etkiyi doğa gerçekleştiriyor; kendi rüzgârıyla ve Akdeniz’de taşıyıp getirdiği kendi tuzuyla… Halkımız da ona en güzel adı koyuyor; yani hurma.

Ben, bu sene çok miktarda zeytin topladım ve bunların içinden hanımlar, adeta ustalaşmış elleriyle, hurmayı onca zeytinin içinden kolaylıkla ayırabildiler. Gerçekten bu bölge ile özdeşleşmiş hurma zeytin, halkın sofralarını; özellikle sabah kahvaltılarında geçmişten beri süslemektedir. Deyim yerinde ise, hiçbir işlem yapılmadan tuzdan uzak, o zeytini doğal tadı ile yemek mükemmel bir şey... Özellikle şarküterilerde çeşitli işlemlerle görüntüsü değiştirilen ve oldukça al benili hale getirilen bu zeytin meyvesinin, hiçbir kimyasal kullanmadan tüketilmesi kadar güzel bir şey olabilir mi? İnsanoğlu her türlü kimyasal ile boğuşurken Datça’nın böyle değerli bir meyvesi, aslında korkunç bir değerle pazarlanabilir.

Bu arada doğanın işlemi ile bu hale gelen bu meyve hurma gibi kendini koruyabilir mi bilmiyorum. Biliyorsunuz hurma meyvesi, rahatlıkla paketlenip pazarlanabiliyor. Gerçi koruyucu ilave ediyorlar mı ben de bilmiyorum. Bu arada bunca değerlendirmeleri yaparken ben sevgili kardeşim zeytinci Bekir’in küçük bir hatırlatmasını unuttum. Bekir, özellikle en güzel hurmanın, bu bölge zeytinlerinden olduğunu hatırlattı. Yani bu bölgede yetişen ve orijinal olan zeytin ağaçlarında olgunlaşıyordu bu güzelim hurmalar. Oysa son yıllarda önüne gelen çok çeşitli zeytin tiplerini bahçelerine dikmeye başladı Datçalı. Domat tipi, Gemlik tipi Söğüt yapraklı zeytin tipleri bahçeleri süslüyor ve Bekir kardeşim bunlardan olan hurmaların renklerinin kahverengiye kaçtığını belirtiyor ve tadının da aynı olmadığını söylüyor.

Bu arada geçenlerde Mesudiyeli komşularla sohbet ederken, köyün eski muhtarı Mustafa Coşar anlatmıştı. Bir gün Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi kurucusu Prof. Dr. Kemal Çeçen, ilk görev yeri olarak Datça’ya gelmiş ve burada İlçe Tarım Müdürlüğü’nde ziraat memuru olarak çalışırken bir seferberlik uygulamış bölgede. Çevrede ne kadar delice zeytin varsa, köylüye bunları aşılatmış. Ücret karşılığı olarak yaptırmış bu işi. Mustafa Coşar, Datça yarımadasında yaşayanların bu kişi sayesinde zeytinle tanıştığını söyledi. Zaten dikkatli bir gözlemci, özellikle kır bölgesi olmak üzere Kumyer civarı ve pek çok bölgede zeytinlerin aynı yaşta olduğunu gözleyebilir.

Mustafa Coşar, burada aşılanan bu deli zeytinlerin, yine bu bölgenin zeytinlerinden alınan çubuklarla aşılandığını söylemişti. Yine Yakaköy’deki yaşlılar, özellikle Kemal Çeçen’in aşı dikme usulü sayesinde aşıların çok kısa zamanda büyüdüğünü söylediler. Kemal Bey, onların ifadesine göre; aşılar için açılan çukurların içine iki çeşit gübreyi toprakla karıştırıp koydururmuş. Sonuçta bu bölgelerin zeytin yönünden zenginleştirilmesi, ancak 1960’lı yıllara tekabül ediyor. Zeytin ve buna bağlı üretilen zeytinyağı… Günümüzde modern sıkma makineleri ile birlikte her köye yayılmış durumda. Hatta bazı köylerde birden fazla fabrika mevcut… Bendeniz hurmayı anlatayım derken, başka konulara girdim yine. Oysa bu konular belki de ileride yazacağım başka başlıkların konuları olacaktır. Zeytinimize kimse dokunmasın diyerek konumuza bir nokta koyalım.

Yazar hasan doğan

Yorumlar (3)

Şevket Bahçelioğlu

2 gün önce / 02.02.2025

Üç yıl Karaburunda Ortaokul Müdürü olarak görev yaptım. Burada zeytin ağaçlarında bazı zeytinler ağacında kahverengiye dönüşe ağacından koparır yerdik. Bu zeytinlere demhurma denirdi. Nikah şahidim rahmetli Faik Toklu abimiz bende hurma zeytin istemiş ve götürmüştüm çok memnun oldu . Nurlar içinde yatsın mekanı cennet olsun.

  |   Beğenmedim 0   |   Cevapla

Şevket Bahçelioğlu

2 gün önce / 02.02.2025

Karaburun Ortaokulu müdürü olarak üç yıl bu ilçemizde görev yaptım. Karaburun’da zeytin ağaçlarında bazı zeytinler kahverengiye dönüşür buna hurma zeytin adını veriyoruz. Ağacından koparıp yerdik. Ya havasından , ya da zeytinin cinsinden geliyordu. Nikah şahitliğimi yapan rahmetli Faik Tokluoğlu abimiz benden hurma zeytin istemişti. Getirdim çok memnun olmuştu. Nurlar içinde yatsın inşallah.

  |   Beğenmedim 0   |   Cevapla

Hüseyin sağır

2 gün önce / 02.02.2025

Teşekkürler Hasan Öğretmenim. Biz de çürütmenin güzeline hurma gibi diyerek avunuyoruz. Size Aslı afiyet olsun. Selam ve sevgiler

  |   Beğenmedim 0   |   Cevapla