28 Eylül Mitingine KATIL

28 Eylül'de miting var. Sadece maden ve enerji şirketlerini önceleyen, topraklarımızı işgal etmenin önünü açan 7554 sayılı torba yasaya karşı çıkmak için değil... Adalet için, özgürlüklerimiz için, en temel haklarımızı savunmak için sen de KATIL...

28 Eylül Mitingine KATIL

Kocaman bir kara bulut geziniyor tepemizde. Öyle kara, öyle yoğun, öyle baskın.. başka hiçbir renge geçit vermediğinden şikayetçiyiz. Senelerce bin bir çabayla elde edilmiş en temel haklarımızın, özgürlüklerimizin, bir bir elimizden kayıp gittiğinden yakınıp duruyoruz... Öyle çok ki... neyi/neleri kaybettiğimizi sayamıyoruz, ışığımızı/yönümüzü kaybettik, ciğerimize ciğerimize basıyor "o" el, soluk almamız bile engelleniyor... Sesini çıkartmaya çalışanın ağzına basıyor, kim ki hakikatleri söylüyor, kim ki haklarını savunuyor, kim ki umarsıza umut olmaya çalışıyor; onların tepesinde bitiyor. Etmediği kötülüğü bırakmıyor... Bu karanlığı tek başına göğüslemeye çalıştığımızda, naçarız, biçareyiz...Şikayetin bini bir para... 

Sokağa çıktı diye öğrencileri, gerçekleri yazdı diye gazetecileri, fikrini söyleyen akademisyenleri, kitleleri coşturan, şarkı söyleyen sanatçıları, aydınları içeri atıyor. Köylünün toprağına, zeytinine el koyuyor.  İşçinin grev hakkı, öğretmenin tayin hakkı, ananın evladını doyurma, babanın çocuğuna kucak açma imkanını elinden alıyor. Hayat pahalılığı, fukaralık almış başını giderken, binbir türlü yalanlarını dinliyoruz: uydurma rakamlarla "enflasyon düştü" deniyor; refahımız düşerken, baskılar artarken;  bizi bu onulmaz karanlığa sokanlar, hala "müreffeh", "huzur-barış dolu" olduğunu iddia ettiği bir ülke pazarlamaya çalışıyor!? Ama işte: farklı hiçbir siyasi renge izin vermiyor; muhalif siyasi partiye bile kayyumlar atanıyor; adalet işlemiyor, eşitsizlik her gün daha da artıyor... Ülkedeki refahın, zenginliğin % 80'ini, ülke nüfusunun yüzde onları mertebesinde (bilemedin % 20'sini bile bulmayan) bir kesim, silip süpürüyor. Zenginler daha zenginleşirken; fakir fukara, daha da yoksullaşıyor...

Öyle bir kara bulut ki: umutlarımızın tükendiği, çaremizin kalmadığı sanrısı ile uyanıyoruz her gelen güne!

Kanun çıkarmak için yeterli milletvekilim var deyip: meşru olmayan yasaları çıkartıyor. Milletinin elinden verimli toprağını alıyor, bahçesindeki zeytinini söküyor. Çoktan kapatılması gereken kömürlü termik santralleri, yargı kararlarına rağmen işletmeye devam ediyor. Herkese zehirli havayı solutmaya devam ediyor. Yetmiyor: havayı temizleyecek karbon yutak alanlarını oluşturan ormanları yok edip, oralara da termik santralde yakacağı kömürü çıkarmak üzere maden-ocak açıyor. Hepimize ait tükenmekte olan suyumuzu madenlere, termik santrallere, çimento fabrikalarına peşkeş çekiyor. Muğla'da yasayla kültürel ve doğal özellikleri dolayısıyla gelecek kuşaklara miras bırakılmak üzere korunması gereken alanlarımız % 65'lerdeyken; korunması gereken bu alanlar sürekli maden ve enerji şirketlerine, inşaatçılara, fabrikatörlere, sermayedarlara peşkeş çekiliyor, yaşam alanlarımız hızla azalıyor, küçülüyor... Muğla hızla doğal ve kültürel özelliklerini, hafızasını, canlılığını, müşterek varlıklarını kaybediyor, ormansızlaşıyor, susuzlaşıyor, kirleniyor, yok oluyor... 
Kapkara bir tablo anlattığımız! 

28 Eylül Mitingine KATIL

Ama unutmayalım: UMUT HER ZAMAN VAR... 

Biz biliyoruz ki: her yanımızı sarmış karanlığı, aydınlığa çevirmek pekala mümkün... Umutlarımızı, renklerimizi, coşkumuzu, enerjimizi yeniden diriltmek... Göğsümüze basan bu karabasandan kurtulup yeniden nefes almamız, yeniden renklerimizi ışıtmamız, sesimizi çoğaltmamız kendi ellerimizde.

Biz biliyoruz ki: yanımızdakinin sesine ses katabilirsek, yanımızdakinin rengine ışık tutabilirsek, toprağını kaybeden köylüye, hakkı yenen işçiye el verebilirsek, kadını, yaşlısı, genci, çocuğu ile farklı farklı görüşlerimize rağmen asgari müştereklerde birleşebilirsek, korkuyu bir kenara atıp sesimizi daha çok çıkartabilirsek...

Haksızlığa uğrayanın tarafında amasız el vermeyi, birlikte olmayı becerebilirsek... "Ben olmadan da yürür bu kervan" demekten vazgeçmeyi öğrenebilirsek... Farklı renklerimizin zenginliğimiz olduğunu bilince çıkarabilirsek...

28 Eylül'de TOPRAĞIMIZI VERMİYORUZ MUĞLA MİTİNGİ, neredeyse eksiksiz muhalefet partilerinin, geniş bir muhalefet cephesinin, sendikaların, meslek odalarının, kadın-çevre ve dayanışma örgütlerinin en üst organlarıyla katıldığı bir miting olacak. 

Sen de gelirsen, el verirsen, ses katarsan, ışık tutarsan... daha çok sesimiz duyulacak...

Biz biliyoruz ki: BİZ GÜÇLÜYÜZ...  BİZ KAZANACAĞIZ... MUTLAKA KAZANACAĞIZ...

Şair'in dediği gibi:

Haydi unutmadan hiç
Nereden biz gücü alırız
Hem açken hem de tokken
Haydi unutmayalım
Bu dayanışmayı...  (B. Brecht)

28 EYLÜL'DE Saat 16.00'da Muğla Atatürk Bulvarında MİTİNG ALANINDAYIZ. 

SEN DE GEL... KATIL...

Toprağımızı Vermemek için...

     Adalet için, Özgürlük için, Eşitlik için...

            Temel Haklarımızı Korumak için HEP BİRLİKTEYİZ... 

Mitinge katılmak için Muğla'nın her yanından iletişim kanalları:
28 Eylül Mitingine KATIL

Yazar ibo.a.bo

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış