Bugün (16.01.25) Bozburun Selimiye'de toplanan yurttaşlar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının oluruyla ve MUÇEV eliyle Port Marin AŞ tarafından Selimiye'de yaptırılmak istenen 145 tekne kapasiteli Marina ve Çekek Yeri için yapılmak istenen Halkın Katılımı Toplantısına katıldı ve bilgilendirmek isteyen şirketinin yetkilileri ve bakanlık yetkililerine "marina istemediklerini" söyleyerek itirazlarını sürdürdüler.
Yapılmak istenen HKT, yerel halktan ve Muğla'nın Marmaris, Datça, Menteşe, Ula, Fethiye gibi çeşitli yerlerinden katılan yurttaşların yoğun protestosu ile başladı. Protestolar dinmek bilmedi. Katılımcılar arasında Muğla Çevre Platformu, Marmaris Kent Politikaları Derneği, Deştin Çevre Platformu, Marmaris Denizciler Derneği, meslek odalarından, Büyükşehir Belediyesinden yetkililer ve yerel halktan insanlar da vardı. HKT'nin yapıldığı Kahve'de toplanan yurttaşlar, "Selimiye'de Marina İstemiyoruz" pankartları açtılar ve sürekli olarak marina istemediklerini haykırdılar.
Toplantı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Şirket yetkililerinin toplantıyı terk etmesine kadar sürdürüldü. Toplantıyı terkeden yetkililerden, halkın toplantıyı istemediğine dair tutanak tutulması için ısrarlı girişimlere rağmen yetkililer tutanak tutmadan ayrıldı.
Toplantı mekanının dışında da protestolarını sürdüren halk, neden marinayı istemediklerini anlatan konuşmalar yaptı ve itirazlarını dillendirdi. Söz alanlar, koyun durgun yapısı nedeniyle denizin aşırı kirleneceğini, daha köyün altyapısının bile hazır olmadığını, bölgenin özel çevre koruma bölgesi olduğunu, deniz ve kıyı ekosisteminin bozulacağına dair endişelerini paylaştılar ve marinayı istemediklerini anlattılar (daha detaylı haber için bkz: Marmaris Selimiye’ye yapılması planlanan “Yat/Tekne Bağlama İskelesi” projesinin Halkın Katılım Toplantısı yaptırılmadı).
Datça MUÇEP Meclisinden gönüllüler de Halkın Katılımı Toplantısına katıldı:
Datça MUÇEP Meclisinden kalabalık bir gönüllü grubu da Halkın Katılımı Toplantısına katılmak üzere Selimiye'deydi. MUÇEP Datça Meclisinden Nurhan Yeşilnur, Datça'da da benzer bir liman projesiyle başlarının dertte olduğunu, limana ÇED Olumlu raporu veren Bakanlığı dava ettiklerini, Selimiye ile aynı ekosistemi paylaştıklarını ve MUÇEV'in Selimiyelilerin başlarına bela ettiği bu marina projesinde yerel halka destek vermek üzere geldiklerini söyledi. Datça'nın da Bozburun'la birlikte aynı özel çevre koruma bölgesinde olduğunu hatırlatan Yeşilnur, Datça'da Yat Limanı için Mahkeme tarafından atanan Bilirkişi Heyetinin verdiği raporun aslında tüm Hisarönü Körfezi için de örnek teşkil ettiğini de ilave etti. Tekne sahibi deniz insanları dahil aklı başında her insanın doğanın-denizin-kıyıların bu kadar kirletilmemesi gerektiğini paylaştığını belirten Nurhan Yeşilnur, Oksijen Gazetesinde tekne sahibi Ali Boratav'ın yazdıklarına atfen, "Sayın Boratav, Akdeniz Kıyılarında her koya yapılmaya çalışılan bu yat limanlarının akıl dışılığına vurgu yaparken -bir zaman sonra Türkiye’nin çok fazla marinası ve az sayıda teknesi olduğunu göreceğiz. Mesele şurada: Yeni marina inşa-işletme taliplilerinin tümü çok para kazanmak istiyorlar. Türkiye’deki teknelerin en aşağı yarısını oluşturan mütevazi amatör denizcilere yönelik hiçbir proje görmüyoruz. Marina yapayım, kent merkezinde olsun, yanına 7 yıldızlı otel yapayım, 2 de AVM ve 1 de A++ tatil sitesi ekleyeyim… 3 lira yatırayım, ikinci yıl 13 lira kazanmış olarak, tüm kompleksi 33 liraya Kuveytlilere satayım” gibi bir zihniyet. Maalesef hükümet de, MUÇEV örneklerinde olduğu gibi aynı mantığın temsilcisi durumunda" sözlerini hatırlatarak "bu gidişle Bakanlık ve MUÇEV sayesinde bir süre sonra tekne sayısından daha çok yat limanı olan ülke olarak rekorlar kitabına gireceğiz, o kadar saçma bir durumla karşı karşıyayız" diyerek ironik bir açıklamada da bulundu.. Nurhan Yeşilnur, Muğla İdare Mahkemesinde Datça Yat Limanı ile ilgili davalarının da devam ettiğini, Şubat'ın 14'ünde bir duruşmaları olduğunu ve Datçalı yaşam savunucuları olarak o duruşmaya da hazırlandıklarını ilave etti.
Yorumlar (0)