Selahattin Demirtaş’ın 15 Ağustos 2024, sabah vakti kaybettiğimiz Tarık Ziya Ekinci’ye dair mesajı, Türk ve Kürt sosyalistlerinin ona verdiği değere dair işaretler taşır:
“Sevgili Tarık ağabeyin ömrünü adadığı tüm değerlere bağlı kalarak onun hayallerini gerçekleştirmek için her daim kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğimizi belirtiyoruz.
Son yüz yılın canlı tanığı ve hafızası da olan değerli Tarık Ziya Ekinci’yi asla unutmayacağız. Nur içinde yatsın.”
Tarık beyin ömrünü adadığı bu “değerler” nedir? Tanıyan herkes, o anda kendi baktığı açıdan bir dolu şey söyleyecektir:
Tarık Ziya Ekinci için iyi bir doktordur diyenler kadar onun hak savunuculuğunda bayraklaşan isimlerden biri olduğunu söyleyenler de çıkacaktır… sol-komünist siyasetin ya da demokrasi mücadelesinin önemli taşlarından biridir diyenler ya da ona Kürt hareketi üzerinden sahip çıkanlar da olacaktır… samimiyetine, kibarlığına, doğruluğuna, mütevaziliğine, direnmekten vazgeçmemesi gibi karakteristik özelliklerine değinenler de mutlaka olacaktır…
Ardında hem uğraşlarını ve hem de kendisini anlattığı çok eser bırakan şahsiyetlerden biridir Tarık bey… “Lice’den Paris’e Anılarım” isimli sekizyüz küsur sayfalık kitabı, onu birinci elden tanımak için önemli bir başvuru kaynağıdır. Kitabın ilk bölümü ve içerdiklerine İletişim Yayınları sayfasından ulaşılabilinir (bkz: https://iletisim.com.tr/Images/UserFiles/Documents/Gallery/130515125312.pdf). Tarık Bey ile ilgili bir diğer iyi kaynak ise İnternette Artı Gerçek’te Ali Duran Topuz’un, Ekinci’nin ölümü sonrasında köşesinde yazdıkları (bkz: https://artigercek.com/makale/oxir-be-tarik-ziya-ekinci-314662)... 1960’ların 1. TİP döneminde ve yine 1970’lerin 2. TİP ve sonrasında yoldaşlık yapan Doğan Özgüden’in yine Artı Gerçek’te yazdıkları da bize yol göstericilik yapacaktır (bkz: https://artigercek.com/makale/sosyalist-mucadelemizin-saygin-kurt-sahsiyeti-314774). Bir üçüncü kısa kaynak, Tarık Ziya Ekinci ile 2019’da yaptığı söyleşiyi İndependent Türkçe’de yayınlayan Abdülhakim Günaydın’ın Tarık Ziya Ekinci ile 2019’da yaptığı güzel sohbet yazısıdır (bkz: https://www.indyturk.com/node/34111/r%C3%B6portaj/tar%C4%B1k-ziya-ekinci-independent-t%C3%BCrk%C3%A7eye-konu%C5%9Ftu-t%C3%BCrkiye%E2%80%99ye-yak%C4%B1n-zamanda).
Benim Tarık Bey’i öğrenmem 1970’lerin ortalarında 2. TİP’le tanışmamla başladı. Bugünkü aklımla aslında sol bir koalisyon olan 1. TİP'te Kürt kanadının en etkin temsilcisi, doğu mitinglerinin örgütleyicisiydi diye anlatıldığını hatırlarım… Yüzyüze tanışma fırsatını ise henüz 16-17 yaşında yakaladım. 1978’de Diyarbakır’daki TİP Parti Lokalinde akşam sohbetlerini kaçırmazdım, ne kaparsam kardır diyerek. Üçte-bir Senato Yenileme Seçimleri öncesine rastlayan o zamanlar, tam anlamlandıramadığım acı-tatlı bir çekişme hali kalmış aklımda. Demokrasi mücadelesinin önemine dair olurdu sohbetleri. Ara ara partide birilerine dokundurduğu da olurdu. Partinin giderek merkezileşen yapısını bir kayıp olarak değerlendirdiğini hatırlıyorum. Lafını çekinmeden ama büyük bir incelikle kavgaya neden olmadan anlatmaya özen gösterdiğini hatırlarım bir de... İtirazlarını Parti toplantılarında, kongrelerinde yaptığını da hatırlarım.
Bana göre Tarık bey’in bize en önemli miraslarından birisi: (daha HDP’den de önce) HEP’in kuruluşundan başlayarak Kürt Özgürlük Hareketini de içeren bir sol-sosyalist partinin Türk ve tüm ezilen halkların sosyalistleri ile birlikte bir bütün olması (Türkiyelileşmesi) için verdiği mücadele oldu. HDP ve HDK’dan çok daha öncesinden başlatılan bu arayış, onun sosyalizm ve demokrasi anlayışının bütüncüllüğünün de eseridir. Bu anlayışa sahip olarak, taa çok eskilerden beri sahip çıktığı partilerin merkezi bürokratik işleyişlerine karşı durduğunu, demokratik çoğulculuğu özendirdiğini söylemek yanlış olmaz, sanırım…
Tarık Bey'in İstanbul'dan Diyarbakır'a getirilen cenazesi, Düzenlenen törenin ardından Yenişehir Mezarlığında toprağa verildi...
Yorumlar (0)